PKK Terörünü Bitirmediler, Desteklediler...
PKK terörü bir Kürt hareketi değildir. PKK Kürtleri temsil etmez.
PKK 1984’te Gizli Güçler (GG) tarafından kurulmuştur. İsrail’in, komitacı Ermenilerin, ABD’nin, bazı Avrupa ülkelerinin bu çorbada hayli tuzu biberi vardır.
* ölü olarak yakalanan hayli PKK savaşçısının sünnetli olmadıkları görülmüştür. Bu ne demektir?
* PKK kurmayları içinde hayli kripto Ermeni vardır.
* PKK çok kısa zamanda çökertebileceği halde çökertilmemiş, terörün sürmesi istenmiştir.
* PKK terörünün gölgesinde büyük miktarda uyuşturucu kaçakçılığı yapılmıştır. Uyuşturucu maddelerin helikopterlerle taşındığına dair iddialar, rivayet vardır.
* Birileri bu uyuşturucu işinden büyük voliler vurmuştur.
* Uyuşturucunun yanında silâh, cephane ve savaş malzemesi kaçakçılığı da yapılmıştır.
* İki TIR içinde PKK’ya 25 bin adet silah götürülmüştür.
* Bunlarla ilgili belgeler ortaya çıkmasın diye Makine Kimya Endüstrisi kurumunda yangın çıkartılmış, belgeler ortadan kaldırılmak istenmiştir.
* Silah, cephane ve askerî malzeme kaçakçılığından yine birileri efsanevî servetler elde etmiştir.
* PKK savaşının toz dumanı içinde muazzam miktarda koyun kaçakçılığı yapılmıştır.
* Yine muazzam miktarda yakıt kaçakçılığı yapılmıştır.
* 1984’ten bu yana PKK terörü ateşi üzerine birileri benzin döküp durmuştur.
* PKK lideri Apo, gazeteci Avni özgürel’e “Avni bey bu savaşı bitireni bitirirler” demiştir. (Radikal, 27 Ekim 2003, Neşe Düzel’in özgürel ile yaptığı röportaj.)
* PKK hareketi ve terörü içinde Ermenilerin büyük rolleri olmuştur.
* PKK, Kürtleri Müslümanlıktan uzaklaştırmak için kullanılmıştır.
* PKK terörü yüzünden hayatını kaybeden 35 bin kişinin tamamını PKK öldürmemiştir.
* Adam PKK lideri geçiniyor ve Kürtçe bilmiyor...
* Kuzey Irak’taki güçlü Kürt aşiretlerinin büyük kısmı Türkiye taraftarı olduğu halde, Ankara Barzanî ve Talabanî’yi desteklemiş, onların gelişip kuvvetlenmesine yardımcı olmuştur,
* PKK bir taşerondur. Onun arkasındaki güçler bilinmedikçe PKK terörü sırlarını aydınlatmanın ve çözmenin imkanı yoktur.
* PKK terörünü bitirmenin birinci şartı, Millî Mücadele ve Misak-ı Millî yıllarında olduğu gibi İslâm’ı ana değer olarak kabul etmektir.
* Kürt halkı soylu, mürüvvetli, temiz, faziletli, haysiyetli politikacıları sever ve sayar. Türkiye’nin yüksek tabaka idarecileri böyle olduğu takdirde meselenin halli kolaylaşacaktır.
* Hem İslâm ile savaşacaksın, hem Müslümanlara tam ve gerçek din hürriyeti vermeyeceksin, hem de PKK’yı bitireceksin. Böyle bir çözüm pratikte mümkün değildir.
(Lütfen çok rica ediyorum, internetten Neşe Düzel’in Radikal gazetesinde Avni özgürel ile 2003 yılında yapıp yayınladığı röportajı bulunuz ve dikkatle okuyunuz. Bugün, sırlar nihayet çözüldü diye anlatılan şeyler bundan beş sene önce açıklanmıştı. Lakin biz dikkatsiz bir toplumuz, bunların üzerinde maalesef o zaman durulmadı. Bendeniz eski yazılarımda bu röportajda verilen bilgilerin, yapılan açıklamaların çok önemli ve hayatî olduğuna dair defalarca uyardım, dikkat çektim ama kimse kulak vermediydi...)
Günde En Az Bir Saat Faydalı Kitap Okuyalım
ŞİMDİYE kadar bu konuda hayli yazı kaleme aldım ama birkaç kere yazdıktan sonra peşini bırakmak olmaz, muhterem okuyucularıma “Kitap okuyan medenî vatandaşlar olmaları” konusunda, haddim olmayarak bazı tenbihlerde bulunmak istiyorum.
İçinde yaşadığımız şu yıllarda zaman çok hızlı akıyor. Hele büyük şehirlerde... Sabah oluyor, bir yığın gaile, koşuşturma, hengâme, yorgunluk... Bir de bakıyorsunuz, akşam oluvermiş. Kitap okunmadan geçirilen bir güne yazık olmuş, ziyan olmuş diyebilirsiniz.
Şuurlu, iz’anlı, yararına ve zararına olan şeyleri iyi bilen bir Müslüman her gün en az bir saat dikkatle kitap okumalıdır.
Nasıl bir kitap?
Birinci sıfatı: Faydalı olacak.
İkinci sıfatı: Değerli/kıymetli olacak.
üçüncü sıfatı: Kalıcı olacak.
Bu üç sıfata birlikte sahip olan kitaplar hayırlı kitaplardır.
Kitapsız kültür olmaz. Günlük gazeteleri okumakla iş bitmez. Mutlaka kitap, mutlaka kitap...
Okula giden çocuklarımıza özel kütüphane kuralım.
Yakın tarihimizdeki ârızalardan ve kazalardan dolayı ilim öğreten medreseler, irfan veren zaviyeler ve dergâhlar yıkılmıştır. Toplum çok bozulmuştur. Eskiden aile yuvası ilim, ahlak, irfan veriyordu. Kafirler aile kurumunu da dinamitlediler, dejenere ettiler.
İyi bir Müslümanın temel ilkelerinden biri şu hadîs-i şeriftir:
“İki günü birbirine eşit olan ziyandadır.”
Her gün ilim, irfan, ahlâk, fazilet, hikmet bakımından bir öncekinden daha ileri ve daha zengin olmalıdır.
Sevgili Müslümanlar sakın rastgele kitap okumayınız.
Zamanımızda din konusunda çok bozuk ve sapık kitaplar yayınlanmıştır. Bunları okuyan, içindeki bilgileri doğru kabul edenler dinden imandan olur ve ebedî saadetlerini yitirir.
Dinimizi, İslâmî ahlâkı, İslâmî hikmeti gerçek âlimlerin, gerçek ziyalıların yazdığı muteber ve güvenilir kitaplardan öğrenelim. Reformcuların, tarihselcilerin, dinde yenilik ve değişiklik isteyenlerin, Haçlıların ve Siyonistlerin direktiflerine mutabık evcil/light bir din türetmek isteyenlerin kitaplarına asla iltifat etmeyelim.
Bu devirde ilâhiyatçılar ikiye ayrılır:
Birinciler: Ehl-i Sünnet yolunda ve çizgisindedir. Bunların kitapları okunur.
İkinciler: Reform, yenilik, değişiklik vadilerinde yollarını sapıtmış olanlardır. Yazdıkları kitapları okuyanlar sapıtır.
Hazret-i âdem’den bizim Peygamberimize (aleyhimüsselam) kadar gelen bütün Peygamberler usulde İslam dini üzere olmuşlardır. Dinin asıllarında, temellerinde, akaid kısmında değişiklik olmaz. Sadece Şeriatlarda, füruata ait hükümlerde değişiklik vardır.
Sevgili Peygamberimizin risâlet, dâvet ve tebligatından sonra Allah katında tek hak din İslam dinidir, öteki dinler makbul, muteber değildir.
Sevgili Müslüman kardeşlerim. çok hakarete ve hücuma uğruyorum ama bir kere daha tekrar edeceğim: Kesinlikle Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü kitaplarını okumayın. çünkü bu kitaplar, İslâm’ın tek hak din olduğu temel inancına aykırıdır ve muharref dinleri de hak ve doğru olarak kabul etmektedir. Bu ise büyük bir sapıklıktır.
Temel din bilgilerini ve kültürünü Kur’ân’a, Sünnete, icmâ-i ümmete dayanan Ehl-i Sünnet kitaplarından öğrendikten sonra genel kültür kitapları da okuyalım. Liselerimizde çağ seviyesinde yeterli genel kültür verilmiyor. Bu eksikliği faydalı kıraatlerle telâfi etmeye çalışalım.
Evet, her gün en az bir saat faydalı, kıymetli, kalıcı kitaplar okuyalım. Bunları roman veya hikâye okur gibi okumayalım. Okuduğumuz bilgileri öğrenelim, hafızamıza nakş edilim.
Zararlı gazetelerle, zararlı tv yayınlarıyla, güncel dedikodularla, zevzeklik ve gevezelikle bir yere varamayız.