“Selamun Aleyküm, o darbe değil!..”
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, iftardaki konuşmasına “Selamun Aleyküm”le başlıyor. Bütün İslam âlemini kana boyayan gücün temsilcisi “Selam”ın ardından bir alay ediyor ki bizlerle…
“Karşılıklı anlayışın ötesinde karşılıkla saygı şarttır. Özgürlüklerin gelişmesi, barış, refah, insanlığın daha mutlu yarınlara yürümesi için dayanışma… Dostluk, barış, kardeşlik…”
Filan!..
•
Mısır’da “Sisi” alçağına “Laiklerini sokaklara dök, Mısırlıları birbirlerine kırdır!” emrini veren,
Tunus’ta derin sol muhalefetin başı Brahmi’yi öldürterek suçu Müslümanların üzerine yıkan,
Türkiye’de ve diğer yerlerde İslamcı-Laik kavgası çıkartmak için her türlü pisliği yapan güçler bizleri resmen alaya alıyor!..
İşte… ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Burns daha dün çıktı ve “Mısır’daki darbe değildir!” dedi.
Darbeyi yaptır, darbeye kol kanat ger ve iftarda “Selamun Aleyküm” deyip dalganı geç!..
*
Zelil durumdayız!..
Oluk oluk Müslüman kanı akıyor!..
Müslüman diyarında doğup büyümüşlerden bazıları hem de “Tekbirler” getirerek Müslümanlara saldırıyor!..
Darbecilere alkış tutuyor!..
•
Asr-ı Saadet ruhu bir yana, Osmanlı’yı bile arıyoruz.
Osmanlı gitti gideli Araplar, Türkler, Kürtler ve diğerleri…
Hep birlikte sürünüyoruz!..
Karşımızda duran gerçekler; ABD’nin İsrail politikalarına esir olduğu ve AB’nin örnek alınacak bir “medeniyet projesi” olmadığıdır.
Rahmetli Necmettin Erbakan Hoca’nın ve Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu Başkan’ın söyledikleri birer birer tahakkuk etmektedir.
Zulüm altında inleyen insanlık, Osmanlı Ruhu’nu beklemektedir!..
KRALİYET BEBEĞİ GEORGE!..
Ne çılgınlık; kraliyet bebeğinin maketleri bile “kutsal” kabul ediliyor.
Kraliyet bebeğini temsil eden, önlükler, anahtarlıklar günün modası; İngiliz gazeteleri günlerdir bebekle yatıp bebekle kalkıyor.
Anne Kate bebeği için ne alıyorsa o satış rekoru kırıyor; George şimdilerde en kral bebek bezi markası.
Kilise’nin işleri de yoğun; kollar büyük vaftiz töreni için sıvanmış…
Geçen yıl mı ne; Danimarka’nın Veliaht Prensi ile Prensesi’nin bebekleri için Kilise’de muhteşem bir merasim idrak edilmiş idi.
Son olarak Belçika’da bir dolu “sakalIı” gördük; yaşlı kralın tacını oğluna devretmesinin ardından “şeriat”larının gereği olan bir dizi eylem gerçekleştirildi.
Ne diyelim;
“Türkiye laiktir laik kalacak!”
“Şeyhler, dervişler ülkesi olmayacak!..”
Türkiye’ye böyle sloganlar telkin eden Batı’da “laik” devlet var mı?..
Fransa bile değil galiba; geçtiğimiz günlerde bir ayaklandı ki papazlar, eşcinsel evliliğe ‘evet’ deme eğilimindeki politikacılar darmadağın oldu.
Bizde haddine mi düşmüş bir grup “imam” böyle sokaklara dökülecek!..
•
“Batılı” Türkiye’den “Batı”daki manzaraları izlerken neler geliyor akla…
Batı monarşilerindeki debdebe ve bizim Topkapı Sarayı’ndaki tevazu.
Memleketlerinden kopartılıp atılmış Osmanoğulları’nın “asil” tavırları.
İlber Ortaylı diyor ki; “Osmanoğulları ailesi diğer Avrupa hanedanları gibi değildi. Muhtelif bankalarda hazır milyonları yoktu. Bizzat son hükümdar bile fakr-ü zaruret içinde öldü. Çıkarken hazineyi boşaltabilirdi, doğrusu bu onursuzluğu irtikab etmedi.”
•
Allah Razı Olsun Büyük Osmanlı Sultanı Vahideddin Han’dan.
•
Hanedan üyeleri, sürgünde bulundukları yıllarda üzerlerindeki mücevherleri satarak gün savdı. Bir süre sonra münasip işler bulup çalışmaya başladı.
Büyük haksızlıklara uğrayan bu Aile’nin fertleri Türkiye aleyhinde faaliyet göstermeyi bir an bile düşünmedi. Türkiye’nin aleyhine olabilecek tek bir işe tevessül etmedi.
Bir Osmanlı’nın “asalet”ine bakın bir de sözde gazetecilerin isimlerin yer aldığı kağıt parçalarıyla ve bin türlü iftirayla Türkiye’yi dışarıya şikayet edip duran malûm zihniyetin “rezalet”ine!..
•
Osmanlı’nın uzun sürgün döneminde özelliklerinin bir bölümünü yitirmiş aile fertleri bile böyle, asil tavırlı.
Ne diyelim: Osmanlı, ah Osmanlı!..