Kemal Belgin

Kemal Belgin

Fenerbahçe’de değişim rüzgarları

Fenerbahçe’de değişim rüzgarları

Yok yok Fenerbahçe, MTK’yı, hem de hiç pozisyon vermeden, 2-0 yendi diye bu başlığı atmadım… Fenerbahçe, zayıf rakibi karşısında yedi, sekiz net gol pozisyonu yakaladı diye de böyle bir düşünce içine girmedim. Fenerbahçe, böyle bir rakip karşısında, daha ilk maçta kısır bir skor yakalamış da olsa, turu garanti etti diye de konuşmuyorum… Kadıköy’deki gecenin sonunda Fenerbahçe’nin sezonun bütün kupalarını kaldıracağına garanti aldım diye de yazmıyorum…

Peki, ne yazacağım… Fenerbahçe’nin, Zico’dan bu yana, vitesi yükselmiş… Zico döneminde, en zayıf rakipler karşısında bile ağır ağır oynayan, sanki düşünerek oynamaya çalışan, rakip kaleye rakibin bütün önlemleri alındıktan sonra ulaşabilen takımın yerinde şimdi çabuk, süratli, dikine çıkan bir takım var… Bunun yanı sıra, rakibin topu kendisine teslim etmesini bekleyen değil, topu rakipten çalmak adına, topa giden bir takım bulunuyor… Oyuncular mı değişti derseniz ? Hayır… Bir tek Güiza var… Biraz da oyuna son on beş dakikada giren Emre… Burak’ı zaten saymam… Ama Gürhan’da iş olduğunu ne yazık ki Zico görememişti…

Kalecisi ve geri bloğu aynıydı Fenerbahçe’nin… Carlos, aktif ilk yarıdan sonra dinlenmeye geçerek önündeki Uğur’u da olumsuz etkiledi. Bu kanadın temposu galiba böyle sık sık inip çıkacak… Selçuk tek ön libero olarak Zico tarafından harcananlar listesinin başı olduğunu gösterdi. Her topa bastı, her fazla adamla yüklenişte rakip ceza alanının önünde dolaştı, gol de yaptı. Kendi savunmasının önünde müthiş hamlelerle rakibin atabileceği tehlikeli şutlara ayak koydu, vücudunu uzattı. Kazım ve Uğur orta sahanın kenarları olarak uzun süre her iki yönde de çok olumlu oynadılar. Ama ya Alex? Fenerbahçe çabuk hücuma çıktığında takımdan ortalama on, on beş metre geride kaldı. Rakip gelirken de, Selçuk’a yaklaşmada da aynı rötarı yaptı. Yani Fenerbahçe bu tempoyla oynayacaksa ki, öyle görünüyor, Alex bu takımdan çabuk düşer… çünkü tek ön liberolu takımların özellikle, orta alanlarının ortasından gerekli ve zamanında destek görmesi gerekir… İspanya milli takımındaki Xavi’yi anımsayın… Semih yepyeni bir rolle karşımıza çıktı. Anlaşılan o ki, Aragones, Semih’in golcüden önce futbolcu olduğunu fark etmiş… Yani ne Daum, ne de Zico gibi bu oyuncunun keşfindeki sınıfta kalış yerine Aragones’de ustalık gördük. Orta alanda devamlı bütünleşen, rakip savunmanın içine de, yeni görevini henüz yapmaya çalıştığından, ancak zaman zaman giren Semih, gollük net üç top verdi… Güiza iyi bir oyuncu… Gezen, araştıran, basan ve kaleye her zaman şut atmayı düşünen bir uç adamı…

Fenerbahçe takım olma yolunda beş senelik rötarını kapatmaya çalışıyor… Tabii bu arada daha usta oyunculardan, daha organize gelebilen takımlardan gol ve goller yiyeceklerdir… Hatta belki de farklı yenilgiler de alacaklardır… Ama görünen o ki, Aragones’li Fenerbahçe, kim bilir belki de gelecek günlerde yepyeni onbirlerle bizlere Avrupa sahalarında izlediğimiz çağdaş futboldan örnekler sunacaktır… Yeter ki, tuhaf otoritelerden, tuhaf yöneticilik baskınlarından nasiplerini almasınlar… Bu arada seyircinin de kaybedilmiş maçlardan sonra bile stadı keyifle terk edeceğini sanıyorum…


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi