Kozakçıoğlu’nun Vermediği Hesaplar
Hayri Kozakçıoğlu’nun intihar ettiği söyleniyor. “İntihar ettiği” diyorum zira haber böyle geçti.. Bu kadar yıl devlet hizmetinde bulunmuş bir ismin, “intihar” etmesi, bana, gizli yapılanmalardaki omerta (sessizlik) kuralına karşı çıkmaya hazırlanan kişiler için seçilmiş bir infaz metodu gibi geldi.. Ne yalan söyleyeyim hakkındaki örtülü ödenek suçlamasına, Gazi Olayları’ndaki rolüne, Kürt yoğun bölgelerde yaşanan insanlık dışı olaylardaki rolü üzerine yapılan ithamlara rağmen aklından bir an için bile intiharı geçirmeyen bir ismin, ömrünün son günlerinde canına kıyması çok normal gelmiyor bana.. Eğer ailevi bir travma yaşanmadıysa yakın zamanda, siyasi meseleler nedeniyle yaşanan vicdan azabının intihara sürükleyeceği bir adam değildi Hayri Kozakçıoğlu..
DEMİREL VE KOZAKÇIOĞLU
Uzur uzun Süleyman Demirel’i anlatmama gerek yok.. Kozakçıoğlu, Süleyman Demirel’in bizzat örtülü ödenek davasında sahip çıktığı bir isim.. Kısaca hatırlatalım isterseniz.. 1993 Eylül.. Sabah Gazetesi, Kozakçıoğlu’nun Olağanüstü Hal Bölge Valiliği hesaplarından 2 milyar lirayı kendi adına açılan hesaplara geçirdiğini yazdı.. Milliyet Gazetesi ise ‘‘Bu 7 milyar ne!’’ manşetiyle çıkmış, tartışmalı 2 milyarın üzerine başka rakamlar da yazmıştı.. Söz konusu 2 milyar, İstanbul’a gelirken Diyarbakır’dan kendi şahsi hesabına aktardığı para.. Bu para vesilesiyle hesapları mercek altına alınınca 5 milyar daha paraya rastlanmış.. Hayri Kozakçıoğlu, daha sonra bu iddia ile ilgili olarak, bizim “Üç Efsane” olduğunu düşündüğümüz Ünal Erkan ve Mehmet Ağar’ı suçlayacaktı.. Mehmet Ağar’ın İstanbul’daki görevinden alındığı için, Ünal Erkan’ın da kendi yerinde gözü olduğu için komplo kurduklarını iddia edecekti.. Ve bu tezgahla her iki ismin de, Demirel’i hedef aldığını iddia edecekti.. Hatta dönemin İçişleri Bakanı Mustafa Kalemli’ye; “sizin talimatınızla almadım mı ben bu paraları?” diye soracak ancak Kalemli’den; “hiç hatırlamıyorum” yanıtı alacaktı.. Hayri Kozakçıoğlu’nun, komplo’nun Köşk’e yönelik olduğunu iddia etmesi ise Köşk’e açık bir mesajdı aslında.. Ve Demirel bu mesajı hemen aldı.. Siyaset tarihimizin ikinci “verdimse ben verdim” savunmasını yaptı Demirel, Kozakçıoğlu için.. “Bu insanı savunmak benim için vicdan borcudur. Ben bu işe karışırım ve kelle koltukta çalışan bu insanı korurum” dedi.. Oysa bu para, Irak’tan, Saddam zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığınan Kürtler için harcanacaktı.. Paraların kaynağı ile ilgili İsmet Sezgin yıllar sonra şöyle demişti; “Bu paralar kendi paraları değil. Örtülü ödenekten gönderilen, İstanbul’daki terör ve anarşiyle mücadelede kullanılan paralar”.. Bu kavga, araya giren Susurluk Kazası arkasından yaşanan 28 Şubat Süreci içinde unutuldu gitti.. Ama şimdi içinden geçmekte olduğumuz çözüm sürecinde artık insanlar sormaya başladılar; “bu kaynağı ve hedefi açıklanmayan paralardan ne kadar harcandı, nerelerde harcandı, ne için harcandı, kim harcadı, kaç yıl boyunca harcandı vs..” Bu soruların yanıtlarını artık biliyoruz..
SS KARARNAMESİ
Bugün diyecekler ki, “Kozakçıoğlu 1987 – 1991 arası OHAL Valiliği yaptı.. Güneydoğu’nun en karanlık dönemi ise 1993 – 1995 arasıdır” Yani, orada yaşanan köy boşaltmalarla, yakmalarla, faili meçhullerle ilgisi yoktur Kozakçıoğlu’nun.. Oysa orada şu soruyu sorabiliriz; “1991 öncesine dair ne biliyoruz ki?” Örneğin 15 Aralık 1990’da yayınlanan, “Sansür ve Sürgün Kararnamesi”ni hatırlayınız.. OHAL bölgesi için düzenlenen bu kararname ile Kozakçıoğlu, kafasına göre; kitapları, gazeteleri, dergileri, mahkeme izni olmaksızın toplatıyordu. Yayınlarına durdurma cezası verebiliyordu.. Hatta, bölgede yaşayan insanları sürgüne yollayabiliyor, süresiz ve sınırsız gözaltında sorgulayabiliyordu..
GAZİ OLAYLARI
Kozakçıoğlu’nun icraatları Güneydoğu ile sınırlı değil.. 12 Mart Gazi Olayları’nı hatırlarsınız. Bu olay nedeniyle yargılanan ve hapis cezası alan polis memuru ne demişti? Emri Vali Kozakçıoğlu ve Emniyet Müdürü Menzir verdi, hapis yatan biz olduk.. Velhasıl, ölünün arkasından kötü konuşulmaz ama bu, bir döneme dair hesap vermeden sırra kadem basmalar beni mecburen eski defterleri karıştırmaya itiyor.. Kalın sağlıcakla.