Peygamberimizin Hayatından Seçmeler
Bu haftaki kitabımız, iki cihan güneşi ve insanlığın onuru, Efendimiz (s.a.v) in hayatından sahnelerin sunulduğu bir eser.
İnsanlığın önderi Efendimiz (s.a.v) in bizzat yaşayarak örnek olduğu; “insani ve İslami düsturları” derleyip kitap haline getiren isim, yazarlarımızdan Yaşar Değirmenci.
Yaşar Değirmenci, aldığı ve verdiği her nefesin muhasebesini yaparak; “Bu hesapla huzura çıkabilir miyim” diye o nefeslerin hesabıyla yanıp tutuşan birisidir.
Son kitabı “Peygamberimizin Hayatından Seçmeler”i elime alınca bu muhasebeyi haliyle hazırladığını gördüm.
¥
Günümüzün en önemli ve çaresiz gibi görünen hastalıklardan birisi tembelliktir. Tembellik hastalığının gerekçesi ise mazeretlerimizdir.
Yaşar Değirmenci bu konuda Peygamberimiz (s.a.v.) den güzel bir örnek aktarmış.
“Boş oturana selam vermeyen bir Peygamber” başlığını taşıyan hadise şöyle:
“Peygamberimiz (s.a.v.) ashabıyla beraber giderken yol kenarında boş oturan bir şahsın önünden selam vermeden geçerler.
Dönüşlerinde aynı şahsa, aynı yerde rastlarlar. Bu defa Peygamberimiz (s.a.v.) selam verir. Ashab;
-“Ya Rasulullah! (s.a.v.) Giderken selam vermediniz, şimdi selam verdiniz. Bunun hikmeti nedir?” diye sorar. Peygamberimiz (s.a.v.) de;
-“Giderken bomboş oturuyordu. Dönüşümüzde ise elinde bir çöple yere çizgiler çiziyordu. Bir meşguliyeti vardı. Onun için selam verdim” buyururlar.
¥
Eserde bu ve benzeri pek çok insani örnekler var. Hatırımda kaldığı kadarıyla şu olayı da paylaşayım.
Efendimiz kalabalık bir dost grubuyla Mescide gelirler. Namaza vakit vardır, oturur sohbet ederler. Herkes abdestlidir.
Fakat içlerinden birisinin abdesti elinde olmadan oturanları rahatsız edecek şekilde bozulur. Ama kimin abdesti bozulduğu belli değildir.
Namaz vakti geldiğinde bu şahsın abdest alacağını bilen Efendiler Efendisi, şahsın abdest almak için kalktığında mahcup olmaması için o şahıstan önce harekete geçip;
-“Haydi bakalım hepimiz birer abdest alıp namaza öyle başlayalım” der ve şahsın kim olduğunun ortaya çıkmasını önlemiş olur.
Nezaketin ve zarafetin böylesine timsali, insanlık tarihinde görülmemiştir. Çocukluğundan ruhunu Allah’a teslim ettiği ana kadar ömrünün her salisesi Allah için, insanlık için çaba içerisinde olmuştur.
¥
Cihad etmek ve Hicret etmek isteyen genç adama Peygamberimizin cevabı.
“Bir genç Rasulullah (s.a.v.) huzuruna koşarak geldi. Peygamberimize;
-“Allah’tan sevap ve manevi karşılık beklemek niyetiyle Cihad etmek ve Hicret etmek üzere sizinle biat etmeye geldim” dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.);
-“Anne-babandan birisi sağ mı?”
-“Her ikisi de sağdır, beni yolcularken ağladılar.”
-“Allah’tan sevap ister misin?”
-Evet Ya Rasulullah (s.a.v.)”
-“Öyleyse anne-babanın yanına dön, onlara hizmet et. Onları ayrılırken nasıl ağlattınsa, şimdi de git güldür onları.”
Eser hakkında bilgi için; Düşün Yayıncılık 0212- 521 91 13.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.