20 Nisan Cumartesi günü ‘Suriye’nin Dostları’ diye kendilerini tanımlayan ülkelerin ‘çekirdek grubu’ İstanbul’da toplandı. 11 ülkenin katıldığı toplantının sonunda ortak bir açıklama yapıldı. Suriye Muhalefet ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SUKO) da aynı gün 15 maddelik bir açıklama yaptı. 11 ülkenin açıklaması “dostlar alışverişte görsün” kabilinden bildik beyanatlardan birisiydi. Kimine göre ise ‘müzakere yoluyla çözüm’ tezini savunanların -hakikatte ipe un seren gizli Esed dostlarının- istediği gibi bir netice oldu. Türkiye’nin baştan beri ilkeli ve samimi tavır ve politikaları maalesef küresel ölçekte karşılık bulmadı bugüne kadar. ABD kendi oyununu kurmak ve oynamak için kılı kırk yarıyor ve akan kanı yok sayıyor! SUKO’nun açıklaması ise tutarlı ve kararlı bir tavrı ve Suriyelilerin arzularını ifade etse de somut karşılığı olmayan çağrılardan birisi olarak kayda geçti.

Bu toplantının üzerinden 24 saat bile geçmeden 21 Nisan Pazar günü Esed güçleri Suriye’de kanlı bir katliama daha imza attı. Günün bilançosunu ve bu durum karşısındaki duygularını Suriyeli sığınmacılardan sorumlu Koordinatör Vali Veysel Dalmaz 22 Nisan Pazartesi sabahının ilk saatlerinde sosyal medyadan şöyle dile getirdi; adeta feryat ediyordu Vali Bey:
“Bugün, Suriye’de Şam’ın çeşitli mahallelerinde, zalim Esed rejiminin cesaretlendirdiği şebbihalar tarafından 300 kişi hunharca katledildi.”
“Yine İdlip’te bir okula yapılan bombalı saldırıda, çoğu çocuk olmak üzere 15 kişi hayatını kaybetti. Başka yerlerde de yine akan kan durmadı.”
“Bugünün bilançosu olarak maalesef 500’ün üzerinde can kaybı var. Hangi yürek buna dayanır ve hangi vicdan buna müsaade eder?”

ZULME SESSİZ KALANLAR

Bu vahşi ve acımasız katliam karşısında Suriye’nin Dostları da Esed’in Dostları da yekdiğerinden farksız eli kolu bağlı sadece seyrettiler. Vali Veysel Dalmaz bu durumu da şu şekilde değerlendirdi:
“Bugün Suriye’de bunlar olurken, şimdiye kadar olduğu gibi bu drama sessiz kalanlar, ne yazık ki, yine aynı suskun kalışa devam ediyorlar.”
Vali Bey’in şu tespiti ise bir kısım sözde Dostların maskelerini düşürüyor gibiydi:
“Suriye’de mazlumun kanı akmaya devam ederken, Bu kanı durdurma yerine, sözde Suriye’ye yardım bahanesiyle alan kazanmaya çalışanlar var.”

MÜSTEMLEKE AJANLARININ AJANDASI

Uluslararası ajanslardan beslenerek imal-i fikir etmeye teşne, masa başı akademisyenlerinden birisine geçtiğimiz günlerde, gerçek aktörleri ifşa eden bir saha analizi yaptığımda küçümseyerek, “Ne işi var o dediğin ülkenin Suriye’de?” demişti. Oysa tam da ortalıklarda görünmemek gibi maharetleriyle bilinen kimi ülkelerin Suriye’de inisiyatif almaya çalıştığını görmek için profesör olmaya gerek yoktu.  
Vali Dalmaz bakın Suriye’de icraat yapan ajanları ve fonksiyonlarını nasıl deşifre ediyor:
“Suriye’yi, istekleri gibi dizayn etmeye çalışan, geçmişleri karanlık entrikalarla dolu müstemleke ülkelerinin ajanları ortalıkta kol geziyor.”
“Bu ajanlar, sureten şirin görünüyorlar. Ancak, kendi gizli ajandalarını hayata geçirmek için, şimdi canım Türkiye’mi kullanmak istiyorlar.”
“Mazide hiçbir yerde yardım niyetiyle bulunmayan, aksine oralara huzursuzluk bırakanların, Suriye’ye bir faydası olacağına asla inanmıyorum.”
“Suriye’de, nice masum canlar ebediyete intikal ederken, onlar hep seyirci kaldılar ve hâlâ da hep birlikte seyirci kalmaya devam ediyorlar.”

SON SÖZ

Vali Bey’in son sözü ise kulağa küpe gibi:
“Aziz Milletim, şimdi bize düşen, oynanan bütün oyunların farkında olmaktır. Süreci iyi tahlil etmek, yol haritasını iyi çıkarabilmektir.”
Suriye’nin Dostları’nın ve SUKO’nun 15 maddelik açıklamasından çok Vali Dalmaz’ın 10 cümlelik açıklamaları bana hem daha gerçekçi hem daha içten geldi. Tebrikler Sayın Valim! Suriyelilerin ve bizlerin vicdanlarına tercüman oldunuz. Teşekkürler…