Dünya Müslümanları bu mübarek Ramazan Ayı’na Mısır’da halkın seçtiği meşru bir hükümetin askerî darbeyle düşürülmesi sebebiyle öfke ve hüzünle girmektedir. Sınırları korusun diye kendine emanet edilmiş silahın namlusunu halka çeviren ordunun ihanetini yaşıyor.

Bazı kesimler Arap Baharı’nı destekleyen bizleri; “Bu bir Büyük Ortadoğu Projesi’dir (BOP), bunu görmüyor musunuz, işin arkasında Amerika, Avrupa Birliği ve İsrail var, biraz basiret!” diye uyarıyorlardı. Arap Baharı’na her fırsatta kara çalan bu kesimler acaba son yaşananlardan sonra hakikatlere uyanırlar mı?

Halkın hür iradesiyle seçilmiş Muhammed Mursi’nin askerî bir darbeyle düşürülmesi, Batı’nın ve işbirlikçi körfez ülkelerinin bunu desteklemesi, Mursi’nin iddia ettiğiniz gibi BOP’un bir planı olmadığına sizi ikna eder mi?

Bu darbeyi Avrupa Birliği, ABD, İsrail, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri beraber yaptılar. Bunu gizleme gereği bile duymadılar. İran, Suriye, Yemen gibi ülkeler de sembolik destek verdiler.

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen darbe sonrası Mısır’da azınlıklara ve hukukun üstünlüğüne saygı çağrısı yaptı.

Azınlıklara ve hukukun üstünlüğüne saygı!.. Çoğunluğun hür iradesine karşı darbe yapılmış, hukuk ayaklar altına alınmış, Mursi’nin yerine hem de Hıristiyan azınlıktan bir kukla atanmış ama beyefendi azınlıklara ve hukukun üstünlüğüne saygı diyor..
ABD ve Avrupa Birliği yapılan darbeye “darbe” bile diyemedi. Avrupa Komisyonu günlük olağan basın toplantısında Komisyon Sözcüsü Michael Mann’a gazeteciler ısrarla neden darbe demediklerini sorsa da o ısrarla darbe demekten kaçındı.

Darbeye darbe bile diyemeyen demokrasi şampiyonu bu ülkeler prensiplere bağlı olmadıklarını, mesele Müslümanlara ve kendi kirli çıkarlarına taalluk ettiğinde çifte standardın kitabını yazdıklarını bir daha gösterdiler. Bütün bunlar size bir şey anlatmıyor mu?

Afrika Birliği darbe nedeniyle Mısır’ın üyeliğini askıya alarak darbeye darbe diyemeyen Batı’ya ders vermiştir, tebrik ediyorum.

Ama Arap Birliği Genel Sekreteri Arabi, Mısır’da ordunun meşru hükümeti düşürmesinin ardından geçici cumhurbaşkanlığına getirilen Adli Mansur’u (Mısır’ın önemli gazetecisi Ahmet Mansur bu şahsın Yahudi kökenli olduğunu söylüyor) tebrik etti. Hazret Arap halklarının hür iradesine sahip çıkmak yerine bu milli iradeye tecavüz eden “Orduyu selamlıyorum” diyebilmiştir.

Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz, darbenin getirdiği kukla yönetici Adli Mansur’a alelacele tebrik mesajı göndermiş ve darbeci Genelkurmay Başkanı Abdulfettah El Sisi’yi de kutlamıştır.

Siz hâlâ Mursi’yi cumhurbaşkanı yapan iradenin BOP mu olduğunu söylüyorsunuz?
Darbeci general El Sisi darbe bildirisini okurken yanında küresel sistemin adamı Nobel ödüllü liberal Baradey vardı. Bir diğer yanında da Ezher Şeyhi. İlminin ve makamının şerefini koruyamayan o Şeyh...

Ordu yönetimi ele geçirir geçirmez Gazze’nin dışa açılan tek sınır kapısı olan Rafah kapısını ve Gazze’ye gıda, ilaç ve yakıt ulaştıran tünelleri kapattı.
Siz hâlâ Arap Baharı bir ABD projesi mi diyorsunuz?

Cuma günü akşamı Rabiatu’l Adeviyye meydanında milyonlara konuşan İhvanul Muslimin lideri Muhammed Bedii’yi canlı yayında sonuna kadar izledim. Küresel sisteme, yerli işbirlikçilerine büyük riskler alarak nasıl karşı çıktıklarını gördük.
Şimdi siz hâlâ BOP mu diyorsunuz?