Anadolu’yu Okuyamayan Şehirli Bilge Geçinenler
Şehirli bilge geçinenler (!) in en büyük hastalığı ve hatta tedavisi tıbben mümkün olmayan dertleri, “göründükleri gibi olamamak, oldukları gibi görünememektir.”
Şehirli bilge geçinenlerden kastettiğim kesim; sadece nüfus kütüğü itibariyle bu topraklara kayıtlı, Hakk’tan ve halktan kopuk, tuzu kuru malum medya baronlarıdır.
Her türlü teknolojiye ve her türlü imkâna ve her türlü kolay paraya sahip bu kesimin bilge geçinenleri (!) Anadolu’yu okuyamıyor ve Anadolu insanı nezdinde ne kadar cahil olduklarını göremiyorlar.
Bayram münasebetiyle Ankara ve Kırıkkale civarındaki köylere yolum düştü ve ihtiyarıyla, orta yaşlısıyla, genciyle, hanımlarıyla beyleriyle sohbet etme fırsatı buldum.
Cüzdanları ihanet şebekelerince doldurulan malum bilge geçinen (!) medya baronlarının penceresinden Türkiye’ye bakıldığında; “memleket ha gitti ha gidecek” gibi gözüküyor.
Bu “terörist mayalı” baronlara bir de Anadolu’dan, Anadolu insanının yüreğinden, gözünden, kalbinden, sözünden bakınca, büyük bir umut ve güven geliyor.
*
Kırıkkale’den 85 yaşındaki Abdullah amca diyor ki;
“Biz bu yaşa kadar ne ihanetler gördük, ne zulümler yaşadık. Can verdik, cananımızı verdik ama bu memleketi çapulculara bırakmadık.
CHP’lilerin ve onlar gibi düşünüp yaşayanların yaptığı işkence ve zulümleri, bu millet hala unutmadı, unutması da mümkün değil.
Ben torunlarıma anlatıyorum, torunlarım da torunlarına anlatsın diye vasiyet ediyorum. Sadece ben değil, bu ülkeyi seven ve benimseyen helal süt emmiş herkes böyle düşünmekte ve yapmakta.
Bu topraklar, Allah için, Peygamber için dini İslam için, namus, şeref, haysiyet için şehit olmuş insanlarla doludur.
Askere biz gideriz, vergiyi biz öderiz, toprağı biz işleriz, memleketin her türlü yükünü biz çekeriz, dini diyaneti biz sahipleniriz, şehitlik gazilik bize mahsustur.
*
Bugünkü hükümeti bu millet 80 yıldır bekliyordu. İstiklal Savaşı’nı, “Allah Allah” nidalarıyla kazananların cezalandırılmasına rağmen, ellerinden kitapları ve dinleri alınmasına rağmen, bu millet her türlü cefaya katlanmış ve çilesini çekmiştir.
Nihayet hem Hakk’ı hem halkı bilen bir hükümet iş başına gelmiştir. Gökten gelmediler, onları bu millet iktidara getirmiştir.
Millet ilk defa devlet nezdinde adam yerine konuldu. Böyle bir hükümete kara çalanlar, elbette bu millete ve vatana ihanet edenlerdir.
Biz bu ihanetçileri iyi tanırız ve çapulculara asla fırsat vermeyiz. Bunu böyle yaz.
Başka memleketleri bilemem ama biz millet olarak; vatanımızı, dinimizi ve namusumuzu korumak için yaşarız ve yaşayacağız.
Millet olarak kutsallarımıza sahip çıkan herkesin başımızın üstünde yeri vardır ve Tayyip Erdoğan’ı da başımıza bunun için getirdik.”
*
Ey dürbünün tersiyle Türkiye’ye bakanlar, Anadolu’da böyle milyonlarca Abdullah var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.