O Yüz Ki Allah’ı Hatırlatır
“O yüz, her hattı tevhîd kaleminden bir satır,
O yüz ki; göz değince Allah’ı hatırlatır” (N. Fazıl Kısakürek)
Var oluşunun gerçek amacını kavramış olan her insan, bu gerçeği diğer insanlara aktarmakla sorumludur. Mümin, hayatı boyunca sözleri ve tavırlarıyla Allah’ı hatırlatan insandır. Allah’ın sınırlarını koruyarak sürdürdüğü hayatıyla, insanları Allah’a çağıran, O’nu hatırlatan model insan olur.
Saftır, temizdir mümin. Güzeldir; imanı ile güzeldir. Masumdur; masumiyeti yüzünden okunur. Allah’ın en güzel tecellilerindendir; sergilediği tavırlarıyla ve konuşmasıyla olduğu kadar görünüşü ile de insanlara Allah’ı hatırlatır.
Peygamberimiz(asm), "Gördüğünüzde size Allah'ı hatırlatan, bilginizi artıran, ilmiyle de size ahireti hatırlatan, sizin için en hayırlı arkadaştır.." buyurur ve Allah’ı hatırlatan insanın en iyi arkadaş olduğunu haber verir.
Mevlâna ise “Bir eş isterim” der. “Cana can olan, yaraya merhem olan, canı ben yarası ben olan, bana Mevlâ’yı anlatan ve hatırlatan.”
Mümin, Allah’ı çok anar, bilir ki kalbi ancak O’nun zikriyle mutmain olur. Allah'ın dinini anlatarak, Kur’an ile öğüt vererek, iyilikleri tavsiye edip kötülükten sakındırarak, Allah'ın ayetlerini hatırlatarak çağrıda bulunur ve Allah’ın buyruğu gereği söylenebilecek en hayırlı, en güzel sözleri söyler. Müminlerin, insanlara Allah’ı hatırlatmaları karşılığında tek beklentileri vardır; Allah'ı hoşnut etmek ve karşılarındaki kişinin de Allah'ın hoşnut olacağı ahlâkta bir insan olmasına vesile olmak... Allah'ı zikretmek, Kur’an ahlakını anlatmak hem kendilerine hem de çağrıda bulundukları kimseye –Allah’ın dilemesiyle- ahiretteki sonsuz mutluluğu kazandırabilecektir.
Bütün varlıklar Allah'a muhtaçtır. Allah ise bizlerin sahip olduğumuz her türlü eksiklikten münezzehtir ve O hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır. Allah’ı unutmuş, yüz çevirmiş de olsa, Allah’ı unutmayan, hatırlatan da olsa, ölüm herkes için tek kesin gerçektir.
Allah hastalık verir, belâ verir Kendisini hatırlatmak için. İnsanın ayaklarının yere basması için dertler verir. Aslında bu, Allah’ın sevdiği insanlara lütfudur. Özellikle hastalıklar insana Rabb’ini hatırlatır; bu süre içinde insan her an Allah’ı hatırlar, O’na yakınlaşır, kalbi tatmin olur...
İnsan gün içinde Allah’ı, güzelliklerle donatılmış cenneti düşünürse, hep mutlu olacaktır. Eşsiz barınma yurdunda Allah’ın kutlu kullarıyla karşılıklı tahtlarda oturup birlikte Allah'ı anmak cennete özel muhteşem bir zevktir; bunu düşünmek dahi insana büyük mutluluk verir. Sabahları şükürle kalkıp, gününü Allah’a adayan insanın attığı her adım Rabb’i için olacak, o adımlar kişiyi Allah’ın dilemesiyle sonsuz kurtuluşa götürecektir…
“Kardeşine gülümsemen, iyiliği emredip kötülükten sakındırman, yolunu şaşıranlara yol göstermen, yol üzerinde eziyet veren diken, kemik gibi şeyleri kaldırman, senin su kabından onunkine boşaltman sadakadır.” (Terğîb)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.