Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Ustanın Hikâyesi

Ustanın Hikâyesi

Hak emridir diye çıktı yola, yolu açık ola

Yüzyıllık tahribatın tamiri sana düştü usta
İman eder ki, hizmeti Hak rızasına dayana
Kimin gücü yeter böyle bir imanı boğmaya
*
Beyaz Televizyonu’nda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “ustanın hikâyesi” belgeselini izledim.
R. Tayyip Erdoğan’ı tanımayan genç nesiller için veya Erdoğan’ın bahçesine yeni girenler için elbet bilinmeyen çok şey söylendi.
Lakin “Milli Nizam temelli,” “Milli Selamet duvarlı,” “Refah ekili,” “Ak güllerle bezeli bahçenin” işçilerinden olan R. Tayyip Erdoğan tam anlatılamadı.
Anlatılamadı derken, bir eleştiri yapmıyorum. Bu işi yapan kişiler, bu kadar yapmak istemiş ve böyle işlemişler.
Ustanın esas hikâyesi bu değil elbet. Ustanın hikâyesi, 14 asırlık mesaja selam durma hikâyesidir.
Ustanın hikâyesindeki ülkesine ve milletine hizmet aşkı, alnını secdeye götürdüğü ilk günden ve ilk secdesinden başlar.
İçtiği sütün helal olmasına dikkat eden annenin duasıyla başlar. Yediği lokmanın helal olup olmadığının ayrıntılarıyla sürer.
Ustanın hikâyesi, “Neden imam hatip lisesine” gitme arzusuyla başlar. İmam hatip lisesine imam olmak veya sadece dinini öğrenmek için gitmez usta.
Gaye ve hedef insanıdır. Yüzyıllık bir tahribatın tamiri için, imam hatip lisesinin kapısından adımını atar.
İmam hatipli olmanın ağırlığı daha ilk yıllarda omzuna yüklenir. “Sadece derslerle olmaz, bu derslerin altını beslemeli” diyerek arayışa girer.
Kendisini okul dışında da yetiştirmek üzere, okul sonrası ikinci eğitim yuvası olan, Cağaloğlu’ndaki Milli Türk Talebe Birliği’nde bulur.
İşte ustanın hayat hikâyesi ve ustalığa giden çıraklık burada başlar. Okur ve konuşur. Önderliğini de hatipliğini de adam gibi yapar.
Bir fikir ve düşünce okulu olan MTTB’den sonra siyasal açıdan memlekete hizmet etmenin yuvası olarak Milli Selamet Partisi’ni görür.
Aynı senelerde memleketin sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik boyutuna vakıf olmak için Akıncılar Derneği’nde görev alır.
*
Bütün bu çıraklık ve kalfalık dönemlerinde ülkenin nasıl tahrip edildiğini ve nasıl tamir edileceğini öğrenir. Öğrendiklerini salonlarda, meydanlarda, ev sohbetlerinde anlatır.
Her anlattığında ve anlaşıldığında, sırtına bir yük biner. Kendi kendine şöyle der:
-“Madem bunları biliyor ve inanarak söylüyorsun, öyleyse kolları sıva. Seni dinleyenler destekliyor ama birisi bu taşın altına elini koymalı, o da sensin.”
İşte elini taşın altına koyduğu gün, ustalığa ilk adımını attığı gündür.
İç ve dış düşmanlarca ülkemiz üzerine yazılan tahribat senaryoları alt üst olur. Usta yapılmış tahribatları tamir ederken, yapılacak tahribatların da önüne geçmeye başlar.
*
Belgesel hakkında esas diyeceklerimi diyemedim. Şu kadarını söyleyeyim.
-“Ustanın hikâyesi magazinleştirilmeden anlatılmalı. Magazin hakikati sulandırır, güveni zedeler.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi