Serdar Arseven

Serdar Arseven

Her Yer Maksim Her Yer Gerilim!..

Her Yer Maksim Her Yer Gerilim!..

Oh be nihayet!..
Meclis “Yarı Resmi Sivil (!) Toplum Ör-gütleri”nden birinin elindeki vize ve onay yetkisini kaldırdı.
Darısı diğerlerinin başına!..

“Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Ku-ruluşları”na şöyle güzel bir çekidüzen verilmesini istemiştik malûm.
“Her Ay Ver Babam Ver!..” (14 Nisan 2013)
“Yarı Resmi Sivil Toplum Örgütleri!... Hâle bak sen!..” (29 Haziran 2013)

Bu başlıklar altında yazdık ya, bir dostumuz Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun konuya ilişkin raporuna dikkat çekti.
Tarih: 28 / 09/ 2009
Sayı : 2009 / 6
Deniyor ki orada bunlar için:
“Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile ilgili yaşanan sorunların özünde, söz konusu kuruluşların ‘idare’ içinde yapılandırılmış ve devlet teşkilatının bir parçası olmaları bulunmaktadır. Kamusal tipteki örgütlenme modeli, meslek kuruluşlarının tam anlamıyla bir sivil toplum kuruluşu haline dönüşmesini engelleyen bir ortam oluşturmaktadır. Bu yapı sivil toplumun gelişimi, demokratikleşme, örgütlenme özgürlüğü kadar meslek mensuplarının talep ve beklentilerinin karşılanması bakımından da çeşitli olumsuzluklar oluşturmaktadır.”

Evet, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu da bizim gibi düşünüyor:
“Bunlar bu yapılarıyla demokrasinin önündeki birer engel!.. Meslek mensuplarının talep ve beklentilerini karşılamaktan da uzaklar!”

Bu tür meseleler medyamızın gündeminde pek yer almaz ama biliriz ki vatandaşımızın kahir ekseriyeti bu “yarı resmi sivil toplum örgütleri”nden ziyadesiyle rahatsızdır.
Öyle bir mevzu ki…
Bir yanı ile resmi diğer yanı ile sivil toplum örgütü bunlar; AK Parti önde gelenlerinden Mustafa Şentop hocamızın ifadesi ile “Ne deve ne kuş!..”
Bir mesleği icra etmek istiyorsanız, bunlardan birine kayıtlı olmak ve tabii çatır çatır aidat ödemek mecburiyetindesiniz!
Bunlar, üzerinizde her türlü yaptırım gücüne sahiptirler.
Mesela…
Katı ideolojik yargıları doğrultusunda kılık kıyafetinize karışabilir, isminizi “levhalardan” silebilir, yıllar yılı büyük manevi ve maddi fedakârlıklara katlanarak sahip olduğunuz mesleğinizi icra etmenize engel olabilirler.
Bunların yönetimleri “tektip”tir.
Farklı dünya görüşlerinin temsiline
–genellikle- izin vermezler.
Başına “değer karşıtlarından” biri geçtim mi yandınız…
Başındaki böyle değil de milletin derdinden anlayan bir “ekip” ise vaziyeti sadece “cüzdanınızın yanması” ile kurtardınız.

İsmi büyük mesleklerden birinin erbabı ya da sokak arasındaki küçük bir yufkacı…
Her ne ise faaliyet alanınız, bunlardan birine her ay çatır çatır ödeme yapacaksınız!..
Aksi takdirde o işi yapamazsınız.
Aldığınız reel bir hizmet yoktur aslında, “damgalanmanız” karşılığında ödersiniz bu paraları…

Darbeciler, Anayasa’da yer verdiği Kamu Kurumu Niteliği’ndeki Meslek Kuruluşları’na üyeliği mecburi hale getirmiş.
Bu böyle devam edip gidiyor.
Yeni Akit’in dünkü manşetindeki “Derebeylik” ifadesi tam da yerine oturmuş;
Bunlar adeta devlet içinde devlet…
Birer oligarşik adacık…
Bunlar o kadar büyük paralara hükmediyor ve öylesine derin ayrıcalıklardan istifade ediyor ki…

Bunları demokratik ve rekabetçi bir yapıya kavuşturamazsanız…
Her yer Maksim her yer gerilim!.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi