Çukurambar!..
Sayın Bakan dedi ki;
“Birçok yazınızda muhafazakâr kompleksinden şikâyet ediyorsunuz. Maalesef haklısınız; ne zaman sıkıntılı bir durum olsa, ‘bizden’ dediğimiz arkadaşların çoğu adeta CHP’nin dümen suyuna giriyor. Bunu Gezi olayları sırasında da gördük. ‘Ezik muhafazakarlar!’ diyorsunuz, ilk bakışta biraz ağır gibi ama çoğu zaman ‘Serdar Bey haklı!’ demekten alamıyoruz kendimizi, ‘bizim’ arkadaşlardan bazılarının ‘zor’ zamanlarda nasıl ‘satışa’ geçtiklerini gördükçe!”.
•
Bunlar sıkıntılı meseleler; muhafazakar takımındaki birçok “yarı aydın” hâlâ “meşruiyet” endişesi taşıyor; zihinlerinin bir yerlerinde korkular var, “Sosyeteye girmeye çalışan köylü kızı!” gibi, kırmızı çoraplar!..
“Türkan Şoray” sendromu!..
•
Ben böyle adamlara asla güven duymam.
Esseyyid Abdülhakim Arvasî Hazretleri “İnan da oduna İnan!” demiş, müthiş söz.
Adam dediğin şartların adamı olmayacak!..
Muhafazakâr büyüklerimden biri, delikanlılık yıllarımda “Yemek gördün ye, kavga gördün sıvış!” derdi, o zamanlar üzerinde pek düşünmediğim bu laftan zaman içinde nefret ettim.
Herkes herşeyi biliyor; insanlar kalabalıklar içinde yalnız, maskeler, maskeler…
Etrafında yer aldıkları adam biraz tökezlesin; anında “satış” eğilimi başlıyor.
“Satılmayan” kaç adam vardır bu toplumda, herkes kendi hayatından pay biçsin!..
•
Ohoo, yine gittik nerelere.
Önceki günkü bir etkinlik esnasında “ezik ve de büzük muhafazakar” mevzuundaki yazılarımızı hatırlatan Sayın Bakan konumuzu da kaydırmış oldu.
Bugün birkaç önemli mesajı yansıtacaktık.
Mesela;
Eğitimci-Yazar Sayın Muhsin Yılmaz, “Keçiören’de oturmayı tercih eden Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, Çukurambar saltanatına el atmalı!” diyor.
Şöyle yazmış:
“Çukurambar bir simge. Oralardaki ‘dinlence’ mekanlarında boy gösterenler arasında bazı AK Partilileri de görüyorum. Oralarda daha çok ‘iş’ konuşulur. Üç kişi ufak tefek birşeyler yersiniz, en az çeyrek asgari ücret ödersiniz. Sayın Erdoğan, sokaktaki vatandaşla içiçe ama birileri farklı hayat tarzlarına yönelmiş durumda. Çukurambar’dan kastım sadece Çukurambar değildir, her ilin ‘pahalı’ mekanlarında bazı AK Partilileri görüyoruz. Sayın Başbakan, bazı AK Partililere daha mütevazı hayat tavsiyesinde bulunsa çok isabetli olur. Ben bu konuda tarafım; bu ülkenin AK Parti iktidarına ve Recep Tayyip Erdoğan’a ihtiyacı var. AK Parti’de olup da Erdoğan’a zarar verenlere tahammül edemiyorum. Ankara’da ve diğer illerimizde birçok park yapıldı. Bu parkların yan taraflarında çay, kahve içebileceğiniz mütevazı, temiz, makul fiyatlı mekânlar var. İlle de lüks, ille de israf!.. Kim ne yaparsa yapsın ama AK Parti’ye zarar vermeden yapsın.”
•
Sayın Muhsin Yılmaz’a “Ayrıntılarda boğulmayın hocam!” diye yazdım; “Şeytan ayrıntıda gizlidir!” cevabı geldi.
Hangimiz haklıyız acaba?
İLAHİYATÇININ FERYADI
Bu da Sayın Başbakan’a hitap:
“Sn. Başbakan’ın 28 Şubat uygulamalarını kaldırdığına dair yazısı, MEB’in Başörtülü öğretmenleri geri çağırması, 28 Şubat’ta görevlerinden atılan memurların 1 Kasım’a kadar başvurmaları halinde görevlerine geri dönecek olmaları gibi birçok konuda olumlu gelişmeler yaşandı. Güzel gelişmeler yaşanmakla birlikte 28 Şubat’ın giderilmeyen tek mağduru kaldı: İLAHİYAT camiası.”
Mektup uzun.
Özeti; İlahiyat mezunları, öğretmen olmalarının önündeki engellerin kaldırılmasını talep etmekte.
Saygılarımla arz ederim.
EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLAR BASIN AÇIKLAMASI
Bu mesele üzerinde çok durmuştum; prim ödeme gün sayılarını misliyle aştıkları halde emekli edilmeyen mağdurlar. Bunları temsilen bir grup, 8 Eylül 2013’te Abdi İpekçi Parkı’nda basın açıklaması yapacak. Mağdurların katılımını rica ediyorlar. Saat 11.30’da. Orada Gezi eksenli mesajlar verilmezse memnun olurum. Verilirse desteğimi çekerim. Emeklilikte yaşa takılanlar DSP-MHP-ANAP döneminde haksızlığa uğramıştır, bu haksızlık giderilmelidir, mevzu bu.
İkinci Öğretim Harçları
Evet, bu da sorun alanı.
Eşitliğe aykırı bir durum; birinci öğretim harçları kalktı ama ikinci öğretim harçları duruyor. Bu konuda da çok talep var, iletmiş olalım.