Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

“Cilalı Postal Devri”nden kalma postaljik aydınlar

“Cilalı Postal Devri”nden kalma postaljik aydınlar

Türkiye’de, “cilâlı postal devri”nden kalma aydınlar var arkadaşlar. 27 Mayıs 1960’tan beri, adamlar postal görmeyince rahatlayamıyorlar. Postal ha Türkiye’de olmuş ha Mısır’da, ha Suriye’de… Fark etmiyor. Bi postal gördüler mi sevindirik oluyorlar. Toprağı bol olsun, Pavlov üstadımız, bu canlı türüne göre deney yapsaydı, meşhur “şartlı refleks” teorisinde “postal” kullanırdı.

***  
Mısır’da yüzlerce kişi asker kurşunuyla katledilip, postallarla çiğnenirken, bizim postalcıların gıkı çıkmadı; hatta “Oh olsun!...” gaddarlığını yapanlar bile oldu. “Gezi Ruhu” buhar olup uçtu veya tuz ruhuna dönüştü.
Bir de Gezi eylemlerine müdahale ile Mısır’daki müdahaleleri mukayese etmezler  mi? Ona çok gülüyorum. Siz su ve biber gazını öpün de başınıza koyun; polis Mısır’daki gibi mermi mi sıkılsaydı?...
Adeviyye ve Nahda’da yüzlerce insan katlediliyor; binlerce insan yaralandı. Ülke iç savaşın eşiğine geldi… Çağdaş Firavunlar, insan cesedinden ehramlar yapmaya başladılar.  
Avrupa ve ABD, Müslüman coğrafyasında pişen sömürgecilik yemeğini uzaktan seyredip kokusunu içine çeke çeke ellerini ovuşturup ağızlarını şapırdatıyor. Bizim muhalefet de, Mısır muhalefetini destekleyen iktidarı zora sokmak için elinden gelen gayreti sarf ediyor. 
Bir yandan Mısır’daki darbe, bir yandan Ergenekon çetecilerinin aldıkları cezalar, bizim postalcıların akıllarını karıştırmış durumda. Mısır’daki postal darbesine sevinirken, daha düne kadar yaladıkları postallar mahkûm edilince çaresizce saldırmaya başladılar.
Bizim postal yalayıcılar böyledir işte. 27 Mayıs’ta yaladıkları postal, onlarda alışkanlık yaptı; 10 senede bir postal yalamazlarsa, rahat edemezler. 
Son 11 yıldır gelinen demokratik çizgiyi görüp yeni bir darbeden ümitlerini kesen postalcılar, o darbeli günlerin postal nostaljisi ile yaşıyorlar. Yani, “postaljik” sevda içindeler.  
İktidarı yıkabileceksen, sen kendi gücünle yık birader!... Dış olaylardan, dış müdahalelerden “Bizim çocuklar başardı” diyenlerden medet umma. İktidar değişiminde bile asalaklık yapan beceriksiz, hiçbir şey üretmeyen, sadece tüketen zihniyetten kurtul artık.  Ne dışarıdan medet um ne de postaldan!...
Postalji yapıp hayallere kapılacağına, dünyayı oku. Bak… Dünya değişiyor… Daha birkaç sene öncesine kadar zamanın ruhunu iyi okuyan iktidar bile zamanın ruhunun gerisinde kalınca neler oluyor!... Kendi hazırladığı ortamla oluşan yeni zamanların ruhu, iktidarı bile şaşırtmış, elini ayağına dolaştırmışken, postaljikler hâlâ “armut piş ağzıma düş” politikası güdüyorlar.
Yuh olsun postaljiklere!... 
Duy bunları Pavlov üstadımız!... Duy ve “şartlı refleks” deneyinde, bundan böyle postal kullan. Çünkü postal özlemiyle yanıp tutuşan “postaljik aydınlar” türedi Türkiye’de. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi