Bindik bir alamete, amaniiiin!..
Elleri cebimizde, köleleriyiz milletçe!..
Kimlere çalışıyoruz?..
Dört kuvvetli “ayak” var:
1-Banka,
2-Sigorta,
3- Kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütleri,
4-Araba.
¥
Bu dördü milletin kanını iliğini emiyor.
Bankalardan başlayalım:
Merkez Bankası verilerine baktım; bankacılık sektöründe tüketici kredilerinden alınan ücret ve komisyonlar 2002’de 910 milyon liraydı.
Bu rakam, 2008’de 2,5 milyar, 2010’da 3,3 milyar ve 2012’de ise 4,4 milyar liraya tırmanmış.
Eski para 4.4 katrilyon!..
Ne kazık!..
Bankalar, 2012 yılında 27 katrilyon lira “faiz dışı gelir” elde etmiş abiler, her ay 2 nokta 25 katrilyon lira “hizmet bedeli” ödüyoruz bunlara!..
Rollerimiz boşuna, üretip kazanmak için ortaya koyduğumuz çabaların büyük kısmı bankalar için.
Onlar kazansın, daha çok kazansın diye!..
Sanayi Bakanı Nihat Ergün geçtiğimiz günlerde bankalara fena çatmıştı.
“Bize rızamız dışında gönderdikleri sms’lerden bile para kesiyorlar. Böyle bir bankacılık anlayışını kabul etmemiz mümkün değildir.”
Doğru, mümkün değildir de gereken tedbirleri almadan da olmaz.
Mesela…
Vatandaşı bankalara mahkûm eden düzenlemelerden bazıları kaldırılsa?
Mesela; maaşlar mecburen bankaya yatmasa ve kiralar yine mecburen bankaya yatmasa!..
Vatandaş banka kucağına atılmasa, bankanın içeri aldığı vatandaşı güzelce bir halletmesine mani olunsa!..
Bankalar böyle; kim ne derse desin, kim ne kadar kızarsa kızsın her yol oralara çıkıyor.
Onlar da eline geçirdiği vatandaşı…
Her neyse!..
¥
Sigorta şirketleri de öyle.
Ağladılar, sızladılar, keyfi sigorta giderlerini zorunlu sigorta giderlerine saydılar…
Sigorta primlerini, talepleri doğrultusundaki yeni mevzuat hükümlerinden istifade ile katladılar.
Bu gayet “emisyonlu” modelde hususi kullanan 1 yanıyor; minibüsçü, taksici, kamyoncu, züccaciyeci 1000!..
¥
“Yarı resmi meslek örgütleri”nin kazığı da yenir gibi değil!..
Darbeciler zamanında “Anayasal” olmuşlar; Anayasa’dan aldıkları güçle elleri vatandaşın ceplerinde.
Bu odası, bu odası, şu barosu, bu borusu ohooo, bir yufkacı dükkanı açsan ocağına incir ağacı dikiyorlar.
Bunlara “bayılmadan” hayatta iş yapamazsın!..
Trilyonlar, trilyonlar birikir bu derebeyliklerde…
Ooooh, Anayasa takviyeli saltanat!..
¥
Araba da bin türlü dert.
Yukarıda bir yerde “sigorta kazığı”ndan bahsetmiştik.
Araban varsa bu kazığa katlanıyorsun, ayrıca araç muayene istasyonlarına şuna buna…
Arabayı alırken, kullanırken, gösterirken, giderken, gelirken habire, dolaylı dolaysız ödüyorsun!..
En dandik arabanın “tamir dışı” giderleri ortalama bir ailenin aylık mutfak masrafını aşkın.
Bir de taaaa bilmem ne tarihinden kalan ancak “deftere işlenmeyen” trafik cezalarını hem de “faiz”iyle güncelliyormuş yetkililer!..
Ohhh, suyundan da koy!..
¥
Bir yerden yakalıyorlar mutlaka abi, biri yakalamazsa biri yakalıyor çoğu zaman da dördü birden yakalıyor vatandaşı!..
¥
Ha vatandaş da alışmış; tüket tüket ha bire tüket!..
Şan olsun diye tüket, gösteriş olsun diye tüket, laf olsun diye tüket, torba dolsun diye tüket!..
¥
Bindik bir alamete, amaniiiin!..