Şaşırt beni CHP
CHP, 11 vekille Güneydoğu gezisi düzenledi. CHP’li vekiller Güneydoğu gezisine Şanlıurfa’dan başladı. Heyetin, daha sonraki durakları ise Diyarbakır, Hakkari ve Van.. Ancak Ak Parti Ardahan Milletvekili Orhan Atalay’dan öğreniyoruz ki, CHP’li vekillerin programında Selahaddin Eyyubi’nin türbesini ziyaret de varmış meğer.. 3 Haçlı Seferi’ne göğüs germiş, Akif’in; “Şark’ın en sevgili sultanı” diye andığı Selahaddin Eyyubi’nin türbesini ziyaret etmek istemiş CHP heyeti.. Bu son derece önemli.. fakat ortada önemli bir problem var.. Türbe Şanlıurfa’da değil.. CHP’lilerin, özellikle iç savaş süresince defalarca gittikleri Şam’da.. Keşke Esad için Şam’a gittiklerinde kafalarını kaldırıp o eşsiz Osmanlı eserlerini, türbelerimizi, camilerimizi de gezselerdi.. Hatta belki bu sayede, Suriye’de yaşananlar konusunda insafa gelirlerdi.. Anlaşılan o ki, (en iyi niyetli yorumla yani) Hz. Eyyüp ile Selahaddin Eyyubi’yi karıştırmış CHP heyeti.. Oysa bilselerdi ki o türbe Yavuz Sultan Selim Han tarafından yaptırıldı, Yavuz’un Mısır seferi öncesi Şam’ı fethettikten sonra buraya geldi ve türbede uzun uzun dua etti.. Bilseler o iki büyük kumandanın, Şam’daki bu görkemli buluşmasını.. Bir parça bilseler tarihimizi, karıştırmazlardı.. Ama olsun.. Biliyorlar da ne oluyor sanki..
BU DA BİLDİKLERİ TARİH
Şimdi anlatacağım hikaye, bildikleri halde ne yaptıklarına en açık örnek.. “…1919, yunan askerinin, İzmir’in üretken ve çalışkan halkını kurtarmaya geldiği dönemdir….” Bu ifade, yunanlı bir yazarın kitabında geçiyor.. Kitap, bugünkü Gaziemir’in tarihini anlatıyor.. Elbette kendi baktığı pencereden.. Kitabın ismi; “Vatanım Sevdam Seydiköy”.. Gaziemir Belediyesi de bu kitaba sponsor olmuş.. Basımını ve yayımını üstlenmiş.. Belediye Başkanı bir giriş yazısı yazarak yaptıkları iş için ne kadar gururlansalar az olduğunu anlatıyor.. CHP’li Gaziemir Belediye Başkanı, ifadelerin yazarın öznel ifadeleri olduğunu ve fikir hürriyeti çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor.. Yani Yunanistan’ın, “Rumları kurtarmak için” 1500’lü yılların başından beri bir Türk şehri olan Gaziemir’e gelişinin anlatılmasında, CHP’li Belediye Başkanı bir sakınca görmüyor.. Hatta bunun daha fazla kişi tarafından öğrenilmesi için kitaba sponsor olmayı tercih ediyor.. O Belediye Başkanı’na hatırlatmakta yarar var.. Seydiköy Türk yerleşimi ile ilgili arşivlerde, 1530 tarihli “tapu tahrir defteri” bulunmaktadır.. Ve Seydiköy’ün Konya’dan göçmüş Yörük boyları tarafından kurulmuş olduğu bilinmektedir.. İsmindeki “Gazi” bile, Aydınoğulları Beyliği’nin kurucusu Umur Paşa’nın unvanıdır.. Seydiköy denmesi ise Seyyid Mükremeddin Zaviyesi’ndendir.. Nasıl ve ne hakla o topraklardaki mazlum Rumlar(!), Yunanlılar tarafından 1919’da kurtarılmış olabilir?.. Demem o ki, hadi Şam’daki Selahaddin Eyyubi Türbesi’nden habersizlerdi.. Gaziemir meselesini biliyorlardı da ne oldu ki?..
•
HELALLEŞELİM
İki gün önce İstanbul Adliyesi’ndeydim.. Deniz Feneri E.V. davasının eski savcılarından Nadi Türkaslan’ın hakkımda açtığı davada hakim önüne çıktım.. Dava konusunu hatırlarsınız.. Savcı’nın CHP’li vekillerle yemekte bir araya geldiğini haberleştirmiştik.. Sonra o gece orada bulunan kişinin savcı olmadığı çıktı ortaya.. Biz gazeteci olarak gelen bilgiler ışığında, görünür gerçeklik ilkesinden hareketle yapmıştık o haberi.. Neyse uzatmayalım.. Dava zaten yargılamanın ertelemesi yasası çerçevesinde sonuçlandı.. Bu işin hukuki yönü.. İşin vicdani tarafında ise helalleşme var.. Bizim için en önemli yargı o.. Yargı safahati de tamamlandığına göre, Sayın Türkaslan, hakkınızı helal edin.. Kalın sağlıcakla.