Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

‘Cumhurbaşkanı zurna dinlemese ne olur?’

‘Cumhurbaşkanı zurna dinlemese ne olur?’

Rizeliler çayları satmışlar paralarını alamıyorlarmış. 

İsteyince de, “para yok.”  
Belediye Başkanı Şevki Yılmaz:
“Rizeli kardeşlerim, fındığı peşin aldılar şimdi ‘para yok’ diyorlar... 
Biliyor musunuz? 
Ankara’da Cumhurbaşkanlığı ‘Senfoni Orkestrası’ diye bir yer var. Burada çalınan batı müziğinden kimseler anlamadığı gibi Cumhurbaşkanı da anlamaz. Sırf göstermelik olsun diye zurna dinler gibi gider dinler... Müzisyenler genel de ecnebi. Aldıkları maaş hem oldukça yüklü, hem de sana yok derler, onların ki aybaşı peşin ödenir. 
Ne var ki, Cumhurbaşkanı bir ay zurna dinlemese de Rizelinin çay paraları ödense olmaz mı?”
Cumhurbaşkanı hazretlerine hakaretten al sana okkalı soruşturma...
Takip ettiğim dosyalardan en ilginci buydu, okuyunca ister istemez güldüm, o zamanki kadro sosyal demokratlara gösterince onlar da benim gibi güldüler. 
Ne günlerdi o günler, rüzgara bile ömür biçilen günler...
Bir gün Ankara DGM malum savcısına, özellikle Şevki Hoca ile neden uğraştıklarını sordum. 
Neden mi?.. Önündeki videonun kumandasına basınca karşımızda Şevki Yılmaz.
“Kur’an’a yol verin, Kur’an’a yol verin...”
Tıklım tıklım dolu olan salon(aklımda kalan Kırşehir) tekbir sesleriyle coşmuştu...
“İşte” dedi savcı, “neden uğraştığımızı anladın mı? 
Bu adam çok tehlikeli, isterse halkı şeriat adına anında sokağa dökebilir.” 
Ben de, “demek ki dökmüyor, hem ‘Kur’an’a yol vermek suç mu?..”
Suç değil ama Ergenekoncu isteyince suç oluveriyordu.
O gün öyle idi, bugün de bakan dövmeye kalkışan serbest bırakılıyor...
Sayın Bekir Bozdağ, sızlanmada haklı, ama bilmeli ki bu uygulama biraz da AK Parti döneminde yasalarda yapılan iyileştirmelerin sonucudur... 
Nasıl olsa canilere de idam yok, tahrik uygulandığında kasten adam öldürmenin yatarı sekiz yıl ama üçte ikisi açık cezaevi olunca cinayet bedavaya geliyor. 
5237 sayılı Ceza Kanunu ile Ceza Usulü Kanunu hatalarla dolu. 
Örneğin, kız kaçırma olaylarında öncelik aile bütünlüğünü korumaya değil, erkek egemenliğinden intikam almaya yönelik feministliğin ağır bastığını görmekteyiz. 
Eski ceza kanunu, tarafların evlenmeleri halinde davanın tecil edilmesi daha gerçekçiydi...
Şöyle özetleyelim:
Eski ceza kanunda memur olmayan kişiye tokat atmak tutuklama sebebi değilken, Sincan Gecesidir diye tokat atan genç hemen tutuklandı, şimdi de bakana yumruk atan tutuklanmıyor.
Tutarsızlık tabii ki hem hakim kalitesizliğinden, hem de yasadan kaynaklanıyor...

Gündemde Bir de Doktor Dövme Olayı Var.
Siyasilerle doktorların şartları elbette ki farklı. Siyasetçiye eleştiri hak, şiddet suç ve hem de tutuklanma nedeni olmalı. Ama doktorlar öyle değil, onların kendilerine göre farklılıkları var.
İstisnalar dediğimiz psikopatlar hariç, hiç kimse hastasına bakan doktora kolayına saldırmaz. 
Uygulamanın içinden gelen birisi olarak söylüyorum. 
Geçmişte hastane başhekimine saldıran hasta sahibini ben de serbest bırakmıştım. 
Sebebine gelince, hukukta “suça sebebiyet vermek” diye bir kural vardır. 
Duyuyordum, başhekim hastanede tek ortopedici olduğundan haricen para almadan ameliyat yapmıyormuş. O günde adamın birisi çatıdan düşerek ağır yaralı… Acılar içerinde kıvranan hastayı yakınları sedye ile hastaneye taşıdıklarında tek görevli doktor hiçbir şey olmamış gibi yanlarından geçmiş gitmiş. Bağır çağır faydasız... O ortamda doktoru tartaklamışlar...
Sağlık Bakanlığı, işin cezalandırma yönünü düşünmekten ziyade şartları inceleyerek hasta yakını ile doktor ilişkilerini sağlıklı bir ortama kavuştursa daha iyi olur. 
Bugün hâlâ el altından bıçak parası adı altında avanta alanlar var. 
Hasta sahiplerini azarlayanlar, bilgi vermekten kaçınanlar, acemi doktorlar var. 
İlle de doktoru korumak veya hürriyetler adına doktoru sindirmek değil. 
Başbakan’ın deyişiyle, madem memur halkın hizmetçisi o halde kamu düzenine yönelik, memur- doktor ayrımı yapmadan bir ayarlama yapılmalı...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi