Konya Olayları, 5-C’ler ve Türk Halkının Tevekkülü
Konya Taşkent’te, kızları vefat eden babaların mütevekkilâne konuşmaları, bâzılarını şaşırttı. Birisi, “Kızım diskoda eğlenirken ölmedi ya” demiş. Bir tanesi “Allah verdi, Allah aldı” diye boynunu bükmüş. Bunlar bana anlamsız gelmiyor. Hatta hesap sormama geleneğini bile yadırgamıyorum. İlâhi bağlantıda müsebbiplere, pişman olma, tövbe etme imkânı verildiğini düşünüyorum.
Ama işin bir başka boyutu var. Hak’kın tecellisi için yönetimlerin insanların değilse bile yönetimlerin denetlenmesi ilkesi, İslâm’da da var. Sallapati bir yönetime sevgili yavrularınızı emanet edebilirsiniz, bu sizin bileceğiniz bir iştir. Ama sallapati olmayan, halkı, milleti düşünen, koruyan bir yönetimi tercih etmenin de İslâm’da bir sakıncası olduğunu sanmıyorum. Avrupa’da ve ABD’de, insanların böyle, yönetimlerce kollanması, Müslümanlarca da takdir ediliyor. Millet, iktidara, yönetime emanet edilmiştir çünkü.
Hz. ömer adaleti, çok büyük ve ibret vericidir. Şöyle bir hadise anlatılır, inşaallah yanılmıyorumdur:
Hz.ömer’in, üzerinde yeni bir elbise gören cemaatten biri, hatta galiba bir kadın, bunun, onun aldığı savaş ganimeti kumaşla sağlanmayacağını, öyleyse o kumaşın nerden alındığının açıklanması gerektiğini sorar. Hz. ömer, utana sıkıla:
“Oğluma düşen payın ilavesiyle, o kumaş bana bir elbise oldu” cevabını verir.
***
Adına galiba 5-C denilen bir tatbikat var. özelleştirme mağdurlarını, iş yerleri kapatıldıktan sonra alıp başka işlere yerleştirmişler.
Bu mağdurlardan biri, bana telefon etti. Diyor ki:
“Bir ayda bir milyar alıyorduk. Şimdi bu, 500’e indi. Verdikleri tazminattan yiyoruz. O da bir yıl ya gider ya gitmez.”
Adını istedim.
“Kendimi dilenci gibi hissediyorum” diye vermedi.
Türk halkının “para” denilen ve önünde, başkalarının bin takla attığı dünya nimeti karşısındaki tok gözlü tutumu, bu.
Bir de mail vardı H.Aslan kardeşimizden. Bize, dua ettikten sonra, şöyle diyor: Hocamızın zamanında, hocamız bir güneş gibiydi, tâbiri caizse. Halka bir iyilik mi gelecek, şoföre, esnafa, işçiye, memura, herkese, hakettiği ölçüde yansırdı. Bizleri özelleştirmeden bir yerlere yerleştirdiler.Sözde, emsal çalıştıklarımızın, vallahi üçte biri maaş alırız. Şimdi “eşit işe eşit ücret” diye bir göz boyaması çıkardılar. Orada bizler yine yoğuz. Hocama selâm söyleyin. Bizlere dua buyursun.”
Evet, Sayın Hocam, bu selâmı, bu yazıyı okuyarak almıştır inşaallah.
Müslüman kardeşlerimiz, şunu unutmamalıdır. Elbette affetmek iyidir. Suçluyu da affetmek çok iyidir. Ayıbı örtmek hepsinden iyidir. Ama İslâm ilkelerinde yönetimleri ve yöneticileri “denetlemek” de vardır ve hatta hesap sormak da. çünkü bir binanın nasıl yapıldığını kontrol etmek ve işçiye eskiden aldığı ücret kadar bir ücret vermenin hiçbir zorluğu olmamak gerekir.