Ey Veli! Eğitime sahip çık…
Önceki yazımı okuyan dostlar sitem etti. Hep “hükümeti darbeleri”* yazmışım ama iktidarın istediği, istiyormuş gibi yaptığı ama bir türlü gerçekleştiremediklerini yazmamışım.
Sitemkar dostlar, kısaca benden “iktidarın icraat girişimlerine karşı yapılan darbeleri” yazmamı istiyorlar. Yazmaya ne hacet? Bankalara karşı konuşup hala gerekeni yapmamaları yetmez mi? “Gerekirse pazarlık masasına oturup” vatandaşın ezilmesine engel olacaklardı. Masadaki pazarlık “biraz daha otursaydınız, daha karpuz kesecektik” seviyesinde son bulmuş olacak ki bankalar daha fazla faiz dışı gelir elde etmeye başladı.
Bu notlardan sonra gelelim esas konuya…
Yine eğitimde altyapısı olmayan, sonuçları tam öngörülmeyen “gelen yoğun istek üzerine” değil sadece ve sadece O istiyor diye dershaneler kaldırılacak, bunların kaldırılması için de SBS de rafa kaldırılacak. Tamamen “yaptım ve oldu” icraatı.
Dershanelerin kaldırılma gerekçelerinden biri “eğitimde fırsat eşitliğine” aykırı olması iddiası.
Eee… Bu ülkenin Çalışma Bakanı asgari ücretle geçinilir diyorsa ve evladını aylık asgari ücretin iki katı bir fiyata anaokuluna gönderenler ile gönderemeyenler arasında da fırsat eşitsizliği olmuyordur.
Çocuğunu taa anaokulundan başlayarak yabancı dil öğretenlerle 12 yıl boyunca okutup “iki dil, iki insan” niteliğini kazandıramayanlar arasında fırsat eşitliği sağlanacakmış.
Devlet okullarına bile kayıt yaptırırken parası ve torpili olanlar çocuklarını istediği okula, öğretmene veriyorsa…
Dershaneleri kapatınca 50 kişilik sınıflarda eğitim görenlerle 20 kişilik sınıflarda okuyanlar arasındaki eşitsizlik de kalkacak. Ne hikmetse bol paralı, az mevcutlu okullarda okuyanlar da dershaneye gidiyor. Bir de üste özel ders alıyorlar.
Özel ders almadaki fırsat eşitliğini nasıl sağlayacağız?
Ben duyduğuma göre eğitim camiası hayli hayli duymuş, hatta daha detaylı bilgiye sahiptir. İddiaya göre bazı özel okullarda çifte karne olayı varmış. Resmi de her şey dört dörtlük, gayri resmi de gerçekler. Böyle bir durum varsa not ortalamalarına göre yapılacak bir seçimde, değerlendirmede fırsat eşitliği sağlanmış mı olacak?
60 aylık ile 80 aylık çocuğu toplama kampı gibi bir sınıfa koyarak eğitimde fırsat eşitliğini sağlıyor olmak büyük başarı. Yıllarca “Arapça zor öğrenilen bir dildi” öğretisini almış biri olarak Türkçe okuma ve yazma öğrenmenin 6 ay sürmesini ayrı bir başarı olarak görüyorum.
4x3’te yapılacak revizyonlar da çok ilginç…
Sınıf kalabalığını azaltmak için sınıflar bölünecekmiş. Yer kazanmak için müdür odalarının bile daraltıldığı okullarda yer kaldı mı ki?
Yer bolluğundan olsa gerek esnek eğitime geçilebilir, çocuklar sıralarda değil minder üzerinde eğitim alabilirmiş. Ellerine de bir tablet vereceğiz daha ne olsun? Bundan iyisi Şam’da kayısı.
Güldürmeyin beni…
Yeni sistemle öğrenim hayatımıza giren seçmeli derslerin bile hakkıyla yapılabilmesi için dersliğe ihtiyaç varsa gerisini siz düşünün.
Bu yazıyı okuyup “dershaneler çok para kazandı…” şeklinde yorum yapacaklara…
Milyonlarca kişiyi ilgilendiren eğitimde Ak Parti döneminde 5 bakan değiştiğini 13 temel değişikliğin yapıldığını hatırlatmak gerekiyor.
Bende 50 kişilik sınıfta ilkokul okumuşum, oğlum da aynı şekilde.
Hiç bir ilkokul müdürüne gidip “geliriniz ne? Bu okulu nasıl idare ediyorsunuz?” diye sordunuz mu? Ben sordum. Okulun elektrik, su, doğalgazını il özel idaresi ödüyor. Okulun kapıcısının, hademesinin vs. maaşları nasıl ödeniyor bilginiz var mı?
Kitap bedava olunca kalite artıyor mu?
Liselerin tabelasında “Anadolu” yazınca her şey değişti mi?
Seçmeli derslerin arasına serpiştirilen derslerle dindar nesil mi yetişir?
Soruları çoğaltmak mümkün…
Ey veli! Ekonomide istikrar beklediğin, istediğin kadar eğitimde de iste, ısrarcı ve takipçi ol. Yoksa “saldım çayıra Mevlam kayıra” nesli yetişecek.
*4.07.2013 tarihli, “Bizde de 'hükümeti darbe' var” başlıklı yazım
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.