Kutlu Doğum’a Takanlar 23 Nisan’a Neden Takmıyorlar?
Maalesef hiçte sorgulamadığımız konulardan birisi de 23 Nisan’dır.
Evet bu 23 Nisan neyin nesi?
Olaya resmi tarihin merasim kapısından girelim.
Yazdılar bizde okuduk.
Güya ittihatçılar, Yunan gavurunu domates çuvalları gibi Ege’den denize dökmemiş olsalardı bu kabuklu gavur Anadolu’yu terk etmeyecekmiş.
Öyle olunca da önce zafer, sonra da milli irade!
Irak halkına giydirdikleri nevinden demokrasi gömleği!
Dualarla, salalarla, namazlarla uyandırmadan bir güzelce padişah adına önce meclisi açtık.
Saltanata hilafete dokunmayacağımıza namusumuza, mukaddesatımıza yemin de ettik.
Sonra!
Geçince geri dönüş olmasın diye köprüleri havaya uçurduk.
O zaman bu millete dedik ki:
‘Sizi yoktan biz var ettik. Tek tanrınız biziz!’
O halde cumhuriyet de bizim, devlet de bizim.
Sonra da bu “yaratma” işine bir kılıf uydurduk.
İstanbul’dan ani kaçış.
Kırık bir tekne ile tehlikeli yolculuk.
Padişah İngiliz işbirliği...
Bu hikaye devletçiliğin himayesinde uzun yıllar yutuldu, ama sonradan ne görelim ne kaçan oldu ne de kovalayan, padişahın müfettiş sıfatı ile görevlendirme olayı...
Sorular içerisinde sorular.
En önemi soru, Japonlarla Almanları dize getiren müttefikler Anadolu’dan nasıl hiçbir ey almadan çekip gittiler? Gittiler mi yerleştiler mi?..
Ve biz bu çekilme sonrasını zafer muştuları ile tarihin baş sayfasına kaydederek, her yıl 23 Nisan’ı Çocuk Bayramı şeklinde kutluyoruz?
Egemenlerin egemenliği...
Emperyalizm çığırtkanlığında mangalda kül bırakmayan ulusalcı ve de çakma Kemalistlere bakıyorum, bu sahada ağızlarından tek bir kelam çıkmıyor.
Onların işleri güçleri, Kutlu Doğum neden kutlanıyormuş?
Başka ülkelerde bu tip bir kutlama yokmuş.
Bayramlar her yıl 11 gün geri gidiyormuş da Kutlu Doğum neden sabit duruyormuş?
Maksat 23 Nisan’ı gölgede bırakmakmış...
Adamların yürekleri fitne kaynıyor...
Madem Kutlu Doğum’dan söz açıldı, ben de diyorum ki bu 23 Nisan neyin nesi? Gerçekten bir zafer sonrası mı, yoksa emperyalizmin kat ettiği mesafelerin son aşaması mı?
Ortadoğu ülkesi olduğumuza göre çevremizde olup bitenlere bakıyoruz.
İşte NATO önce Libya’yı perişan etti, sonra da çekip gitti.
Şimdi buna gitti mi diyeceğiz?
İşte Irak, önce emperyalist işbirlikçileri tarafından işgal edildi, sonra da o işgal çekildi gitti.
Buna da zafer mi diyeceğiz, yoksa hezimet mi?
Geriye dönüp bakmak lazım.
Lozan’da ittihatçılar ne verdiler ne aldılar?
En basiti, ülkede çıkan petrolün %98’ı gavurun, %2’si bizim.
“Kurt yapmaz bu taksimi.”
Diğer Müslüman ülkelere bakın sömürü planında formül aynıdır.
Demokrasi=Sömürü.
İşgal et yağmala, ardından gelsin bayramlar...
Hani hep fikir hürriyeti diyoruz ya.
İşte buyurun size önemli bir konu.
Ama değil, adamlar sürekli din tartışması açıyorlar ki bu konular gündeme gelmesin.
“Efendim cumhuriyeti yıkıyorlar”.
Hey zavallı kafa.
Hangi cumhuriyeti?
“Yok hanımların bacaklarını, göğüslerini örtecekler.”
Bak sen şu edepsize, ahlâksıza.
Elin gavuru ülkeyi sömürürken sen durmadan kadınla kafayı yiyorsun....
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.