Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Türkiye Laikliği

Türkiye Laikliği

Lozan sonrası ülkeyi yabani arıların işgal etmesi yetmiyormuş gibi yangına körükle yürüyenlerin başında hiçbir zaman sosyal demokrat ideolojiyi temsil edemeyen CHP’nin olduğunu görüyoruz. Laiklik CHP’nin eseridir.

Kırk gün deli dediğin sonuçta deli olur ya, bu laiklik de 1931’lerde CHP’nin programında yer alınca gavurunu da müslümanını da deli etti.

Halkı ikiye böldü, kinleştirdi, zıtlaştırdı…

Geldiği yer olan Fransa’ya bakıyoruz, devlet baştan aşağıya dinsiz.

Hatta öylesine ki Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy döneminde liseli gençlerin tuvaletlerine prezervatif konulması için hazineden ödenek ayrılması laikliğin gereği imiş.

Laikliği Meydan Larus sözlüğünden okuduğunuzda orada “dini olmayan, din dışı” şeklinde açıklandığını görürsünüz.

Laik, dini olmayan demektir…

Vaziyeti kestiremeyen bazı Müslümanlara sorsanız, diyecekler ki, “laikliği yanlış anlıyoruz, laiklik herkesin inancında serbest olmasıdır.”

İşte buna “Türkiye laikliği” denir.

“Türkiye Müslümanlığı” olduğu gibi…

Keskin milliyetçiliğimiz var ya, dışardan ithal ederiz yine de milliyetçilik deriz.
Milli değerler; inancımız, kültürümüz…
Kırk Yıllık Kani olur mu yani?..

Nasıl ki bizim kıblemize bir başkası anlam katamazsa, biz de elin laikliğine bir başka anlam vermemiz komik olur. Laiklik açıklamasıyla, uygulamasıyla neyse odur…

Senin adın Hasan, onunki Hans…
Öyle ise soralım. Müslüman bir ülkenin anayasasına laikliği neden koyarlar?
Hadi “Lozan dayatmasıdır” mazeretini geçelim.
Bu laikliğin üzerinde bir kesimin neden o kadar canhıraş durduğunu görmemiz için yaptıklarına, yıktıklarına, bulaştırdıklarına bir perde olarak gerildiğini görürüz.
Laiklik resmi ideolojinin kirliliklerine has bir perdelemedir.

Bir tarafta haramlara geçit vermeyen Müslüman halk var, diğer yanda halkı köle yerine koyan egemen üst sınıf, rejimin sahibi cumhuriyetçiler.

Bu üst sınıf “ben ne istersem onu yaparım” mantığı ile hürriyeti tanımlıyor.
Doğrudan katır hürriyeti…

Türkiye’deki laiklik maydanoz gibi her taşın altından çıkar.

28 Şubat, 12 Eylül, 27 Mayıs. Parti kapatmalar. Kudüs gecesinde konuşma yaptığı için DGM’nın 17 yıl zindana mahkum ettiği Nurettin Şirin de laiklik kurbanı…

Milletin inancını mahkum eden Türkiye laikliği her masada, her mahfilde, her şişede… Orijinal laikliğe göre Diyanet İşleri gibi bir kuruluş devletin yönetimi altında bulunmamalı. Devlet dinsiz, vatandaşa, eh evinde orucunu tut, camide de beş vakit namazı kıl etliye sütlüye karışma. Türkiye laikliği bu olabilir de İslam bu değil işte…

İnsan hayatına, ilim mahfillerine karışmayan İslam İslam değil…

Türkiye laikliğinin cibilliyeti Kemalizm ideolojisinden kaynaklanıyor.

İslam, dini olmayan devletin kontrolünde…

Ciğeri kediye teslim etmek gibi bir şey…

Hadi diğerleri neyse de laik olan Müslüman’ın Allah’a olan inancında sakatlık olduğunu görmesi lazım. Müslüman’ın inandığı Allah(cc) her yerde hazır ve nazır…

Sineğin göz bebeklerinde de, arının iğnesinde de O var.

Fizik diyorsanız var, kimya diyorsanız var, astronomi diyorsanız var…

Bunların her birisi Allah’ın(cc) ayetleri olduğundan müspet ilim- dini ilim diye ayırmak cehaletin ve de yanlış inanmanın bir garabetidir.

Saplantı, özenti, taklitçilik yoksa ne Müslüman laik olur ne de devlet…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi