İçimize Sızan Rezilleri Kusalım
MÜSLÜMANLAR!.. İçinize sızmış olan ajanları, casusları, rantçıları, haram yiyicileri kusunuz… Onları dışlamaz ve kusmazsanız onlar sizi zehirleyip çökertecektir.
Müslümanlar!.. Yiyiciler, mukaddesat sömürücüleri, benliklerine tapanlar, kalplerinde nifak olanlar, okudukları Kur’an ümüklerinden kalplerine inmeyenler İslamî hizmet ve faaliyetleri dejenere etmektedir.
Onların dinleri imanları para, şöhret ve benliktir.
Onlar aramızda bulundukça bizim için izzet yoktur, zillet ve rezillik vardır.
Müslümanlar!.. Riba=faiz Kur’an ayetleriyle, Peygamber (Salat ve selam olsun ona) Sünnetiyle, icmâ ile, Şeriatın kesin hükümleriyle yasak ve haramdır.
Müslümanlar!.. İslamî hareketin, İslamî hizmet ve faaliyetlerin içine sızmış olan yiyici ve sömürücü haşaratı kovmaz ve tard etmezseniz onlar sizi felaketten felakete, hezimetten hezimete sürükleyecektir.
Dün radikal İslamcılık yapan, bu düzen bozuktur diye haykıran, sonra ellerine fırsat geçince bozuk dedikleri düzenin haram ve ağulu rantlarına saldıran hergelelerden bu dine, bu memlekete, bu halka hayır gelmez.
İslam dini kafirlerle cihad ederek ganimet toplanmasına cevaz vermiştir ama Müslüman halktan ganimet toplanmasına vermemiştir.
İslamın paralı askerlere ihtiyacı yoktur.
Faizciler İslama ve Ümmete kafirlerden daha fazla zarar vermektedir.
Müslüman halkı inek gibi sağan ve kaz gibi yolanlar içimizde oldukça bizim için necat=kurtuluş yoktur.
İçimize sızmış bütün rantçıları, din bezirganlarını, Ümmet birliğini berhava edicileri tasfiye etmeliyiz, kusmalıyız.
Selamet yolu Kur’an yoludur… Resulullahın yoludur… Gerçek İslam büyüklerinin yoludur…
Din kutsaldır, âdi ticaret konusu olamaz.
Allah rızası için yapılan bütün hizmetler ihlasla yapılmalıdır.
Hem Allahın rızasını kazanmak, hem de bol para kazanıp köşeyi dönmek… İşte bu ikisi bir arada olmaz.
Rabbanî din imamlarına, gerçek ulema ve fukahaya, evliyaullaha, Pîran efendilerimize bakalım, onlar din hizmetlerini paraya ve zenginliğe alet etmemiştir.
İçimize sızan hergeleler bizi yıkıma ve yenilgiye götürüyor.
İslam ticareti helal, faizi haram kılmıştır.
Din ticareti de haramdır.
Paraya endeksli hizmet olmaz.
Altın Buzağıya tapanlar Tevhid dinine hizmet edemez.
Biz öyle bir Peygamberin ümmetiyiz ki, o “Yanımda Uhud dağı kadar altın olsa, borç ödemek için ayıracağım bir dinar dışında, bu paraların nezdimde bir gece bile kalmasını istemem, hepsini sadaka olarak dağıtırım” buyurmuşlardır.
İçimize sızan din sömürücüsü rezilleri kusmazsak onlar bizi feci şekilde zehirleyeceklerdir.
(İkinci yazı)
Gezi Parkında Ermenistan Rüzgarları Esiyor
TAKSİM Gezisi başkaldırması konusundaki yazıma başlarken bazı gerçeklerden bahs etmek istiyorum.
Ermenistan Türkiyeden, bugünkü Ermenistanın dört beş misli toprak istiyor. Bu istenen topraklara verilen isim Batı Ermenistan’dır.
Ermenilerin bu isteklerini gerçekleştirmeleri Türkiyede anarşi, kaos, iç savaş, iktisadî çöküntü, yüksek ve müzmin enflasyon bağlıdır. Türkiyeliler birbirlerini yesinler ki, Ermenistana gün doğsun.
Megali İdeacı Elenler. Türkiyeden toprak istiyor. Onların isteklerinin de gerçek olması için iç savaş, kaos, anarşi lazımdır.
Haçlılar, misyonerler Türkiyeyi tekrar bir Hıristiyan yurdu yapmak istiyor. Ümitleri kaosta, anarşidedir.
Siyonistlerin bugünkü Türkiye topraklarının bir kısmında gözleri vardır. Onlar, Türkiyede millî veya İslamî bir Cumhuriyet olmasını istemezler, bir Selanik Cumhuriyeti isterler.
Sıcak denizlere çıkmak isteyen Rusya da Türkiyenin bölünmesini, anarşi ve kaos ortamına yuvarlanmasını ister.
Türkiye’de bir milyonun üzerinde Kripto Yahudi bulunmaktadır. Bunlar sadece Sabataycılardan ibaret değildir.
Yine bir milyondan fazla Kripto Hıristiyan vardır.
Sayıları azdır sanıyorum ama çok güçlü Pakraduniler vardır.
Türkiyede halkın çoğunluğunun seçtiği siyasî iktidarın yanında başka iktidarlar, derin devletler, başka Cumhuriyetler bulunmaktadır.
Türkiye 1923’ten 1945’e kadar tek parti faşist ve oligarşik rejimiyle idare edilmiştir.
Çok partili devirde Demokrat parti iktidara geçince ve millî kimlik ve kültüre biraz taviz verince 27 Mayıs 1960 darbesi yapılmış ve Adnan Menderes idam edilmiştir.
Güçlü egemen azınlıklar Türkiyede çoğunluğu oluşturan Sünnî Müslümanların iradesinin hakim olmasını hiçbir zaman istememişlerdir.
12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat darbeleri hep çoğunluğa karşı yapılmıştır.
Bugünkü Taksim Gezi hadiseleri Sünnî tabanın desteğiyle, serbest seçimlerle işbaşına geçmiş iktidarın düşürülmesine, yerine vesayetçi egemen azınlık iktidarı getirilmesine yöneliktir.
Son Gezi kıyamının (Kalkışmasının) ardında uluslararası emperyalist ve sömürgeci güçler vardır. Onlar Afganistanda da vardır, Irak’ta da vardır.
Cumhuriyet tarihinin vesayet rejimlerinde, Türkiyede bugünkü kadar hürriyet olmamıştır.
Faiz, iktisat, büyük finans lobisi, derin devleti, çetesi ve mafyası serbest seçimlerle işbaşına gelmiş hükümeti devirmek istiyor.
Seçimle gelmiş iktidar satrancı iyi oynamazsa kaybedebilir.
Emperyalistler, ajanları casusları provokatörleri vasıtasıyla Sünnî çoğunluğu param parça etmiş, bir İslam Protestanlığı mozaiği meydana getirmiştir.
Müslümanların içine sızmış birtakım yarı mühtedi, münafık, rezil hergeleler ve fırsatçılar bozuk düzenin haram rantlarını devşirerek ülkeye, devlete ve halka büyük kötülük etmişlerdir.
Bütün Müslümanlar Gezi Kalkışması konusunda şu prensiplerde birleşmelidir:
1. Seçimle gelen iktidarlar ancak seçimle gider.
2. Askerî veya sivil darbeler hıyanettir, büyük kötülüktür.
3. Egemen azınlıklar, Atatürkçüler, hattâ bazı dinî sektler iktidar olmak istiyorlarsa, önlerindeki tek meşru yol siyasî parti kurup seçimlere girmektir.
Gezi’cilerin ardındaki gizli ve derin güçler, krizi bahane ederek milyarlarca dolar vurmak istiyor.
Gezi’deki ağaçları kurtarmak, Topçu Kışlasının inşasına mani olmak birer kuru bahanedir.
Türkiye çökertilmek, korkunç bir kaos ve anarşiye sürüklenmek isteniyor.
Türkiyenin, Yunanistan gibi iktisadî ve mâli bir krize sürüklenmesi isteniyor.
Taksimde Ermeni emperyalizmi, Megali İdea, Haçlılık, BOP fırtınaları estirilmektedir.
Gezide ağaçlar ve Topçu Kışlası için direnenler varsa, yıkıcı ve çökertici amaçları yoksa ellerinden öperim, kendilerini tehzih ederim.
Faiz lobisi yakın tarihimizde İstanbul civarında muazzam miktarda ağaç kesmiş, orman tahribatı yapmıştır.
Müslümanlar yüzde doksan oy alsalar bile iktidar olamayacaklardır diyen zihniyet hortlamıştır.
Zehirli düzen rantlarını yiyenlerin iri lokmaları boğazlarında kalabilir.
İslamî kesimden bazıları Gezi isyanını ve kaosunu desteklemekte, ellerini sevinçle ovuşturmaktadır. Türkiyeyi ele geçirmek heves ve ihtirasları… Tayyip bey iktidarı yıkılacak, Türkiye olgun bir armut bunların kucağına düşecek… Bu ham hayalleri bıraksınlar. Seçimle başa geçmiş meşru iktidar yıkılırsa onlar da enkazın altında kalacaklardır.
Gezi ağaçları, ekoloji, Taksim Kışlası martavallarını bırakın… Faiz lobisine bakın…
Seçimle gelen iktidarın seçimsiz yıkılmak istenmesine bakın…
Türkiyenin iktisadiyatının çökme tehlikesini düşünün…
Vesayet rejiminin geri gelmesinden korkun…
Resmî ideoloji oligarşisi direniyor…
28 Şubat hortluyor…
Bu gezi işinde Nuseyrilerin bile tuzu biberi var…
Türkiye kaosa sürüklenmek, çökertilmek, anarşi ortamı içine yuvarlanmak isteniyor…
Yakıcı, yıkıcı kasırgalar esiyor Taksimde…
Düzenin zehirli ve haram rantlarını yedikten sonra rehavet içinde geviş getirenler, siz bu olup bitenlerden ne anlıyorsunuz?
Sakın bu rüzgarlar sizi fena halde çarpmasın?