Sayın İlker Başbuğ’un “cevabî” mektubu!
Ergenekon hükümlüsü Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a resmi internet sitesindeki yazılarını esas olan bir mektup göndermiştik.
Bu sütunda yer alan mektuba, “uygun gördüğü” kanaldan cevap verdi İlker Başbuğ.
Öncelikle, mektubumuzdan bir özet yapalım:
(Mektubuma) “geçmiş olsun” dileğimi ileterek başlıyorum.
Yüce Allah “düşmanım”ın başına vermesin böyle bir hâli.
Sayın Başbuğ:
Resmi internet sitenizdeki “mektup”larınızı okudum.
Müsaadelerinizle, bazı “itirazlarımı” dile getireceğim.
Öncelikle,
Ergenekon davasında görev alan hâkim ve savcıları işbirlikçilikle suçlamaya kadar varan ifadelerinizi yadırgadığımı ifade etmek isterim.
Mesela şu:
“Haksızlıklar karşısında sessiz kalmadığım için bugün Silivri’deyim.”
Sivil iradeye saygıda kusur etmediğini, darbe gibi bir “terör” eylemini aklının ucundan bile geçirmediğini, hiçbir zaman “suç” işlemediğini “şeref” rütbesindeki “Asker Sözü” ile dile getiren Sayın Başbuğ…
Yazılarınızı resmi sitenize koymadan evvel avukatlarınızdan birine lütfen okutunuz!..
İkincisi Sayın Başbuğ;
“Haksızlıklar karşısında sessiz kalmadığım için bugün Silivri’deyim!” (vesair) sözlerinizle sadece hakim ve savcıları değil, silah arkadaşlarınızı da ne ağır bir “töhmet” altında bıraktığınızı fark etmemiş olmalısınız!..
Silivri’de olmayan silah arkadaşlarınızla ilgili sözleriniz hiç de uygun olmamıştır. Lütfen düzeltiniz!..
Üçüncüsü Sayın Başbuğ;
Bugün, “Bazı darbe sanıklarının Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişkilerinin kesilmekte olmasına” bütün gücüyle tepki gösteren Siz Sayın Başbuğ…
Binlerce TSK mensubu çok sevdikleri Türk Silahlı Kuvvetleri’nden “yargısız infaz usulü” ile atılırken nasıl bir tutum takındınız?..
¥
Evet, özetle bunları yazmıştık.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, “Ergenekon hükümlülerine kayıtsız şartsız destek veren” bir mevkute aracılığı ile cevap vermiş…
Özetle diyor ki;
“Benim 28 Şubat meseleleriyle alâkam yoktur.”
Ve diyor ki;
“Benim ismimi darbe girişimleriyle birlikte anmak, en az bizlere ‘terörist’ yakıştırmasında bulunmak kadar büyük bir hakarettir!..”
¥
Sayın Başbuğ aynı mektupta hakimler ve savcılara yönelik ithamlarını, samimi uyarılarımıza rağmen sürdürmeye devam etmiş.
Hakim ve savcıları “Oyunu ve oyuncuları seçilmiş” bir “oyun”un bir parçası olarak gösteriyor ki, bu söylemlerin nasıl bir hukuki karşılık bulacağı yargının bileceği bir iş.
(Bir de, İlker Başbuğ’un, şimdiki Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e yönelik suçlamaları var… Ona da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “İlker Başbuğ yanlış yaptı!” muhtevalı sözleriyle cevap verdi.)
Bizim yazdıklarımız, başkalarının yazdıkları ve İlker Başbuğ’un reaksiyonları vs. son tahlilde ülkemiz için yararlı.
Niçin?..
Bir kere şu:
Sayın İlker Başbuğ’un darbeciliğin “teröristlikten” de kötü bir fiil olduğunu “Benim ismimi darbe girişimleriyle birlikte anmak, en az ‘terörist’ yakıştırmasında bulunmak kadar büyük bir hakarettir!..” şeklindeki ifadeleriyle vurgulaması çok önemli.
Sayın Başbuğ, zaman zaman burada ve canlı yayınlarda dile getirdiğimiz, “Darbecilik teröristlikten de kötüdür!” görüşünün altına imzasını atmış oluyor böylece.
Kutlarız.
¥
İkincisi, YAŞ kararıyla atılmalarında hisse sahibi olup olmadığını es geçerek, “28 Şubat operasyonlarıyla alâkalı olmadığını” belirtme ihtiyacı hissetmesi de kayda değer bir durumdur.
¥
“Darbeliğin” ve “darbeciliğin” rezil, inkar edilmesi ve karşı çıkılması gereken bir fiil olduğuna dair “mutabakat” sağlanmış oluyor böylece!..
¥
Sayın Başbuğ’un, “Tamam darbecilerde hata vardır ama onları buna iten sivillerde hiç mi kabahat yoktur!” yollu argümanlara başvurmaması da takdire şayan.
Demek ki neymiş;
Darbe girişiminin, darbenin mazereti olmazmış.
¥
Hakkındaki yargı kararı “kesinleşinceye” kadar “suçlu” ilan edilemeyecek olan Sayın Başbuğ’u “açık yürekliliğinden” dolayı kutlarız!..