Diplomatik skandal!
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakan Yardımcısı Murat Mercan önderliğindeki Türk enerji firmaları temsilcileri, geçtiğimiz hafta Bosna-Hersek’teydi. Murat Mercan ve beraberindeki heyet, Saraybosna ve Banya Luka’da temaslarda bulundu.
Bosna-Hersek Dış Ticaret Odası’nın Saraybosna’daki toplantısına, her iki ülkenin enerji bakanlığı yetkililerin yanı sıra, Türk şirketlerinin temsilcileri ve Bosna-Hersek’in firma, enstitü ve oda temsilcileri de katıldılar. Oldukça verimli geçen toplantının gerçekleştirildiği salona, her iki ülke bayrakları da asılmıştı. Kısacası her şey olması gerektiği gibiydi.
Ziyaretin Banya Luka ayağı ise tam bir diplomatik skandala sahne oldu. Murat Mercan ve Bosna-Hersek Cumhuriyeti’ne bağlı otonom bölgelerden biri olan, Sırp Cumhuriyeti Sanayi, Enerji ve Madencilik Bakanı Zelyko Kovaçeviç, görüşmelerin ardından, birlikte basın toplantısı düzenlediler. Fakat basın toplantısının düzenlendiği salonda Türkiye ve Bosna-Hersek bayrakları yerine iki adet Sırp bayrağı asılmıştı.
Daha önce Avrupa Konseyi Parlamenterler Birliği Türk Delegasyonu Başkanlığı ve TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanlığı yapmış tecrübeli bir siyasetçi olan Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakan Yardımcısı Murat Mercan’ın ve Türkiye Cumhuriyeti Saraybosna Büyükelçiliği’nin, bu fotoğrafa müsaade etmesi inanılır gibi değil.
Aslına bakarsanız bu diplomatik skandalın bir benzeri, 19 Haziran 2012 tarihinde, Saraybosna Büyükelçimiz Ahmet Yıldız’ın, Sırp Cumhuriyeti Başkanı Milorad Dodik’i ziyareti esnasında yaşandı. Tahmin ettiğiniz gibi, Bosna-Hersek sınırları içerisindeki bir şehirde yapılan bir toplantıda, yine Bosna-Hersek bayrağı yerine Sırp bayrağı bulunuyordu.
Her iki fotoğraf da, Bosna-Hersek’in bütünlüğüne mayın döşeyenlerin ekmeğine yağ sürmenin yanı sıra, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun sık sık dile getirdiği “İstanbul’un savunması Saraybosna’dan başlar” yaklaşımını hiçe sayarak, Türkiye’nin kendi ayaklarına sıkmasıdır. Eğer bu cümleyi abartılı bulduysanız, en başta, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na büyük bir haksızlık ettiğinizi bilmelisiniz.
Davutoğlu, bundan tam iki yıl önce, 29 Ocak 2011 tarihindeki Bosna-Hersek ziyareti esnasında Bosnalı Sırp lider Milorad Dodik ile görüşmüştü. Görüşme sonrasında basın toplantısının yapılacağı odada Bosna-Hersek bayrağı bulunmuyordu. Bunun üzerine Davutoğlu, ‘’otonomi yönetiminin’’ toprak bütünlüğü içinde yer aldığını ve salonda Bosna-Hersek bayrağının da olması gerektiğini söyler. Yaklaşık iki saatlik bekleyişin ardından, Türkiye ve Bosna-Hersek bayrakları da salona getirilerek, basın toplantısı yapıldı.
Şimdi soru şu: Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden bu üç isimden hangisi doğru olanı yaptı?
Sırrı Sakık, Otur.. Sıfır!..
CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, “Türk ulusuyla Kürt milliyeti eşit olamaz” dedikten sadece birkaç gün sonra, BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık sazı eline aldı. Sırrı Sakık, Meclis Genel Kurulu’nda aynen şunları söyledi: “Çanakkale’ye bakın. Orada sadece sizin atalarınız savaşmadı. Sonradan bu ülkeyi kendisine vatan edenler, Kafkaslardan, Boşnaklardan gelenler, siz bu ülkenin sahipleri değilsiniz. Haddinizi bileceksiniz.”
Sırrı Sakık’ın bu sözlerinden haberdar olunca, acaba yanlış mı hatırlıyorum diye, hemen elime bir coğrafi atlas aldım. Balkan haritasını milim milim inceledim. Fakat ‘Boşnaklar’ diye bir ülke, şehir ya da coğrafi bölgeye rastlayamadım. Daha sonra, acaba geçmişte böyle bir isimlendirme kullanılmış olabilir mi diye, kütüphanemi alt üst ettim. Fakat netice aynı oldu. Anlaşılan o ki, Sırrı Sakık’ın coğrafya dersine bedenci, tarih dersine de fizikçi girmiş.
Boşnaklar, ‘Türk’ olmanın, ‘vatana’ ve ‘millete’ sadık kalmanın bedelini, sadece 1992-95 Bosna Savaşı’nda, 10 bini Srebrenitsa’da olmak üzere, 250 bin şehit vererek ödediler. Halen de ödemeye devam ediyorlar.
Balkan muhacirleri, bu vatanın bölünmez bütünlüğünün bir cüzü ve teminatıdırlar. Balkan muhacirleri, en az bizim kadar, bu toprakların sahibi ve bu vatanın has evlatlarıdırlar. Mevzu bahis, ‘haddini bilme’ ve ‘sadakat’ olduğunda, Sırrı Sakık ve yol arkadaşlarının, Balkan muhacirlerinden öğrenecek çok şeyi var!
Sırrı Sakık ve türevleri için küçük bir hatırlatma: “Çanakkale Savaşı’na, biri Gora’dan olmak üzere, Kosova’dan sekiz tabur katılmıştı. Bunlar; Yeni Pazar, Yeni Varoş, İpek, Gora, Prizren, Priştine, Üsküp ve Kalkandelen taburları idi.” (Kosova’nın Çanakkale Kahramanları, Yrd. Doç. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, Yarımada Yayınları, Sayfa 75)
Yazımızı yine bir soruyla noktalayalım: Bugüne kadar, askere ve polise silah çeken, hainlerden kaçı Boşnak ya da Balkan muhaciridir?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.