“Ümitsiz” Vak’a!..
Muhafazakar takımından birileri İstanbul Barosu’nun “hukuken düşmüş” Başkanı Ümit Kocasakal için “Ağzı iyi laf yapıyor.!” derdi…
Bir canlı yayında tek soruyla darmadağın ettik, “Serdar Arseven’le beni niye karşıya getirdiniz, bu adam Cin!” filan diyerek kavga etti kanal yöneticileriyle…
•
Bunlar böyle, karşılarında “adam yoksa” varlar!..
Bir de, binlerce kişiyseler ve karşılarında sadece tek kişi varsa…
•
İşte ispatı; Yeni Akit Muhabiri Mehmet Özmen’e üç bin kişilik salonda saldırdılar…
Bir kişiye en az otuz kişi giriştiler…
Mehmet Özmen’i hastanelik ettiler…
Ve “zaferlerini” de, “Vur, vur, vur!.. Dışarı, dışarı!” sloganları atarak kutladılar…
•
Ertesi gün…
Yeni Akit Yayın Kurulu olarak İstanbul Barosu’na gittik…
Siyah çelenk koyduk, kütür kütür basın açıklaması yaptık…
Perdenin gerisinden takip ettiler olup biteni…
Zorla içeri girmeye tenezzül edeceğimiz zannıyla, kapılara çifter sürgü çektiler…
O kadar ki, Baro ekibinden müdavim avukatları bile almadılar içeri; kapı açılır da içeri gireriz filan diye!..
Niye dövelim ki sizi, niye saldıralım ki…
Saldırmak “acizlerin” işi, bizim yaptığımız; gidip demokratik tepkimizi dile getirmek…
Ve hukuk sınırları içinde hesap sormak!..
•
Bütün maskeleri düşüren bir hadise bu…
Diyorlardı ki; “Bu ülkede basın özgürlüğü kalmadı… Gazeteciler hapiste, hiçbir gazeteci gerçek düşüncelerini yazamıyor!..”
Diyorlardı ki, “Aydınlar ya hapiste ya hastanede!.. Memleket diktatörlüğün bu kadar koyusunu görmedi bugüne kadar!..”
•
Yalanlara yaslandırdıkları propagandalarını “dış dünyaya” da taşırarak Türkiye’ye iftira atan bu takım, en iyi fotoğrafı almaktan başka bir gayesi olmayan Yeni Akit Muhabiri Mehmet Özmen’i, kürsüdekinin “hedef göstermesinden” dolayı araya alıp tekme tokat dövdü, yerlerde sürükledi.
Hastanelik etti!..
Bir de binlerce azgın…
“Vur, vur, vur!.. Dışarı, dışarı, dışarı!..”
Hatırlarsınız; zamanın “militan maço solcuları” milletin oylarıyla seçilen Merve Kavakçı Hanımefendi’ye nasıl hücum etmişlerdi…
O gün, Merve Kavakçı’nın inancını hedef alarak “Dışarı!.. Dışarı!” diye bağıran zihniyet, bugün Yeni Akit Muhabiri Mehmet Özmen’e uyguladı aynı tarifeyi…
Yıllar geçiyor, Türkiye değişiyor, Türkiye’nin itibarı her geçen gün artıyor…
Ama bunlarda zerre değişim, gelişim yok!..
•
Hale bak;
Ümit Kocasakal, muhabirimiz Hüseyin Kulaoğlu’nun bir grup “teröristin” Yeni Akit muhabirine saldırısı hakkındaki sorularını cevaplandırırken saldırıyı savunmuş!..
Mehmet Özmen’in “Genel Kurul”da fotoğraf çekmeye çalışmasını kabahatmiş gibi göstermeye yeltenmiş!..
Yani bu kadar olur!..
Böyle yapacağına…
Hiç olmazsa bunca rezilliğin meydana gelmesinden sonra, “Orada istenmeyen olaylar oldu… Bundan dolayı çok üzgünüm. Kendisinden özür diliyorum” filan deseydi…
“Terör saldırısına” muhatap olan muhabirimiz Mehmet Özmen’e telefon açıp üzüntüsünü ve geçmiş olsun dileklerini iletseydi…
Ama yok…
O “insanî” tavır olurdu…
“Hukukçuya yakışan tavır!” olurdu.
Sen ev sahibisin, misafirlerinin huzurundan ve can güvenliğinden sen sorumlusun!..
Ama nerdeeee…
Bizim inancımızda, kültürümüzde misafir ne demek, misafire saygı ne demek…
Nereden bilecek!..
•
Bu sorumluluğun gereğini yerine getirmemek bir yana, bir de “kışkırtıcılık” yapar ve “Muhabir de dayak yemeyi, hastanelik olmayı hak etti, niye fotoğraf çekiyor ki!” ye getirirsen; “hukuk önünde” hesap verirsin!..
•
“Hukuk” ne kadar gerektiriyorsa o kadar bedel ödersin!..
•
Alenen tehdit ettiğin hakim ve savcılar da korkmaz senden!..