Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Harfleri Kutsallaştırmak

Harfleri Kutsallaştırmak

Hiç bir harf, hiç bir alfabe kutsal değildir.  Her harf sistemi, sadece kültür taşıyıcısı olarak değerlidir ama “ilâhî” manada kutsal değildir. 

Çin harfleri, dünyanın en eski ve hal-i hazırda, dünyada en çok kullanılan harfleridir ama kutsal değildir.

Latin, Kril, İbrani, Hind, Gürcü, Ermeni harfleri ve bilcümle harfler de sadece harftir... Yani sadece “şekil”dir; kültür taşıyıcısıdır ama asla kutsal değildir... 
Ve işin en vahimi, hiç bir harf, hiç bir ideolojinin taşıyıcısı değildir. Bizde, partizan cumhuriyetçilerin Arap harflerine yükledikleri “gerici” anlamı, dünyanın başka bir ülkesinde asla karşılaşılmayacak bir saçmalıktır.

Harfler, pratik amaçlarla, o andaki ihtiyacı karşılamak üzere, hayattan alınan örneklerle ortaya çıkarılmıştır. Yazının menşei, logogramlar, ikonogramlar ve hiyerogliflerdir... 
Mesela Çin yazısı logogramlardan oluşur. Çince’de “dağ” demek olan kelime, dağ şeklinin stilizasyonundan ibarettir. Latin ve Arap harflerinin ilki olan “Alfa” ve “Elif”, öküz demek olan “alef” kelimesinden gelmekte ve bu harf de öküz başının sitilizasyonudur. Öküz, o dönemlerin en önemli üretim aracı olduğundan, ona özel bir önem verilmiş ve belirleyici kültür unsuru olarak görülüp harf sistemine onun adı ile başlanmıştır. 

Genel olarak “ikonografi”den; yani “resimle anlatma”dan kaynaklanan harf sistemlerinin, hiçbir ilâhî değeri yoktur.

Bu durum Arap harfleri için de geçerlidir. Arap harfleri, İslamiyet ile ve Allah’ın emri ile ortaya çıkmış bir “kutsal harf sistemi” değildir. Arapların kullandığı harf sistemi Milattan Sonra  ikinci ve dördüncü yüz yıllar arasında şekillenmiş bir Nebatî yazı sistemidir. O da eski Sami harf sistemine dayanır ve 22 harf, Fenike ve Akadları da içine alan Sami dilinden alınmıştır.  Hatta bugün kullandığımız rakamların ve Latin harflerinin kaynağı da Semitik bir kavme, Fenikelilere dayanır. (Batı, önceleri Romen rakamlarını kullanıyordu. Romen rakamlaruyla 4 işlem yapma imkânı yoktu. Onlar da bugün kullandığımız rakamları Araplardan aldılar.) 

 Arapça’daki “Elif, be” sıralaması ile Latince ve eski Grekçe’deki “alfa, beta” sıralaması, tesadüf değil, aynı kaynaktan doğmanın sonucudur. Ayrıca, Arapça ve Latince’de birbirine yakın anlamlar taşıyan “grapf/graf” kelimesi ile “harf” kelimesinin ses benzerliği de aynı kökenden gelmesinden kaynaklanmaktadır. (Kelime başındaki g>h değişimi, el-Harezmî>algorizmi>algoritma” değişiminde olduğu gibidir.)

Elbette dinî ontoloji açısından bakıldığında, yaratılmış olan her şey Allah’ın ayetidir ve bu açıdan her harf de Allah’ın ayetidir. O zaman bütün harflerin ilâhî kutsallığı söz konusu olmaz mı? Benim sözünü ettiğim kutsallık, bu mânâda bir kutsallık değil; insan tarafından yüklenen kutsallıktır. 

Haa... “Eski harfleri terk etmek, bizi islam’dan ve İslam dünyasından uzaklaşmıştır.”  derseniz, ona katılırım ama  harfleri kutsalaştırmam. Çünkü hiçbir araç kutsal değildir. Evet... O harflerle Kur’an-ı Kerim de yazılmıştır, ama başka kitaplar da yazılmıştır. (Bana “başka kitaplar” konusunu söyletmeyin; Murat Bardakçı’ya sorun “başka kitaplar”ı...)
Bizim masum halkımız, Arap ülkelerinden gelen bir hurma kutusunu, üzerinde Arap harfleri var diye öpüp yüksek bir yere koyar. Ku’an-ı Kerim’e duyulan bir saygının ifadesi olarak hoş görülebilir bu durum ama arkasında “harf fetişistliği” yatıyorsa, tehlikelidir. Çünkü Kur’an’ın harflerini, yani şekillerini kutsamak da bir tür putperestliktir İslam’a göre. Kur’an’ın anlamını ıskalayıp harflere takılmak, anlamı değil, şekilleri kutsamak gibidir.

Baroyu 47 gündür işgal eden darbe şakşakçılarının Yeni Akit Muhabiri Mehmet Özmen'e saldırmalarını, sedyedeki insana saldıracak kadar insanlıktan nasipsiz işgalci sözde hukukçuları insanlık adına lanetliyorum. Basına yapılan bu saldırı, insanlığa yapılmış biri saldırıdır. Sayın Mehmet Özmen'e geçmiş olsun. Bil bunları; bilerek büyü sevgili Mehmet!... "

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
21 Yorum
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi