Kandil’in nabzı Taksim’de atıyor
33 yıl süren terörün silah sesleri susunca zannettik ki bu iş bitti.
Bitmediği gibi üçüncü aşamadan yeni bir cephe açmak için dairenin çapını geniş tutuyorlar. Öyle ki içlerinde ihale almayandan tutun da televizyonlarını Kur’an’la açan beyinsizler de var. Hani diyorlar ya, “Devrimci Müslümanlar”…
Komünizme akan dereler kurutulunca sahneye “Devrimci Müslüman” adı altında saf tutmasını bile beceremeyenleri çıkardılar.
Sorarım, Gezi Parkı olaylarının destekçisi olanlar neyi devireceklerse.
Adamlar sözde hak ve hukuk savunucuları.
“Mazlumların yanındayız” derken, ne hikmetse Suriye’de akan Müslüman kanı akıllarına gelmiyor. Gözleri canavar Esat’ı görmüyor, kulakları çığlıkları duymuyor…
Bileşkeleri “İkinci Kemalizm”.
Bu yeni bir yayılma aksiyonudur.
Önce şiddet ve korku, arkasından siyasallaşma, şimdi de geniş kesimlere yayılma.
Eskiden yaptıkları gibi damardan gir darağacından çık…
Bir hilal uğruna(!) az mı Müslüman astılar.
CHP derler buna, iktidar elinde olunca şedit, muhalefette olunca insan hakları savunucusu! Hatta iktidarda olunca Amerikancı, muhalefete geçince Amerikan karşıtı…
Ülkede ne kadar “halk karşıtı olay” varsa hepsinin arkasında. O yüzden 63 yıldır bu CHP iktidara tırmanamıyor… Halkı olmayandan halkçılık olur mu?
Mantar gibi patlak veren olaylar gösterdi ki kıvıramadıkları Komutan hedefte.
Onun işini bitirince yerine gelecekleri yemek kolay…
Gördük ki yandaş görünenler bu değirmene su taşıdılar.
Başbakan “bu olaylar sayesinde dostu düşmanı tanıdık” diyor.
Keşke öyle olsa, keşke eksikler giderilse, gedikler kapatılsa…
Her şeye rağmen İstanbul mitingi gösterdi ki bu halk Başbakan’a güveniyor…
Çapulculara kalsa güya halk perişan, güya kişisel hürriyetler kıskaçta, güya cumhuriyet yıkılıyor, güya vatan satılıyor…
Tabii ki hepsi aslının aynı, 27 Mayıs günlerinde olduğu gibi yalan, iftira, uydurma…
Ben o günler ortaokul öğrencisi idim.
Her gün bir avuç ayak takımı Kızılay’da “Menderes istifa” diye bağırırken halk şaşkın.
Yangına körükle yürüyenler Harp Okulu öğrencileriyle Menderes’in “kara cübbeliler” dediği üniversite hocaları, yani tuzu kurular, resmi ideolojiden beslenenler…
27 Mayıs darbesi olunca ülke 50 yıl geri gitti, halk işsiz güçsüz kaldı, darbeciler ise halkın sırtından geçindiler kayırdılar kolladılar!
12 Eylül öncesi Ankara’da savcı olmam nedeniyle olayların içerisindeydim.
Benzer senaryoların kurbanı binlerce gencin son soluklarına şahit oldum.
Şimdi de bir avuç çapulcu sahnede.
Sokak terörü peşinden kaos…
Bundan sonrasında yalan haberler, spekülasyonlar, tertipler göreceğiz…
Kundaklamalar, hedef belirlemek suretiyle cinayetler.
Türkiye kalkınıyor ya, bir yerlerden düğmeye basıldı.
Darbe için şu an itibariyle askerden umut yok, sırada hedef seçtikleri polis teşkilatı var.
Göreceksiniz, polisin yasal müdahaleleri üzerinden mağduriyet projeleri üretecekler.
Hani müftünün keçisi kaybolunca müftü keçi çaldı haberleri gibi.
Bu dinozorlar eski tas eski hamam…
Altını çizerek vurguluyorum.
AK Parti’ye oy vermemek veya iktidarı eleştirmek bir tarafa, “Türkiye Düşmanları”na karşı “Türkiye’yi Sevenler” parti purtu gözetmeden artık birleşmeli…
Bileşke “İslam”… Slogan “hep beraberiz”.
“Hep beraber Allah’ın ipine (sımsıkı) sarılın, dağılmayın, tefrikaya düşmeyin. Al-i İmran 103 ilahi emri”.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.