Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Fotoğrafın arkası ve PKK

Fotoğrafın arkası ve PKK

Şimdi her şeyin düzelmesini, “eski mutlu günlerdeki gibi” kardeş kardeş yaşamamızı can u gönülden isteriz elbette. İstemeyenler kanla beslenen siyasiler, teröristler ve tröstlerdir...

Artık Türk anaları da Kürt anaları da ağlamak ve sinelerini dövmek istemiyor. Mehmetçik anası, oğlunun askerden, Kürt anası da dağa kaldırılan çocuğunun dağdan sağ salim dönmesini istiyor.

Silahların susması, barış dilinin anlaşılmasını sağlayacak ve barış sesinin daha da yükselmesine yol açacaktır. İnsanlar konuşa konuşa anlaşırlar, dövüşe dövüşe değil... Bütün temennimiz, zedelenen kardeşliğin bir an önce yeniden tesisidir.
Pekiii... Kazın ayağı öyle mi?

David Fromkin’in “Barışa Son Veren Barış” adlı kitabını hatırlarsınız... O kitapta, “düvel-i muazzama”nın Ortadoğu planları çerçecesinde 1923’lerde çizilen sınırların, gerçek barışı ertelediği ve imzalanan sanal barışların da gerçek barışa son verdiği anlatılır.
Lozan dahil, 1923’e kadar imzalanan anlaşmaların hiç biri, Ortadoğu’ya barış getirmemiştir. Ortadoğu gerçek barışı Osmanlı döneminde yaşamıştır. Bu yüzden, Osmanlı’dan sonra, bölgeyle ilgili hiç bir barış teorisi, tutmamıştır. 21 Mart 2013 günü Diyarbakır’da okunan bildiriyi bu açıdan değerlendirmek lazımdır.

Propagandif cümlelerle retoriğe boğulan Diyarbakır bildirisi, aslında bir bitişin değil, yeni bir “level”ın habercisidir. Elbette bu bildiri ile nisbî de olsa silahlar susacaktır. Silahların susması kamuoyunu rahatlatacaktır da... Önümüzdeki günlerde, bu bildiri yeteri kadar tartışılacak ve müneccim tıynetli yazarlar-yorumcular, onda ne boncuklar bulunacaktır ne boncuklar!...

Türkiye’nin sorunu ve ufku, bildiri metninden ibaret değildir. Metinde, en dikkati çeken husus, silahların şimdilik susmasının istenmesidir. Silahlar Türkiye topraklarında geçici olarak susabilir fakat Türkiye dışında asla susmayacaktır. Zira terörün Irak, Suriye ve İran boyutu da vardır.

Türkiye’de susan silahlar, Suriye’nin Kuzeyindeki şehirlerde, iktidar kavgasının aracı olacaktır mesela...
Mesela Irak’ın Kuzeyindeki topraklarda verilen iktidar kavgası da  silah sesleri arasında devam edecektir. PKK, şimdilik Türkiye’deki iktidar iddiasından vaz geçmiştir ama en yakın iktidar ümidinin olduğu Kandil ve civarında silahlarını gömmeyecektir. Kandil’in Doğusu (İran) ve Batısı (Irak) yeni iktidar alanlarıdır PKK için. Türkiye’den çektikleri teröristlerle, buradaki mücadelesine güç katacaklardır.

Türkiye, sosyal ve siyasî iradesini gösterip ülkeyi terörden arındırabilir ama bu, Kürt gruplar arasındaki iktidar kavgasının sonu demek değildir; sadece PKK’nın Türkiye’den şimdilik vaz geçmesi demektir.

Türkiye dışına çıkan PKK, özellikle Irak’ta Talabani ve Barzani güçleriyle tokuşacak ve mutlak iktidarını o coğrafyada tesis etmeye çalışacaktır. 1992 Sonbahar’ında yaşadıkları “Güney Savaşı” pratiği de göstermiştir ki, PKK, vaktiyle Türkiye’de yok ettiği diğer Kürt gruplarına tahammül edemediği gibi Irak’ta da diğer Kürt gruplarına tahammül edememektedir. PKK nasıl Türkiye’deki diğer Kürt gruplarını yok ettiyse, Barzani ve Talabani gruplarını da yok edip Kuzey Irak’ta iktidara gelmek isteyecektir.

PKK’nın Kuzey Irak’ta iktidara gelmesiyle sular durulmayacaktır. O coğrafyada güçlendiğine vehmeden PKK Türkiye, İran ve Suriye’den toprak talep edecek ve “Büyük Kürdistan” emeline kavuşmak için çalışacaktır. Bu aşamada en büyük destekçisi de ABD ve İsrail olacaktır.

Fotoğrafın önüne bakarsanız, neyin ne olduğunu anlayamazsınız; oysa arkasında her şey yazıyor. Çevirin arkasını, okuyun.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi