Kemalist Sol ve Kemalist Sağ biterken...
Mısır’ın darbeci yönetimindeki Dışişleri Bakanlığı, AK Parti hükümetini kınadı.
Sebep;
Türkiye Mısır’ın içişlerine karışıyor!
¥
Mısır’daki soysuzların darbe ve katliamlarına karşı tek net ve tek sert tavır Türkiye’den geldi.
AK Parti hükümeti, bugüne kadar hep Mısır halkının iradesine vurgu yaptı ve darbecileri telin etti.
Uluslararası toplumu harekete geçirmek ve sütü bozuk darbecileri köşeye sıkıştıracak bir atmosferi oluşturmak için imkânlarının da ötesinde gayret gösterdi.
Firavun nesli bu tavra ateş püskürmekte.
Geçtiğimiz günlerde Bosna’ya giden meslektaşımız Şakir Kurter, oradaki temaslarını aktarırken, Bosna’nın kanaat önderlerinden bazılarının dile getirdikleri bir tespiti aktardı.
Demişler ki bu dostlar:
“O günlerin Türkiye’si bu kadar güçlü olsaydı, biz o alçak Sırp saldırılarını püskürttükten sonra çok daha büyük kazanımlarla çıkardık süreçten.”
Dünyadaki her mazlum topluluk, gözünü Türkiye’ye çevirmiş durumda.
Üzerimizdeki sorumluluk çok büyük; ülkemizin daha da güçlenmesi için “istikrar”ın devamı şart.
¥
Geçtiğimiz haftalarda verdiğimiz sözü yerine getirerek, Ankara’dan kalktık Karabük’e vardık.
Burada Karabüklülerin büyük bölümünün başarılı bulduğu MHP’li bir belediye başkanı var, Rafet Vergili çalışkan bir adam, Karabük onun döneminde epeyce hizmet görmüş.
Karabük’te bir akşam ağırlıklı olarak MHP’li diğer akşam da AK Partili okuyucularımızla bir araya geldik.
Mısır’daki darbe ve katliama karşı ortak tavır aşikâr.
MHP’liler “Ergenekon kararları hakkında ne düşünür?” diye merak ediyorduk…
Dikkat çekici; 12 Eylül darbesinin acı izlerini taşıyan bu kardeşlerimiz, “Darbe gerçekleşmedi ki, bunlar neyin cezası?” yollu lakırdılara itibar etmiyor.
Söyledikleri, Ergenekon mahkûmlarına kol kanat geren Sayın Devlet Bahçeli’nin tavrını paylaşmadıklarını ortaya koymakta.
MHP’liler hükümete en çok “çözüm süreci”nde “Öcalan’ın muhatap alınmasından dolayı” kızıyorlar.
“Bunca zamandır şehit haberi gelmiyor, bundan memnun değil misiniz?” diye sorduğunuzda, bu durumun geçici olduğunu öne sürüyorlar.
¥
AK Partililerin Ergenekon, Balyoz, Gezi Parkı gibi mevzularda ne düşündüklerini yazmaya gerek yok; “Recep Tayyip Erdoğan’a hep destek tam destek.”
Karabük ve bilhassa da Kastamonu’da çok ilginç bir siyasi yapı var.
Özellikle Kastamonu’da AK Partililerle MHP’lilerin “ortak tehdit” olan “Derin Sol”a karşı işbirliği halinde olduğu bölgeler gördük.
Mesela, Kastamonu’nun Karabük’e komşu ilçesi Araç’ta Belediye Başkanı AK Parti’den Mustafa Ayanoğlu.
Başkan, seçimi MHP’lilerin de desteği ile kazanmış. Burada hayli güçlü durumda bulunan “Derin Sol”a karşı tabanda gerçekleşen bir “sağ ittifak” söz konusu olmuş.
Baktık, bu hassasiyet şimdi de devam ediyor.
¥
Yine Araç’ta, yüzyıllar önce yerleşmekle birlikte kültürlerini, dillerini büyük ölçüde koruyan hatırı sayılır bir “Kürt” topluluğu var.
Yıllar önce MHP’liler ile Kürtler arasında bayağı sıkıntı varmış.
Şimdilerde, buranın AK Partilileri, MHP’lileri ve farklı siyasi eğilimlerdeki Kürtleri arasında gayet güzel bir hava oluşmuş durumda.
Birçok imkândan mahrum evlerde yaşayan bu kardeşlerimiz için “modern” konutlar inşa ediliyor ve kendilerini uzun yıllar ezilmiş, itilmiş hisseden, bundan dolayı da zaman zaman “tepki” ortaya koymuş olan Kürtler, şimdi çok daha huzurlu ve rahat.
Kürtler rahat ettiğinde, Kürtlerin kafası rahat olduğunda Türkler de çok daha rahat ve huzurlu oluyor.
Ya hep birlikte ya hiçbirimiz!..
¥
Zor günlerden geçiyoruz…
Yerel seçim, Cumhurbaşkanlığı seçimi, genel seçim derken gerilim düzeyi gittikçe artacak olan bir süreçteyiz.
Gezi zekalı şer odakları gittikçe azgınlaşacak; barış ve kardeşlik havasını pekiştirmeyi hedefleyen çalışmaları sabote etmek için daha da “pis” işlere tevessül edecek.
Kış kışlığını mutlaka yapacak ama kuvvetle muhtemeldir ki, milletimizin ulaştığı idrak düzeyi bu zorlukları aşmamızı sağlayacak.
Kemalist sağ ve Kemalist sol unsurlar, hâlâ muhafaza ettikleri pozisyonlarını yitirdiğinde, o partilerin başından indirildiğinde Türkiye yoluna daha da hızlı adımlarla devam edecek.