Muhteşem Kayseri Mitingi… Satanı satarlar!..
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün memleketinde mahşeri kalabalık… Dahildeki ve hariçteki “Fitneci”lere inat, Kayserili Erdoğan’ı bağrına bastı...
Başbakan Erdoğan’ın sözlerinin sık sık
“Ya Allah Bismillah Allahu Ekber!” sloganıyla kesilmesi mânidar.
Üç beş sene evvel bu sloganlar pek hoş karşılanmazdı. Şimdi Cumhurbaşkanı’nın memleketini inletiyor.
“Şer gibi görünende hayır!..”
Sütü bozuk Gezi ayaklanması hayli zamandır unutulan “öz”ü hatırlattı. Ankara ve İstanbul’dan Kayseri’ye de selâm olsun!..
Helâl kere helâl olsun!..
KIL KUYRUKLARA DİKKAT!..
“Gezi mevzuu”nun bu tarafı iyi…
Bir başka iyi tarafı da…
Birçok yazımızda dile getirdiğimiz sıkıntıların ortaya çıkmasına vesile oluşu!..
Mesela…
İşlerin paraya, pula dünyevi menfaate döküldüğünü, Müslümanlar arasındaki bağların iyice zayıfladığını yazıyorduk…
Sütü bozuk ayaklanma toparlanmayı bir nebze temin eder gibi oldu da…
Bu toparlanmış hal bile hayli sıkıntılı.
EREZYONA DİKKAT!..
Devletin en etkili makamlarında görev yapmış olan Hasan Celal Güzel Ağabey bir sohbetimizde, “Uzun yıllar boyunca birçok arkadaşla çalıştım… Bunca tecrübeden sonra gördüm ki, ‘dindarların’ vazife aşkı diğerlerinden çok daha fazla. Bir işi ne zaman bu arkadaşlara teslim etsem rahat ettim. Artık, kendilerini ispat çabasından mıdır yoksa işi hakkıyla yapma şuurundan mıdır nedendir bilemiyorum ben hep bunu gördüm” demişti.
Ben de, “Dindar” olanın olmayana göre daha verimli olacağını düşünüyorum.
Ne bileyim, biri içer biri içmez.
Birinin aklı iştedir diğerinin oynaşta…
Vesaire..
Ben hep böyle düşündüm… Yıllar boyunca da bu düşüncemde haklı çıktım… Lakin son zamanlarda, son yıllarda acayip bir durum var gibi… “Dindarlar” birbirlerine ve işlerine eskisi kadar muhabbet duymuyorlar gibi…
Para arttıkça muhabbet azalıyor!.. Para arttıkça sadakat azalıyor!.. Koltuklar büyüdükçe “dayanışma ruhu” küçülüyor!..
*
Bu Gezi ayaklanmasının özellikle ilk günlerinde kaydettiklerim bendeki bu kanaati pekiştirdi. Daha düne kadar Sayın Başbakan’ı yere göğe sığdıramayanlardan bir kısmının bu “sancılı” dönemde nasıl da “satış” pozisyonuna geçtiklerini hep beraber gördük…
Sanki…
Birileri, “içlerinden birilerinin” ayağının kaymasını bekler gibi…
Toplu hücuma geçtikleri her durumda, “bu taraftan” destek geliyor şer odaklarına…
Son örnek… Geçtiğimiz günlerde, fazlasıyla himaye görmüş bir zat, “NTV” canlı yayınında Başbakan’a göndermelerde bulunarak, “Gezi kalkışmasının komployla alâkası yok. CNN, BBC vesaire gayet normal yayınlar yaptı!” dedi.
CNN’in 9 saat boyunca teröristleri överken, Başbakan ve güvenlik güçlerini yerlere vurması gayet normalmiş!..
Saatler boyunca “Taksim-Tahrir” benzetmelerine girmesi normalmiş!.. Bunu yapan bir Ergenekon gazetesinin yazarı değil… Başında “bizden” olanların bulunduğu bir gazetenin hem de AK Parti çevrelerinden bir yazarı!..
VAKİT MİLLETE ÇALIŞIYOR!..
Türkiye son 10.5 yılda büyük mesafeler kat etti. Bu yürüyüş bir süre daha devam ettirilebildiği takdirde, “eski düzen”in son kalıntıları da temizlenmiş olacak!.. Statükonun belli başlı temsilcileri hayli yaşlanmış vaziyette.
Birkaç yıl daha piyasada kaldıktan sonra çekilmeye mecburlar.
Medyadaki önde gelen kalemlerine bakın; son 10.5 yılda ne kayıplar yaşadılar…
Gezi eylemleri esnasında bunları birkaç fosilin taşıdığını gördük…
Gayet yaşlı birkaç tip!.. Statükoya arka çıkanların yaş ortalamaları hayli yüksek, doğurganlık oranları hayli düşük…
Geriden gelenleri hayli az…
Öbür taraftan milyonlar akıyor; milyonlarca genç akın akın geliyor…
Vakit, statükonun değil milletin lehine işliyor!..
Yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmişken, “satış” pozisyonuna geçeni “satmak” milli vazife haline gelmiş durumda!..
O kadar hassas bir noktadayız yani!..