Türkiye… Ya “hâkim” ya “mahkûm!..”
Her gelişme tecrübelerimize altın değerinde halkalar ekliyor…
“Şer gibi görünendeki hayır”ları yakalayabilirsek bu işi bitirebiliriz!..
“Yeniden Büyük Türkiye” hedefine ulaşabiliriz.
İnsanlık buna muhtaç!
Dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir gelişme bu gerçeği getirip insanlığın gözünün içine yerleştiriyor!..
İşte…
Son gelişme: “Mısır Ergenekoncuları”nın soysuz Sisi darbesine karşı ilk yürekli ses Türkiye’den geldi.
Dünya üzerindeki tek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan oldu “Darbe ihanettir!” mesajını veren.
Öyle ki, bizdeki Kemal Kılıçdaroğlu bile, yarım yamalak da olsa Mısır darbesine tepki gösterdi.
O bile, “batı”dan ve onun köhnemiş kurumlarından en az iki adım öndeydi!..
Bizim CHP’limiz bile “batılı yobazlara” beş basar; böyle bir medeniyetin evlatlarıyız!..
NELER YAPACAĞIZ?
Âşikâr:
Olan biteni ilgi ve nefretle izlerken…
Darbecileri nefretle telin ederken…
Bu iğrenç zihniyete karşı duyduğumuz nefreti sürekli olarak beslerken…
“Tefekkürü” de ihmal etmeyeceğiz!..
Olanlar ve bitenler yapmamız gerekenleri tarif etmekte:
Birincisi; “Müslümanlar kardeştir!” hükmüne sıkı sıkı sarılarak tefrikadan uzak duracağız.
İkincisi; dış güdümlü derin sol namussuzlar her havladığında, bazı ezik kardeşlerimizin yaptığını yapmayacağız!..
Geri adım tavsiyesinde bulunmayacağız ve geri adım da atmayacağız!..
“Havlayanı” anında püskürteceğiz!..
Üçüncüsü; olaylara günübirlik bakmayacak;
“Millet kadrolaşmasını” tamamlayacağız!
Millet düşmanlarını kadro harici tutacağız!.
Millet düşmanlarının defterlerini hukukun dışına çıkmadan düreceğiz!..
Hiçbir olayın görünenden ibaret olmadığını bileceğiz ve her kalkışmanın arka planını araştıracağız…
Türkiye’deki “Gezi” darbecileri ile Mısır’daki “Sisi” darbecilerine kol kanat geren İsrail, ABD ve Avrupa’nın ülkemizdeki faaliyetlerini dikkatle izleyeceğiz…
Ülkemizdeki yabancı ve yerli “sivil” (!) toplum örgütlerinin faaliyetlerini adım adım takip edeceğiz!..
Bunların son zamanlarda özellikle “Güneydoğu”ya iyice çöreklenmiş olmalarının, “mezhepçi” yapılarla içli dışlı hale gelmelerinin arka plânını idrak edeceğiz!..
Yakında büyük bir mezhep kalkışması planladıklarını göreceğiz ve yollarını keseceğiz!..
Milletin temsilcilerini yıpratmak için atılan manşetlerin arka plânlarını düşüneceğiz…
Recep Tayyip Erdoğan’ın uzun yıllar boyunca dile getirdiği “Bunlar bizden istediklerini alamadıkları için böyle saldırıyorlar. Bunlar eskiden milleti ve devleti soymaya alışmışlar… Bugün bunları yapamıyorlar diye saldırıyorlar!” yollu ifadeleri günümüzün gelişmeleri ışığında yeniden değerlendireceğiz…
Bizdeki “iyi çocuklar” ile dışarıdaki “iyi çocuklar”ın daimi işbirliği halinde olduklarını unutmayacağız…
“Sözde ulusalcı”ların ihanetlerini sergilemeye devam edecek, bu gerçeği “hâlâ” görememiş olanları da uyandırmak için elimizden geleni yapacağız!..
•
Şunu ifade etmek durumundayız ki, bizim işimiz hainlerinkinden çok daha zor…
Bir sanatkâr günlerce uğraşır, muhteşem bir vazo yapar…
O vazoya uzun yılların tecrübesini, göz nurunu, el emeğini dökmüştür…
Günün birinde bir vandal gelir ve o vazoyu bir vuruşta paramparça eder!..
“Vazo”larımızı koruma altına alacağız…
Ve vandalları hukuka uygun yöntemlerle yok edeceğiz!..
Bu kadar zor bir iş, ama imkânsız değil!..
•
Bunu mümkün hale getirecek kadar büyük bir medeniyetin evlâtlarıyız…
Ya elimizdeki mirasın hakkını vereceğiz ya da misallerini çokça gördüğümüz “mirasyediler” gibi sürüneceğiz!..
“Orta halli” kalabilmek gibi bir ihtimal yok.
Ya hâkim ya da mahkûm olacağız!..
•
İnancımız böyle diyor!..