Doksanlar
Bir mahalle düşünün.
Cami yok. Ezan sesi yok. Cuma namazı yok.
Kurban bayramı yok.
Mahallede başı örtülü kimse yok.
Birbirine zıt iki kardeş var. Birisi, sosyal demokrat. Dürüstlük abidesi, ilkeli, eylemci, merhametli, kanaatkar. Diğer kardeş, paragöz, cimri, hava atmayı seven, iktidar ile içli dışlı vs.
Birisi, mahallenin sorunları ile yakından ilgili; diğeri, kendi lüks aleminde.
Birisi, et fiyatlarının düşmesi için mahallede et boykotu düzenliyor. Diğeri, balkonda ızgara yapıyor.
Birisi, susuzluğa karşı mahalleye tankerle su getirtiyor; diğeri, evine depo alıyor.
Belediye işçileri, grev yüzünden çöpleri toplamayınca birisi, çözüm arıyor; diğeri, çözümü baltalıyor.
Hangi mahalleden mi bahsediyorum? Doksanlar dizisindeki mahalleden.
Diğerlerine alıştık da bu, çöp ve su meselesine takıldım.
Doksan senesinde İstanbul'daydım. Sokaklardaki çöpleri, iyi hatırlıyorum. Büyükşehir belediyesi SHP'liydi. Üşenmedim. O senenin mayıs, haziran gazetelerine baktım. Belediye işçilerinin grevi uzayınca çöp, halk sağlığını tehdit etmeye başlamış. İl Sağlık Kurulu, böyle giderse çöp için ihale yapılacağı kararını açıklamış. Yani, çöp meselesinin çözümü için hükumet devreye girmiş. Bu baskı sonucu, belediye, işçilerin zammını vermiş ve grev bitmiş.
Çöp meselesi böyle. Yani, hükumetin meseleye el atması ile çözülüyor.
Peki dizide ne oluyor? Sosyal demokrat kardeş çöp meselesini çözmek için kolları sıvıyor. İktidar yanlısı Özalcı kardeş ise tersini yapıyor. O dönemi bilmeyen veya unutanlar için gerçek tamamen tersine dönüyor. Yani, doksanlarda İstanbul'u çöp götürüyordu. Hükumetin umurunda değildi. Solcuların gayreti ile çözüldü.
Senarist Birol Güven, Özal dönemini karalama uğruna, olayları çarpıtıyor.
İyi hoş da eğer dizi devam eder ve 93 senesine gelirse SHP'li belediyelerin, 94 seçimini kaybetmesinde mühim bir rolü olan Ümraniye Çöplüğü felaketini nasıl izah edecek acaba?
Belediyenin, çöpleri usulüne uygun yığmaması sonucu, 28 Nisan 1993 günü gecekonduların üzerine kayan çöp dağını ve 39 insanın ölümünü, senaryoda nasıl anlatacak?
Gelelim suya. İstanbul halkı susuzlukdan kırılırken SHP'li İSKİ Genel Müdürü'nün "Çeşme akarken küpünü doldurma" eyleminde olduğu, İSKİ skandalı ile ortaya çıktı. Yani, bu meselenin çözümüne, sosyal demokratların desteği olmadı ama, kösteği oldu.
Son olarak şunu da eklemek istiyorum. 1990 yılında, Kurban Bayramı, temmuzun ilk haftasında başlıyor. Oysa dizide, bu konuya dair bir şey olmadı.
Su uyur, düşman da uyur, bizim ulusalcılar uyumaz. Seyirci, yazın rehavete kapılıp iktidar yanlısı olmasın diye iş başındalar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.