Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Necaş’a nasıl gidilir?

Necaş’a nasıl gidilir?

Soru her ne kadar Necaş’a nasıl gidilir olsa da esasında “Nasıl geldiler” olmalıydı.

Çünkü bugün tüm dünyadaki Müslümanlardan en cevval birer ikişer örnek seçsek ve desek ki;
-“Necaş’a hiç olmazsa on kilometre yürüyün.” Sanmam ki iki ya da üç kilometre yürünebilsin.
“Ben yürürüm” diyenler, Necaş’a çıkan bir buçuk kilometrelik keskin virajlı yolu bile çıkamazlar. Mesela ben yüz metreden fazla yürüyemem.
Ama ilk Müslümanlar o kadar yolu nasıl gelmişler; anlamak, tasavvur etmek, tarif etmek yakışıkalmaz.
Hatta üzerine söz söylemek bile edepsizlik olur kanaatindeyim. Şahsen bu edepsizliği yapmak istemiyorum.
Sahabe efendilerimizin oraya hangi şartlarda nasıl geldikleri üzerine düşünmek ve yorum yapmak, insanı toz zerreciği kadar küçültüyor ve;
-“Hadi oradan, hangi imanla o güne yorum yapacaksın” dedirtiyor.
Sahabe efendilerimizin imanına bakıyorum, kendi imanıma bakıyorum. Aramızda kapanması imkânsız uçurumlar var.
Bu sebeple yüzüm kızara kızara bu kısmı geçiyorum.
¥
Günümüzde nasıl gidildiği ve çevre hakkında bilgi vereyim. Yazının sonuna doğru unutabilirim hemen şu notu paylaşayım.
İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, ailesi adına Necaş köyünde su kuyusu açtırmış ve Osmanlı eseri bir çeşme yaptırmış.
Çeşmeden köylüler belli saatlerde su alıyor ve ihtiyaçlarını gideriyorlar.
Niye belli saatlerde? Şunun için.
Çeşme ile çocuklar ve art niyetliler oynayıp bozuyor ve sular boşa akıyor diye, çeşmenin açılış saatleri köyün en yaşlısı tarafından temin ediliyor.
Geçelim.
Necaş köyüne gitmek için Etiyopya’nın başkenti Addisababa’dan uçakla Mekele şehrine geçmek gerekiyor.
Mekele’den sonra otobüslerle veya kiralanan araçlarla, Necaş’a ulaşmak mümkün. Bölgenin arazisi “Mekke ile Medine’nin” çöl olmayan kısımlarına çok benziyor.
Hatta Ankara Gölbaşı’ndan itibaren, Adana Pozantı’ya kadar olan coğrafya ile de benzerliği var.
Yani Necaş ve civarında sırf çöle benzeyen bir arazi yok. Büyük dağlar, yeşillikler, irili ufaklı dereler, uzun ovalar, kayalıklar, bağlar, bahçeler var.
¥
Necaş oldukça yüksek bir tepede kurulmuş. Mekele şehrinden yola koyulunca epeyce tırmanmak gerekiyor. Yani Uludağ’a çıkar gibi.
Mekele şehrinden Necaş’a kadar yol boyunca köyler ve küçük kasabalar var. Varlıklı evlerin çatısı alüminyumla kaplı, varlıklı olmayanlarınki de çamurla ve kamışla örtülü.
Susuzluk ve yoksulluk yol boyunca göze çarpıyor ve tüm bu yoksulluklarına rağmen yine hemen her yerleşim merkezinde kiliselere rastlanıyor.
Necaş’ta ise en büyük cami, Necaşi Hz.lerinin türbesinin yanındaki cami. Müslüman ahali burada toplanıyor ve ibadetlerini yapıyorlar.
Necaşi Hz.lerinin türbesi ve köyüyle, şimdiye kadar sadece Türkiye ilgilenmiş. Burası ilk Ensar Muhacir buluşmasının yaşandığı bir yer oysa.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi