Karanlık Oda’cılar, ahlaksız twitter mesajını atan CHP’li Yıldıray Sapan’ı savunabilmek için, ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Dün bir başlık Karanlık Oda’da; “ne Sümeyye Erdoğan’mış. Sanki dokunulmazlığı var”.. Bu ahlâk fakiri adamı savunmak için izan yoksunu bir tutum sergilemek ancak Oda ekibine yakışırdı.. Bilmiyorlarsa söylemek vazifemiz.. Evet “Sümeyye Erdoğan’ın dokunulmazlığı var”.. Evlatlarımızın, yavrularımızın, annelerimizin, eşlerimizin dokunulmazlığı var.. Hem de milletvekili dokunulmazlığı gibi iki fezleke ile çözülecek cinsten de değil. Hiçbir şart (ki bence iyi dilekler bile buna dahil) siyasi bir tartışmanın tam ortasında oğlunuzun-kızınızın, eşinizin, annenizin isminin geçmesine sebep olamaz. Siyaseten açmaza düşünce tıkanan kilitlenen, ne yapacağını şaşıran kısır politikacılar çareyi bunda buluyorlar. Neden? Çünkü alışmışlar. Konvansiyonel siyasetin ana argümanları hakkında herhangi bir fikirleri yok. Genel Başkanlarını yasak ilişkisi götürdü mesela. Anlayın işte. Normal bir siyaset yapma biçimleri yok ki.. Sanıyorlar ki Türkiye’deki siyasetin temeli hep bunun üzerine kurulu.. Yarın Kılıçdaroğlu’nu değiştirmek gerektiğinde de kaset arar durur bunlar. Girdiğiniz her seçimde baş aşağı çakılmalarınız, yönetim başarısızlığı olarak yansımıyor demek ki. Evet arkadaş, “Sümeyye Erdoğan’ın dokunulmazlığı var”.. Çünkü o bu meselenin o kadar dışındaki.. Sizin zihin dünyanızın bunu almasına olanak yok. Kirli ağızlarınızda adının geçmesini hak etmeyecek kadar dışında bu işin.. Üstelik de o ahlak yoksunu twitter mesajına konu olan “Palalı” hadisesinde, Başbakan’ın ne düşündüğü konusunda da fikriniz olduğunu zannetmiyorum.. Palalı’nın sokaklarda böylesine terör estirmesinin, hükümet ya da Başbakan tarafından hoş görülebileceğine inanıyorsanız, dünyadan haberiniz yok demektir.

TAYYİP’İN ASKERİYİK

Dahasını söyleyeyim size.. En başından beri bu Palalı’dan bir “AK Partili” yaratma çabası içinde olduğunuzu biliyoruz. Diyor ya Emine Ülker Tarhan, meğer Palalı elindeki palayı sallarken “Tayyip’in Askerleriyik” demiş hani.. Bunun külliyen uydurma olduğu çıktığında ortaya acaba Emine Ülker Hanım kısmen utanmış, mahcubiyet duymuş olabilir mi, bilmiyorum. Ama bence o Palalı, yakalandığında; “Tayyip’in Askeriyik” deseydi de buna “işte bakın, gördünüz mü” şeklinde yaklaşmak yerine, yakın geçmişin deneyimlerinden yola çıkarak daha ihtiyatlı yaklaşmak gerekirdi.. Bugün derin yapılarla ilgili davalarda çok daha net ortaya çıkan resim bize bambaşka bir şey gösterdi.. İşlenen cinayetler sonrası yakalanan bazı “ağabey”ler ellerini havaya kaldırarak; “BBP’nin iktidarı yakın” sloganları atmıştı hatırlıyor musunuz?  Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu, sağdı o vakit.. Ne kadar BBP’liydi o adamlar peki? Yarın Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesi vakasına karışan adamlar da birer ikişer toplanmaya başlanacak. İfadeler yeni gözaltıları getirecek kuşkusuz.. Orada da, kendini “Tayyip’in Askeriyik” diye tanımlayan bir katil çıkabilir. Onun böyle söylemesi ne bu cinayeti haklı gösterir ne de yapanları masum. Kimse de bu zihniyete sahip çıkmaz. Tayyip’in gerçek askerleri, heyecanla seçimleri bekliyor.. Elinde sopayla yol kesmeyi, palayla sokağa çıkmayı değil..

RAMAZAN’DA ALKOLLÜ OLACAK DEĞİL YA!

Biz burada CHP’li vekilin bu ahlak yoksunu mesajı üzerine kafa yorarken, bir başka CHP milletvekili, Ankara sokaklarında, başı polisle derde girmiş bir parti meclisi üyesi arkadaşını kurtarmaya çalışıyordu.. CHP Parti Meclisi Üyesi Hüseyin Yaşar, lüks arabasıyla ilerliyor.. yolda trafik polisi uygulama yapıyor. Gereksiz bir diyalog. Üfle-üflemem.. Mübarek Ramazan ayında içki içecek değil ya koca adam. Demek ki başka bir nedenden dolayı üflemiyor.. Derken CHP Kocaeli Milletvekili İzzet Çetin geliyor aracın yanına.. Arkadaşını alkol kontrolünden kurtarmaya çalışıyor ama başaramıyor.. Acaba CHP’nin alkol düzenlemesine cepheden karşı durmasının sebebi yaşanması muhtemel bu vakalar mı ki? Kalın sağlıcakla.