Ersoy Dede

Ersoy Dede

Üniversitelerin Gezi Sınavı

Üniversitelerin Gezi Sınavı

Pek çok açıdan ortaya çıkartıp önünüze seriyoruz Gezi Bileşenlerini.. Bu defa da bir parça üniversite ayağına bakalım istiyorum.. Ağaç Katliamı tescilli okul Koç Üniversitesi’nde, Gezi’ye eyleme gidenler nedeniyle finallerin ertelendiğini söylememe gerek yok sanırım. Hele mezuniyet töreninde, Rahmi Koç, iç dinamikler, dış dinamikler falan derken bütün bahçenin hep bir ağızdan “her yer Taksim her yer direniş” sloganları atmaları da kayıtlara geçti.. Dudaklarını net göremedim. Rahmi Koç da o slogana ortak oldu mu bilmiyorum. Ama en azından alkışladığı görünüyordu.. Böylesine büyük tüccarların, halk düşmanlığına varacak şekilde pozisyon almalarını anlayamıyorum. Acaba bu kalkışma öncesinde bir ülke, Rahmi Koç’a; “devam et, arkandayız” mesajı mı verdi ki?..

DİĞER ÜNİVERSİTELER

Özyeğin Üniversitesi’ne bakalım önce.. Bu hengamede çok adı duyulmadı ama, Özyeğin Üniversitesi’nden hem sınav iptalleri geldi hem de akademik kadronun bir kısmı (üniversiteyi temsil etmediğine inanıyorum) bildiri yayınladı.. Zira Hüsnü Özyeğin, bu bildiriden duyduğu rahatsızlığı da açıklamıştı.. Yeditepe Üniversitesi’nden tıp öğrencileri örgütlenerek eylemlere gidip orada gönüllü tedavi yaptılar. Diyeceksiniz ki, “ne kadar insanî bir durum, ne var bundan?” Ya hu çıldırdınız mı siz? Savaşta mıyız? Yaralanan, kaza geçiren, canı yanan biri varsa, alır götürürsün hastaneye. Kamp kurup, gerilla doktor isteyip, çadır hastanelerinde müdahale mi olur? He ama yakarsanız ambulansı, kim götürecek sizi hastaneye değil mi? O da var, pardon.. Okan, Aydın, Kültür, Beykent ve buna benzer pek çok vakıf üniversitesinde de hem eylemlere toplu katılımlar oldu hem de bazılarında sınav iptalleri, erteleme gibi kolaylıklarla eylemler üniversite yönetimleri tarafından teşvik edildi..

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ

Bu sütuna her şeyi yazabilmem mümkün değil.. Ancak bildiğim kadarını yazabiliyorum.. Oysa Bugün Türkiye’de 170 üniversite, 5 milyondan fazla öğrenci 150 bin civarı öğretim elemanı var.. Dolayısıyla ben bildiğim kadarını yazacağım size.. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde neler olduğunu biliyorum.. Mesela Prof. Dr. Veysel Batmaz’ın skandal duyurusu.. Özetle diyor ki; “Gezi Parkı için sınava gelemeyenlere telafi isteyeceğim. Kabul edilmezse Gezi’ye gidenlere ek 20 puan vereceğim” Bu duyurusu nedeniyle zor durumda bıraktığı Rektöre de açık bir mektup yazan Veysel Batmaz, duyurusunun arkasında durmuş ve ek olarak; “…..karar vermiştim ki, sınav sırasında, 20 puanlık notu herkese vereceğimi böylelikle gitmeyenlerin gidenlere şükran duymaları gerektiğini söyleyecektim. Şimdi gitmeyenlere not vermeyeceğim…” diyerek nerede durduğunu da açıkça göstermiştir. Savunulacak bir tarafı olduğunu zannetmiyorum.

SINAVLARIN GÖSTERDİKLERİ

“Bize Her Yer Direniş” pankartının altında poz veren bir başka iletişim hocası… Prof. Dr. Gülen Terek.. Twitter hesabına kabaca göz gezdirdiğinizde tavrını açıkça görüyorsunuz.. Ama bunu sınıfa taşımaya çalıştığı zaman, ortaya bambaşka bir durum çıkıyor.. Örneğin, Terek’in “karşılaştırmalı yayın sistemleri” final sınavında, De Gaulle döneminde basına uygulanan sansür ile Gezi Olayları sırasında Türkiye’de basına uygulanan sansürü karşılaştırmaları isteniyor.. Bunun çok açık bir  “diktatör” iması olduğunu söylememe gerek yok herhalde.. Aynı fakültede öğretim görevlisi olan Ahsen Deniz Morva ise, gözetmen olarak girdiği “sinematografi” sınavında, soruları vermeden önce, öğrencilere önce, sendikası tarafından alınan grev bildirisini okumuş arkasından da; “sizi mağdur etmemek için buradayım” diyerek, keyif de bağışlamış durumda.. Yrd. Doç. Dr. Esra Gülay Er Pasin’in, “film Çözümlemeleri” sınavında “Dövüş Kulübü ile Gezi Olayları’nı karşılaştırın” türündeki sorusu ise beklentiyi ortaya koyması bakımından önemli.. Bilelim “Gezi Bileşenleri”ni, unutmayalım.. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi