Dün, “İslam Dini” yerine dünya üzerinde hiçbir inanca benzemeyen ve yeni bir din icad eden, adına da “Öz Türkler’in Dini” denilen bir kitaptan söz etmiştim. Allah’a binlerce şükür ki, Ahmed Davudoğlu gibi âlimlerimiz böyle kitaplardaki zehirli icadlar için yıllarca mücadele etmişlerdir. Ahmed Davudoğlu hocamızın yazdığı, “Din Tahripçileri” kitabı, bu ve benzeri din imalatçılarına cevaplar olmuştur. Özellikle gençlerimiz Ahmed Davudoğlu hocanın kim olduğunu bilmeyebilirler. Hakkında bilgi vermeden önce kendisiyle ilgili güzel bir programı duyurayım.

¥

Son dönem İslam âlimlerinden Ahmed Davudoğlu hoca için vefatının 30. yılında, 7 Nisan Pazar günü, Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi’nde saat 14.00’de program düzenlenecek. Ahmed Davudoğlu hoca; Sahih-i Müslim, Selamet Yolları, İbn-i Abidin, Mülteka Tercümesi eserlerinin tercümanı, Dini Tamir Davasında Din Tahripçileri, Ölüm Daha Güzeldi’ gibi eserlerin de yazarıdır. İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nün ilk müdürlerinden Ahmed Davudoğlu için İBB, Kültür A.Ş. ve Göç-Der’in organizasyonuyla düzenlenen anma programında; Prof. Dr. Cevat Akşit, Gazeteci-Yazar Mehmet Şevket Eygi, Muhaddis Emin Saraç, Prof. Dr. Osman Güler ve Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan konuşacak. Panelin yöneticiliğini ise Prof. Dr. Ümit U. Arınç yapacak.

¥

Ahmed Davudoğlu kimdir? Ahmed Davudoğlu, Bulgaristan’ın Deliorman bölgesinde 1912 yılında dünyaya gelir. Şumnu’da dini eğitim veren Nüvvab’da gösterdiği üstün başarı nedeniyle Mısır El Ezher Şeriat Üniversitesi’nde burslu olarak okur. Bulgaristan’a geri döndüğünde bu bölgedeki dini faaliyetleri yüzünden işkencelere maruz kalır. Türkler lehine casusluk örgütü kurduğu gerekçesiyle bir ay hapis cezası verilen ve işkence gören hocaefendi, daha sonra toplama kampına gönderilerek baraj inşaatında çalışır. Bulgaristan’da işkencelere daha fazla dayanamayan Davudoğlu, 1949 yılında Türkiye’ye göç eder. 16 Kasım 1956 yılında öğretime başlayan İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nün öğretim kadrosu içinde yer alır. Sırasıyla 1960 yılında müdür muavini vekili, 1962 yılında müdür vekili, 1963 yılında ise müdür olarak görev yapar. Siyasi ve ideolojik tartışmaların yoğun olarak yaşandığı yıllarda çok tartışılan 163. maddeden hapis cezası alır. Geride onlarca cilt eser bırakarak, 1983 yılında vefat eder. Mezarı Eyüp Kabristanı’ndadır. Ruhu için El Fatiha.

¥

Hocaefendi, “Din Tahripçilerine” verdiği cevaplardan sonra vasiyetnamesini yazar. Özetle bir kısmını paylaşayım. Daha genişi anma toplantısında anlatılacak. “Her şeyden evvel imanınızı korumaya çalışınız. Allah’a iman bize bahşedilen nimetlerin en büyüğüdür. Çünkü insan ve cin şeytanlarından pek çok düşmanlar vardır. Bunlar gece gündüz imanı sizden çalmak, sizi ondan ebediyen mahrum etmek isterler. Müslüman, kulluk edeceğine Allah’ına söz veren insandır.”