Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Televizyonlarda din pazarı

Televizyonlarda din pazarı

Bilirsiniz birkaç çeşit Müslümanımız vardır.

Birinci sınıf Müslümanlarımız, Amentü’ye tam iman eden ve İslam’ın beş şartını da yerine getiren Müslümanlardır ki, bunlar dünyanın her yerindeki Müslümanlarla aynıdır.
İkinci sınıf Müslümanlarımız vardır. Onlar da haftalık Müslümanlardır ki, diğer “beş vakitliler” gibi inanırlar ama Cuma namazıyla yetinirler.

Üçüncü sınıf Müslümanlarımız vardır. Bunlar da Ramazanlık ve bayramlıktır.
Yanlış anlaşılmasın kimseyi eleştiriyor değilim. Görüneni söylüyorum. Yoksa kimsenin neye nasıl inandığının bekçisi değilim.

Bu iki sınıf Müslümanımız esasında birinci sınıfla aynı düşünmekle ve inanmakla birlikte, amelde eksiktirler. İşin o kısmı da biz kulları ilgilendirmez.

Dördüncü sınıf diye bile adlandırmaktan utandığım kısım ise; değer yargılarında dine hiç yer vermeyen ama sahip oldukları medya araçlarıyla, “Ramazan parsası” toplamak için yukarıda izah edilen üç sınıfın, üçünü de aldatan kimselerdir.

Bir televizyon kanalı düşünün. Yıl boyunca yaptığı programlarla ve gösterdiği dizilerle, milletin tüm kutsallarına küfretmekte, Ramazan ayı gelince de iftar ve sahurda din bezirgânlığı yapmaktadır.

Bu bezirgânlığı da ne yazık ki; ilmine, sözüne, eylemine güvenilen insanlara yaptırmaktalar. İşte burası insanın zoruna gidiyor. Hâlbuki şunu söyleyemezler mi?

-“Ey insanlar! Siz 11 ay bu milletin tüm kutsallarına her türlü programla hakaret ederek rencide ediyorsunuz, hiç olmazsa bu ay rahat bırakın, bizi de cüzdanlarınıza alet etmeyin.”

……………….

Evet, haberlerinde bile küfretmeyi görev sayan malum kanallardaki söz sahibi kişiler, 11 ay gayrimüslim gibi hareket edip, bir ay da mı hidayete eriyorlar.

İşte gezi parkı terörizmde hepsinin gerçek yüzünü gördük. Nasıl yayın yaptıklarını izledik. Ülkede kargaşa ve kaos meydana getirmek için teröristleri nasıl savundukları belledik.
Bu televizyonların Mescid-i Dırar’dan farkı yok. Yalnız Mescid-i Dırar’da imamlık yapanlar da hem anlattıkları değerlere hem de onları inanarak seyreden izleyicilere karşı ayıp etmekteler.

Tabii böyle söylerken TRT başta olmak üzere dine karşı duyarlı televizyonları kastetmiyoruz.

………………….

Ne oluyor biliyor musunuz; Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Görmez’in dediği gibi oluyor. Ne demişti başkanımız;

-“Bugün İslâm dünyasında ‘Ramazanla değişmek’le ‘Ramazanı değiştirmek’ arasında gidip gelen yeni bir takdim formu dikkat çekmektedir.

Oysa asıl olan ve doğru olan, ‘Ramazanla değişmektir.’ Ramazan bütün imtihan süreçleriyle bize bu imkânı sunar.

Ramazanda değişmek, onun etkili manevî ortamında değişimi gerçekleştirmek, murâd-ı ilahî’ye uygun birer kul olarak bu sınavlardan geçmek, her bir Müslüman için kuşkusuz en büyük bahtiyarlıktır.

Hâl böyleyken bu ayda değişmek gibi gerçek ve derinlikli bir amaca uygun hareket etmek yerine, onu değiştirmeye kalkışmak doğru değildir.”

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Hüseyin Öztürk Arşivi