Demokrasi Değirmeninde Öğütülmek
“Ateş sönünce siyahlık aşikar olur” sözünü cennetmekan Mevlana sanki o gün için değil de bugün için söyledi. Kömürün siyahlığını...
11. Abdülhamit sonrasında ülkeyi saran demokrasi ateşi gündemi safsatalarla tutunca gördük ki altından siyahlıklar aşikar oluyor.
Demokrasi ile siyahlandık.
Thomas Hobbes’ın “insan insanın kurdudur” sözü bu mihrakta değerlendirildiğinde görürüz ki; Batı alemi bir takım batıl inançları uğruna hem kendini, hem de insanlığı yiyip bitiriyor.
Batı demek sömürü demek, demokrasi de bu sömürünün ileri karakolu.
İslam alemi tarihi gelişimini bırakarak batı oyunu sayılan demokrasiye sarıldığı günden beri ahlaki değerlerinden neyi varsa hemen hemen hepsini kaybetti.
Günümüzün faiz lobilerinden tutun da, fuhuş, çalma çırpma gibi ne varsa hepsi yerleşti.
“Demokrasi değil mi istediğimi yaparım” zihniyeti.
Laik olunca da, dini de olmaz, irfan da olmaz…
Bu arenada “Ben siftah yaptım, komşum henüz siftah etmedi. Ona gidin” diyen de kalmadı.
Batı hangi ülkeyi sömürecekse orda demokrasi ağıtından işe başlar, sonra da işbirlikçileri sayesinde üzerine oturur.
İslam alemine bakın adına demokrasi dedikleri işgal ve sömürü ağında.
Toprakları zengin halkı fakir düşen İslam alemi.
Tarlalar Arap halkının petrolü İngilizler içer…
İşte Mısır’ın hali.
Gördük ki; sandık ta işe yaramıyor.
Adam diyor ki, benim söz geçirebileceğim yönetim yoksa, isterse halkın tamamı sandığa yüklensin faydasız. Demokrasinin sandığı ile halkın sandığı farklı şeyler.
Oyun bu.
Demokrasi oyunu.
Halk sahnede hem oyuncu hem de seyirci.
Nane şekerli demokrasi…
Ver ağzına şekeri bin sırtına.
Tanzimat pazarında değerlerimize ve de iman kökümüze ihanet ettiğimizden beri boynumuza yafta gibi astıkları Kemalizm hep demokrasi dedi ama gelen de giden de olmadı.
Her ülkede bir başka fark atan bu demokrasi in midir, cin midir belli değil…
Bu arenada kurallar bir başkadır.
Biri yerine diğerini yerleştirmek için hafıza silmek gerekiyor.
CHP bu hafıza silme işini altı oktan başlattı.
Önce yazı gitti arkasından da bin yıllık tarihimiz.
Sonra da İslamiyet’e darbe vurmak suretiyle Batı sömürgeciliğine hızlandırılmış raylar döşediler. Onlar da hava limanlarıyla, askeri birlikleriyle, casuslarıyla gelip yerleşti.
Her gelişlerinde laiklik ve demokrasi...
İçeriğinde bireysel hürriyetler, insan hakları gibi bir takım cazip sözcükleri barındıran bu Yunan/Latin oyununun uygulamadaki faktörü işgal ve sömürüdür.
Afrika’yı da, Asya’yı da demokrasi sömürüyor.
Mafyalaşmış batı sermayesi hangi ülkeyi işgal edecek veya yeraltı zenginliklerini sömürecekse orada yönetimle ilgili kavgayı demokrasi adına başlatarak halkı sokaklara döker.
Sözde halk demokrasisi olmayan yönetimlere başkaldırmış.
Sokak aslında ruhun isyanı, fakat sistem içerisinde bir ideolojinin sonuç aşamasına kapıdır. Sokaktan girdin mi darbelerden çıkarsın...
Nane şekerli demokrasi…
Herhalde şu anda aynı değirmende öğütülüyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.