Bu Yazı Kampta Geçirin
Gezi eylemi için oturup analiz yapacak durumum yok. Birçok şey söylendi, yazıldı, tartışıldı. Kimi dinlesen insanın Nasrettin Hoca gibi “sen de haklısın” diyesi geliyor. Şimdi her kesimin kendine düşen mesajı alarak yeni bir yol haritası çizmesi gerekiyor.
Meydanlardan gelen sesi, hükümetin yanında, muhalefetin ve basının iyi anlayıp yorumlaması önümüzdeki dönem için büyük önem taşıyor.
Siyasi kariyeri kasetle sona eren Deniz Baykal sonrası Cumhuriyet Halk Parti’sinin iktidar karşısındaki muhalefet gücü de büyük ölçüde zarar gördü.
Her söylediğine Başbakan tarafından hemen, daha sert şekilde, cevabı verilen, kısa sürede çark eden bir ana muhalefet, vatandaşı tatmin etmiyor.
İktidara oy veren ancak bazı uygulamalardan rahatsız olan AK Partilileri bile tatmin edemeyen CHP’nin başta kendi seçmeni olmak üzere geri kalan yüzde 50’nin sesi olmadığı, olamadığı gayet açık.
Ana muhalefetin muhalefeti olan MHP’nin durumu da ortadayken fısıltılarla, dedikodularla, iktidarın yanlış iletişimiyle ortaya çıkan tepki Meclis’e taşınamayınca en ufak kıvılcımla ateş yanıveriyor.
Türkiye seçim sürecine girdiğine göre, muhalefet aklını başına almak için çalışmaya başlaması lazım. “Deniz, kum, güneş” üçlüsünü mü seçerler yoksa daha fazla oksijen alarak daha kaliteli düşünmek için dağ havasını mı seçerler artık onların bileceği iş. Kısa süreli yaylaya çıkmanın yararı olmadığı da ortada, hatırlatmak isterim.
Gelelim basına. Her hafta tiraj raporlarına bakan gazete patron ve yöneticilerinin durumu göremediklerini düşünmek en büyük aptallık olur. Ben görüp de yapmadıklarını düşünüyorum. Sebepleri çoktur, onlara da “sen de haklısın” demek lazım.
Tiraj sıralamasında 4. olan Sözcü gazetesinin 3 Haziran-9 Haziran haftasında satışını 66 bin adet yükseltmesinin nedeni sadece Gezi olayları değil. Yaptığı haberlerin içeriğini eleştirebiliriz. Gazete, iktidarı eleştirerek, bir boşluğu doldurarak ciddi oranda bir satış yapıyor.
Burada daha evvel yazdığım gibi, “yandaş” medya artık olur olmadık açıklamaları, icraatları “müjdeli haber” olarak vermekten vazgeçmeli. İktidarın yanlışlıklarını da yazmalı. Yazmalı ki demokrasi gelişsin, iktidarlar güç sendromuna yakalanmasın. Birazcık basın ilkelerine uyulmaya gayret edilse yeter.
Bu yaz, iktidarından en küçük meslek örgütüne kadar her kesimin Türkiye için her alanda daha iyiyi yapmak, bulmak için kampa girdiği dönem olmalı.
Şimdi, Türkiye için düşünme vaktidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.