Recep Tayyip Erdoğan’la çatışma!..
“En az üç çocuk” çağrısının güvenlik arka plânı var.
Nüfus yaşlanıyor.
Bundan daha da önemlisi, “etnik unsurlar” arasındaki nüfus dengeleri bozuluyor.
Ortalama eğitim düzeyi görece düşük olan “bir etnik yapı” sürekli olarak nüfus arttırır ve gençleşirken, halen “hâkim etnik unsur” durumunda bulunan kitle hızla yaşlanıyor.
*
Başbakan Erdoğan; “En az üç çocuk!” demişse ülke güvenliği için demiştir ve dahi “kürtaj azalmalı” çağrısında bulunmuşsa bu da aynı gayedendir.
Son zamanlarda sıkça altını çizdiğimiz gibi Recep Tayyip Erdoğan’ı ortadan kaldırmak isteyenler, memleketin karanlık günlerine dönmesinden menfaat sağlayacak olanlardır.
Onlar, dikkat edin kürtajdan da yanadır.
Kürtaj doğurganlığa büyük zararlar veriyor, nesilleri kurutuyor, nüfusun yaşlanmasına sebep oluyor.
Sayın Erdoğan’ın mücadelesi memleket menfaatine, amma velâkin yoğun bir kampanyayla yürütülen bu mücadelenin başarı sağlamadığını görüyoruz.
SGK verileri elimizin altında; 2012 yılında doğumların yüzde 47 buçuğu normal, 52 buçuğu sezaryen yoluyla oluyordu.
Sayın Erdoğan’ın talimatıyla büyük bir seferberlik başlatıldı.
Sağlık Bakanlığı bu konuda uygun görülen tedbirleri aldı.
Aldı da sonuç ne?..
Sonuç:
“2013’ün ilk altı ayında sezaryenle doğum ortalaması yüzde 58 buçuk oldu.
Yüzde elli iki buçuktan yüzde 58 buçuğa, sezaryende patlama!..
Kürtajdaki patlamanın had safhaya vardığı illere de bir göz atalım:
Adana, Antalya, Osmaniye, Samsun, Trabzon, Ankara, Tekirdağ, Bursa, Batman, Gaziantep ve İstanbul.
*
Evet;
Büyük bir direnç var; Sayın Erdoğan memleketin hayrı için bastırdıkça, birileri, geniş bir çerçeve, bir bölümü AK Parti bünyesine de sirayet etmiş geniş bir çerçeve direniyor.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, hayırlı kampanyaya rağmen kürtajda patlama yaşanmasının sebeplerini tespit edecek ve kamuoyunu aydınlatacaktır, beklentimiz o yönde.
*
Benzeri bir mesele:
Sayın Erdoğan, 11 yıl boyunca faiz lobisine karşı mücadele verdi.
“Paradan para kazanma” devri kapanmadıysa da, faiz lobisi en fazla bu dönemde zorlandı.
Bu doğru mu değil mi?..
Ekonomi profesörü Sayın Ünsal Ban’a sorduk…
Dedi ki;
“Doğrudur. Gezi olaylarının arka planında bu faiz lobisinin olduğu da doğrudur. Faiz lobisi Sayın Erdoğan’a çıkarları zedelendiği için cephe almış ve Gezi olaylarını kışkırtmıştır.”
Bir daha sorduk:
“Peki hocam, ziyadesiyle rahatsız olduğunu belirttiğiniz faiz lobisinin kârlılığının hızla yükseldiği söyleniyor, bu ne iş?..”
Dedi ki Ünsal Ban hoca:
“Faizden eskisi gibi kazanamayınca çareyi hizmet gelirlerine, komisyonlara yüklenmekte buldular.
Bunların hizmet gelir ve komisyonlarından elde ettikleri para 2011’de 17.1 milyar liraydı (Eski para 17 nokta bir katrilyon), bu rakam 2012’de 19.2 milyar liraya yükseldi. 2013’ün ilk yarısında ise 11,1 milyar lira çektiler vatandaştan.
Görüldüğü gibi faizden ‘yeterince’ beslenemediğini düşünen faiz lobisi, şimdilerde hizmet gelir ve komisyonlarına yüklenmiş durumda. Vatandaş ciddi biçimde eziliyor ama yönetenlerin bu konuda ciddi tedbirler almakta olduğunu görüyoruz. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan bu konuda çok hassas. ”
*
Evet, bu da “kürtaja” benzer bir durum; Erdoğan faiz lobisine yüklendikçe faiz lobisi da vatandaşa yükleniyor.
Faizden alamadığını diğer kalemlerden, en az 60 kalemden çıkartıyor.
*
İşler zor; faiz lobisi, kürtaj lobisi, Baas lobisi, İsrail lobisi, Ermeni lobisi, Ergenekon-PKK lobisi; bin türlü ‘şer odağı’ saldırıyor.
Statüko çıkarlarını korumak için var gücüyle yükleniyor.
Oyunun farkında olmak ve milleti için mücadele edenlere sahip çıkmak şart.
Tefekkür!..