Bilal Şahan

Bilal Şahan

İlaca da “ilaç” lazım!

İlaca da “ilaç” lazım!

 

Sağlık Bakanlığı bebekler ölmesin diye “mamabank” kurulmasına sıcak bakıyor. Bilemiyorum ama belki de destek veriyor. Büyüklerimiz daha iyi bilir deyip geçelim, kamuoyunun bu konudaki duyarlılığı giderek de artıyor zaten. Duyarlılığın artması gereken bir başka konuya değinelim biz.

      Bebekleri düşünen bakanlık, ilaç kullanan hastaları da düşünüyor mu acaba? Düşünmesine düşünüyor ancak yeteri kadar değil gibime geliyor.

      Yıllar önce ulusal yayın bir televizyon kanalında ABD’nin ilaç devlerinden bir firmanın antibiyotiği üzerine haber yapmıştım. Klinik Farmakoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Cankat Tulunay’ın söylediklerine ne Sağlık Bakanlığı’ndan ne de firmadan bir açıklama gelmedi. O ilaç hala satılıyor.

      Geçtiğimiz şubat ayının başında Sağlık Bakanlığı Türkiye ilaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Dünya Sağlık Örgütü’nün uyarısıyla harekete geçti. Hindistan’da üretilen ve öksürük şuruplarında kullanılan dekstrometorfan adlı etken maddenin ölüme varan ciddi yan etkilerinin olduğunu TEB’e bildirdi.

      Bildirdi de ne oldu? Koskoca bakanlık ilaç firmalarının bu etken maddeyi nereden aldığını bilmiyor. TEB’e gönderilen yazıda aynen şunlar yazıyor:  “Bu nedenle adı geçen üretim yerinden ülkemize dekstrometorfan adlı etken maddenin ithal edilip edilmediğinin bildirilerek, ediliyor ise ithalatının durdurulması gerektiği… Adı geçen üretim yerinden ithal edilen söz konusu etken madde kullanılarak üretilen ürün olup olmadığının ve/veya adı geçen üretim yerinde üretilmiş dekstrometorfan adlı etken maddenin yer alan yerli ya da ithal tüm müstahzarlarının ithalatının/üretiminin durdurularak, stoklarda bulunanlarının ülkemiz piyasasına verilmemesi ve piyasada mevcut tüm partilerinin, ilgili  mevzuat doğrultusunda geri çekilmesi…”

      Bu ilaçlar geri çekildi mi? Eczacılara sordum “hayır” cevabını aldım. Demek ki  bizim ilaç üreticilerimiz dekstrometorfan adlı etken maddeyi Hindistan’dan ithal etmemişler. İçiniz rahat olsun.

      “Bir Sağlık Manşeti de Benden: Müslüm Baba ve Hastane Savaşları”  yazımda da yüzeysel olarak söz ettiğim konuyu bir defa daha gündeme getireyim. Yukarıdaki yazıya göre etken maddenin üretildiği yer, ilacın etkinliğinde yani tedavi ediciliğinde önemli bir etken ise bakanlık bunları denetliyor mu? Yine yazıya göre “hayır” diyebiliriz. Maliyetler artarken  ilaçların fiyatları düşüyorsa firma ne yapar? Maliyetleri azaltma yoluna gider. O yollardan biri de etken maddeyi ucuza almadır. Ucuza alınan maddenin tedavi ediciliği de tartışılmaya başlanır. Çok antibiyotik kullanılma sebeplerinden biri de bu bence. Kullan kullan iyileşmiyorsunuz. İlaçları tekrar bir teste  tabi tutmak lazım.

      “Yurtdışında durum nasıl?” sorunuzu duyar gibiyim.  Geçmişten örnek vererek sizi aydınlatayım, aradaki farkı siz ortaya çıkarın.

      İşte bir haber.  “Pfizer'in çok satan antidepressanı ZOLOFT (LUSTRAL) hakkında yan etkilerinden sonra ABD de ilk defa ilacın etkisiz olması dolayısı ile ilgili tazminat davası açıldı. ABD California eyaletinden Laura Plumlee üç sene ZOLOFT kullanmasına rağmen hiçbir fayda görmediğini, ilacın plasebodan farksız olduğunu ve Pfizer'in bunu bilerek hastaları kandırdığını iddia ederek dava açtı.”

      Romatizmal ağrılarda kullanılan iki ilaç Vioxx ve Celebrex kalp krizini tetiklediği için önce Amerika’da daha sonra Türkiye’de  satışı yasaklandı. Ancak Amerikalıların canı daha değerli olduğu için firmalar orada tazminat ödedi. İşte size başka bir haber daha “AA - TRENTON - ABD'li ilaç firması Merck, yan etkisi yüzünden toplattığı ağrı kesici Vioxx ile ilgili davalardan vazgeçmeleri karşılığında, davacılara toplam 4,85 milyar dolar (5.7 milyar YTL) ödemeyi kabul etti. Romatizmada ağrı kesici olarak kullanılan Vioxx'ın bazı kullanıcılarda kalp krizi ve inmeye yol açtığı gerekçesiyle, 26 bin dava açılmıştı.”

      Bizde…? Ölenin, kalanın hesabı tutuluyor mu ki?  Eczacı ilaç anlatacağına “muayene ücretinin hangi hastaneye gidildiği için çıktığını, neden fiyat farkı aldığını, 30 gün GSS prim ödenmedi uyarısını” izah etmekle meşgul. Basınımız ise yetkililerin “operasyonları öncesi halkı olaya hazırlamakla” ilgili verilen bilgileri haber yapmakla meşgul.

      En son olaya bakalım. Pfizer’in Türkiye’deki adı Champix, yurtdışında  Chantix olan sigarayı bıraktırmaya yardımcı ilacının yan etkilerinden dolayı açılmış tazminat davaları var. Tam 2 bin 700 dava. Firma açılan davalarda anlaşma karşılığı 273 milyon dolar ödemeyi kabul etmiş.

      Bizimle alakası  şu; Sağlık Bakanlığı sigarayı bırakmak isteyenlere bu ilacı kullandırdı. Bu ilacın yan etkilerinden dolayı mağdur olan var mı? Varsa ne olacak?

      Eski İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Eczacı Necla Bal’a göre; "Viox'tan Türkiye'de 4 bin kişinin öldüğü tahmin ediliyor." 

      Bu olayların üzerine hangi Necip Türk Basın’ı gidecek bakalım? Ben eczaneye gidip “çiklet gibi satılan” anti deprasanlardan bir kutu daha alayım. İşe yarar mı ki? Baksanıza elin Amerikalısı dava açmış “faydası yok” diye ama...

     

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Bilal Şahan Arşivi

Tohum

18 Eylül 2014 Perşembe 13:33