İmralı canisinin metninde boncuk aramak
Diyarbakır’da okunan metinde ne boncuklar aranacağını yazmıştım Cumartesi günkü Yeni Akit’te...
Maaşallah, bu ülkede ne boncuk arayıcılar varmış arkadaş!... 3 gün içinde didik didik ettiler metni ama sadra şifa bir boncuk bulamadılar.
En çok da Misak-ı Millî’ye yapılan vurguya çekilen dikkatlere güldüm. Ulan biz 40 yıldır “Misak-ı Millî” diyoruz... “Lozan’da kandırıldık. Lozan, Misak-ı Millî’den geriye düşüştür.” Diyoruz... “1923 Şubat ve Mart’ı, Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey ile Erzurum mebusu Hüseyin Avni Bey ve arkadaşlarının, mecliste Misak-ı Millî’den bir milim taviz vermeme pahasına verdikleri savaşa sahne olmuştur. Bu tartışmalar Mart sonunda Ali Şükrü Bey’in katledilmesi ve arkasından Lozan’ı kabul etmeyecek olan Birinci Meclis’in feshedilmesiyle sonuçlanmıştır. Lozan’ı İkinci Meclis imzalamıştır ve bu ülkenin şaftı İkinci Meclis’ten itibaren kaymıştır.” diyoruz... Aldıran yoktu... İmralı canisi deyince hatırlandı Misak-ı Millî ve söyleyen de kıymete bindi.
İmralı canisinde değişen bir şey yok... O sadece kendini kurtarma sevdasında. Halkın hafızasına atıflarda bulunarak güya özür diliyor. (İsrail de aynı günlerde özür diledi. İki özür arasındaki zamanlama ilişkisini farkettiniz mi?) Cani, “Misak-ı Millî, İslam, peygamberler” diyerek özrünü katmerlemeye çalışıyor ve bizim ham-ervah yazar-çizer takımı da sazan gibi atlıyor bu laflara...
Diyarbakır’da okunan metinde uzun uzun boncuk arayacağınıza, ilk cümlesine baksanıza... Ne diyordu İmralı canisi: "Mazlumların özgürlük ve Nevruzu kutlu olsun." Dakka bir, gol bir yani...
Eşkıya güruhu ve onun bebek katili başı, pekçok konuşmasına, “Mazlumların, Hayrilerin, Agitlerin....” diye başlar. Bunlar, PKK’nın kurucularındandır ve ölmüş veya öldürülmüşlerdir.
İmralı canisi, daha ilk cümlenin kelimesinde, bir yerlere mesaj veriyor. Bu cümle niye “Mazlum halkların...” diye başlamıyor da, “Mazlumların...” diye başlıyor?...
Metnin “Mazlumların...” diye başlamasının sebebi, o gün o meydanda toplanılmasının sebebidir de ondan bu kelime ile başlamıştır İmralı canisi.
Kürtler 1982’den önce Nevruz-Mevruz bilmezdi. Bakın, 1982’den önceki PKK yayınlarına, hiçbirinde bahsedilmez Nevruz’dan...
***
İran ve Türk cumhuriyetleri büyük törenlerle Nevruz kutlarken, Türkiye’de Türkler’in de Kürtler’in de “Eskiden Nevruz diye bir şey varmış”tan öte gitmiyordu ilgileri ve bilgileri.
Her ideolojik hareket, önemli günler (bayramlar), sembol isimler, olaylar ve mekânlar yaratmak ister. PKK da bu amaçla, Nevruz’u hatırladı ve 21 Mart 1982 günü, PKK’nın kurucularından Mazlum Doğan hapishanede kendini yaktı. Bu tamamen zerdüştî bir tavır olarak yaygınlaştırıldı. Böylece PKK’nın nur topu gibi bir kutsal günü olmuştu. Ondan sonra her yıl 21 Mart, Nevruz adı altında, PKK propagandası ve örgütün militan kazanma operasyonlarına dönüştü.
İlk kelimesinde “huylunun huyundan vaz geçmemesi” örneğini sergileyen İmralı canisinin yazdığı metnin bir kaç retorik ve bir kaç rüşvet-i kelamdan öte gitmediğini anlamak için orta zekâlı bile olmaya gerek yoktur.
Metinde boncuk arayın bakalım liberaller, yanaşmalar!...
Sonunda meşhuur bir “hareket çekme” ile karşılaşırsanız, şaşırmayın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.