Kendi halimizde olmak yetmez
“Biz kimseye zarar vermiyoruz, kendi halimizdeyiz, günaha girmiyoruz, ibadet ve zikirdeyiz!” demek yetmez.
İki katlı bir yolcu gemisindesiniz. Üst kattaki yolculardan kimi oyunda, oynaşta. Kimi sohbette. Kimisi uykuda. Kimisi de zikirde, şükürde, fikirde…
Herkes kendi meşgalesinde; kimse birbiriyle ve alt kattakilerle de ilgilenmiyor.
Oysa alt kattakiler gemiyi delmekle meşgul! Bu geminin akıbeti batmaktır!..
Üst kattakiler “delme” ile hiç ilgileri olmasa da onlar da gark olacaktır!
Peygamberimiz (asm), “iyilerin iyiliklerine devam” etmekle birlikte “seyirci ve ilgisiz!” kalmaları hepsinin akıbetinin batmak olduğunu şu temsille anlatır:
”Allah’ın emir ve yasaklarına uyan ile uymayanların durumları, bir gemiye binip aralarında geminin alt ve üst katı için kur’a çekerek bu katlara yerleşen yolcuların haline benzer. Öyle ki alt katta oturanlar, su ihtiyaçlarını üst kattan gidermek zorundaydılar. Alt kattakiler onları rahatsız etmemek için baltayla geminin altını delmeye başladılar. Geminin üst katındakiler, alt kattakilerin yanlarına geldiler.
“Ne yapıyorsunuz?”
“Su ihtiyacımız için sizleri rahatsız ettik. Sizi rahatsız etmemek için geminin altını deliyoruz!
“İşte bu durumda üst kattakiler alt kattaki gemiyi delenlere engel olsalar, hem kendilerini hem de onları kurtarmış olurlar. Eğer onlara engel olmayıp kendi haline bıraksalar, hem kendilerini hem de onları helâk etmiş olurlar.” (Kütübü Sitte, Prof. İbrahim Canan. c. 2, s. 385.)
Bu hadis-i şerif bize ne dersi veriyor: Kabahat işlememek, hata etmemek yetmez. Ya “emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i ani’l-münker”i yaparsınız veya batarsınız!
”Ya iyiliği emreder, kötülükten men edersiniz. Yahut Allah şerlilerinizi hayırlılarınıza musallat edecektir. O zaman hayırlılarınız duâ etse de duâları kabul edilmez.”
“Ey mü’minler yalvar yakar olmanıza rağmen duâlarınız kabul olmayacak durumlara düşmezden önce, iyiliği emredin ve kötülükten de men ediniz. Önceki milletlerin helâk olmalarının sebebi, iyilerin kötülüğe engel olmayışları ve kötülerle beraber olmalarıdır.”
Günah işlememek, hata etmemek yetmez; hizmet etmek de gerekir!
“Onları o müthiş deprem yakalayınca Musa dedi ki: ‘Ey Rabbim! Dileseydin onları da beni de daha önce helâk ederdin. İçimizden birtakım beyinsizlerin işlediği günah yüzünden hepimizi helâk edecek misin?” (A’raf Sûresi, 155.)
Peygamberimiz (asm): “Bir toplulukta bir takım günahlar işlenir, işlemeyenler o günahları işlemeyenlerden daha güçlü ve daha çok oldukları halde, engel olmazlarsa, mutlaka Allah hepsine birden cezâ verir.” (Ebû Dâvûd, Melâhim, 17; İbn-i Mâce, Fiten, 20.)
Ya hizmet etmeli, ya hizmet edenlere hizmet etmeli veya hizmet edenleri desteklemeli.
Gemiyi delenlere engel olmalı, yoksa “ya iltizamen, ya fikren veya iltihaken” onlara yardım edilmiş olmaz mı?
Birgün Peygamberimize (asm) “İçimizde iyi insanlar varken, helâk olur muyuz?’ diye sorulmuş. O da, ‘Evet, ahlâksızlık ve günah çoğaldığı zaman helâk olursunuz?’ buyurmuşlardır.” (Buhârî, Fiten 4; Müslim, Fiten 4.)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.