Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Seyahat duâsının mânâ ve hikmeti

Seyahat duâsının mânâ ve hikmeti

Bir okuyucumuz, “Sık sık, hele bizim gibi tedbir alınmamış, suistimallerin çok olduğu ülkelerde katliâm gibi trafik kazaları yaşanmaktadır. Tedbir almanın yanında, acaba seyahate çıktığımızda yapacağımız bir duâ var mı?” diye soruyor.

İster gelişmiş, ister gelişmemiş ülkelerde olsun, kaza, musîbet, trafik katliâmları ve benzeri hadiselere sık sık rastlanır. Bu hadiselerin, bizim idrak edemediğimiz veya düşünmediğimiz pek çok yönü, pek çok hikmeti, pek çok neticesi vardır.
İnsanoğlu, nimetlerle imtihan olduğu gibi, belâ ve musîbetlerle de imtihan olmaktadır. Bazen, gelişmiş ülkelerde dahi, öylesine hadiseler vuku buluyor ki, esbabperest insanlık şaşkına dönüyor. Teknolojik gelişmelere ve zahirî sebeplere bakıldığında, “deprem, yağmur, kar, fırtına, trafik kazaları”ndan etkilenilmemesi gerekir.
İnsanoğlu, cüz’î aklıyla, Allah’ın verdiği fikir, güç ve kudret ile ve cârî kıldığı kanunlarla yaptığı bu “medeniyet harikalarını”, âdeta Firavunvârî “Ben kendi ilmimle, kendi iktidarımla kazandım” (Kasas Sûresi, 78) diye böbürlenircesine, “Kendi ilmimiz ve iktidarımızla bu medeniyet harikalarını kazandık” demektedir. Bu kibir ve gururun, şükürsüzlüğün ve nimeti inkâr etmenin cezası da, amelin cinsinden gelmiş oluyor. Mağrur olunan ve “kendi eserimiz” diye böbürlendiğimiz şeyler vasıtasıyla kimi zaman şefkat, kimi zaman zecir tokatları yeriz!
Belâ ve musîbetlerin birçok yönü, birkaç cephesi var demiştik. Elbette, imtihana tâbi tutulan insanın vazifesi, tedbir almaktır. Her ne olursa olsun, bizim vazifemiz, Allah’ın bu sayısız ni’metleri karşısında şükür, tazim ve tesbih etmektir. Bunları terk edip, bir de küfrân-ı ni’met etmek, anâsırı (unsurları) bile hiddete getiriyor!
Öyle ise, at, otomobil, tren, uçak, gemi ve sâir seyahat veya yük vasıtalarına bindiğimizde, yapmamız gereken şey nedir? Kur’ân, bize bu hususta şu emri veriyor:
“O Allah ki, bütün çiftleri yarattı ve bineceğiniz gemileri ve hayvanları hizmetinize verdi. Tâ ki, üzerlerine binip dilediğiniz yere gidesiniz. Onlara bindiğinizde Rabbinizin nimetini hatırlayın ve deyin ki: ‘Her türlü noksandan münezzeh O Allah ki, bunu bizim hizmetimize verdi. Yoksa bizim buna gücümüz yetmezdi. Muhakkak ki, sonunda Rabbimize döneceğiz.’” (Zuhruf Sûresi, 13-14)
Bu duânın orijinal metni olan, “Sübhanellezî sahhare lenâ hâzâ vemâ künnâ lehû mukrinîn. Ve innâ ilâ Rabbinâ lemunkalibûn” âyetini de ezberleyip, vasıtaya biner binmez okumak sünnettir.
Bu duâyı okuyanların başına musîbet veya herhangi bir felâket gelmiyor mu? Şüphesiz ki, gelebilir. Neticede imtihan dünyasındayız ve mülk Allah’ındır; O mülkünde dilediği gibi tasarruf eder. Bize düşen, verdiği musîbetleri dahi, O’na ilticâ etmeye, O’na yakın olmaya, O’nun marifetine bir vesile kılmak ve sabır içerisinde şükretmektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi