Yeni dönem ODTÜ üzerinden başlayan kışkırtma planına ilk günden dahil olan Can Dündar’ın, sosyal medya üzerinden ODTÜ’lü gençlere verdiği desteği biliyorsunuz.. “Gezi koruluksa, ODTÜ bildiğin ormandır, geçmek zordur” demişti Can Dündar.. Oysa vaktiyle kendisinin nasıl geçtiğini de yine gazetenizden öğrendiniz. Ben ara ara diyorum ya; “Allah’tan Akit var” diye, ne kadar yerinde bir söz olduğunu anlayın.. Sadece “Gezi Medyası”nın eline kalsaydınız, sanacaktınız ki Can Dündar, ODTÜ’de kesilecek ağaçlar için çok üzülüyor. Oysa ki neymiş, zaten ODTÜ Ormanı içindeki bir villada oturuyormuş kendileri.. Akit bunu deşifre edip ortaya çıkarınca da Can Bey’in tadı kaçtı, villanın camına “satılık” tabelasını astı.. Villayı satılığa çıkarmasının pek çok nedeni olabilir.. Mesela oraya yapılacak olan yolun kaçınılmaz olduğunu fark ettiğinden, evin değerinin düşmesinden korkmuş olabilir.. Korkmasına gerek yok. Ben bizzat Sn.Melih Gökçek’e sordum kendisinin durumunu. “Sn.Gökçek, yol yaptığınızda Can Dündar’ın evinin değeri düşecek mi?” dedim.. Garanti verdi değerinin düşmeyeceğine.. Eğer bu sebeple satıyorsa “satmasın” derim ben.. Beklesin. Kıymetlenecek oralar.. Yok evinin adresi öğrenildi, deşifre oldu, can güvenliğinden endişe ediyorsa, ona da mahal yok. Zira kendilerinin de buyurduğu gibi “ODTÜ Ormanı geçilmez”...

EN SON KAÇA OLUR?
Neyse ben dostane uyarılarımı yaptım. Bana kalırsa satmasın. Ama illa da satacaksa, buradan ilan ediyorum. Ben talibim.. Evi görmedim. Bugüne kadar o evde neler yapıldığını da bilmiyorum. Ama eğer Can Bey bila kayd-ü şart satmayı kafasına koyduysa ben o evi satın almak istiyorum.. Bildiğim kadarıyla 3.000.000 TL istiyormuş. Emlak işiyle uğraşan arkadaşlar var. “etmez o kadar” diyorlar. Pazarlık sünnettir. Biraz indirim yaparsa çok sevinirim. Yok yapmaz da; “illa bu fiyatı bulamazsam satmam” diyorsa olsun. O da kabulümüz.. Bizim paramız hazır sayılır. Hemen bu hafta gidip tapu işlerini halledelim. Zira bizim orayı satın aldıktan sonra yapacak daha çok işlerimiz olacak..

NEREDE BENDE O PARA?
Bir dönem Banu Alkan’ın oynadığı bir reklam filmi vardı ya, “bende site yapacak para nerdee?” diye soruyordu.. Benimki de o hesap. Can Bey’in villaya talip olduk ama ben gazetecilikten Can Bey gibi öyle bir villa alacak parayı kazanamıyorum. Dolayısıyla benim 3 milyon TL param yok. Ama sosyal medya kanalıyla okurlarıma, izleyicilerime dedim ki; “ alalım şu villayı cami yapalım”.. Birkaç saat içinde o parayı toplayacak kitleyi yanımda buldum.. Benim hesabıma göre, fazla sıkıntıya girmeden, 30 bin kişi bir araya gelip 100’er TL katsak o evi alırız.. Ya hiçbir şeyine dokunmadan bağışlarız ya da eğer daha fazla para topladıysak, halısını, mihrabını, minberini, kapısının önünde şadırvanını falan hazırlayıp öyle veririz Diyanet’e.. Hesap yapmayı biliyorum. O kadar küçük bir mekandan istendiği gibi bir cami çıkmayacağı ortada. Dahası 3 milyon TL vererek çok daha güzel bir cami yaptırma şansımız da var.. Ama olsun. Biz orayı istiyoruz. Orayı alıp, şartlayıp, kırklayıp namaz kılmak istiyoruz orada..

SATARSANIZ DÜŞÜNÜYORUZ
Can Bey’e açıkça teklif ediyoruz. Siz nasıl olsa satıp gideceksiniz. Sizden sonra o evin hangi amaçla kullanılacağının bir önemi yoktur sanırım.. Dolayısıyla, “ancak şu şartla satarım” demezsiniz tahmin ediyorum. Sizden ricamız, elektriğini, suyunu kapatırsanız belki bizim sizden sonra oranın elektriği-suyu için muafiyet alma ihtimalimiz var.. Boşa para yazmasın, yazık.. Kalın sağlıcakla.