Serdar Arseven

Serdar Arseven

28 Şubat’ın sivilleri için güzel bir iddianame! (2)

28 Şubat’ın sivilleri için güzel bir iddianame! (2)

Geçtiğimiz Cumartesi günü, bugün teyit edilmiş bulunan gelişmelerinin haberini yukarıdaki başlık altında dikkatlerinize sunmuştuk. O yazıdan alıntı:

“Bu davalarla yakından ilgilenen ‘kaynağımız’ ‘28 Şubat darbesinin sivil ayaklarının da’ iddianameye konu edileceğini belirtiyor, “Hazırlıklar son aşamada!” diyor. 
Ayrıntılar:
-“işbirlikçi” gazeteciler sırada. 
- Zamanın meşhur “yayın yönetmeni” ve “başyazarı” da gündeme yerleşecek. -“Bir kısım medya”nın hedef gösteren, tehdit eden haberlerinin perde önü ve arkasındaki isimler teker teker hesaba çekilecek; “Topyekûn Savaş” ne demek, kimlere karşı, hangi yetki ile savaş?
- Darbecilerin iki işçi sendikası, iki esnaf örgütü ve bir işveren sendikası, bunların başkanları da kamuoyunun gündemine gelecek.
-28 Şubat darbecilerine açık destek veren bu desteğinin karşılığını da bin misliyle alan “Tekelci Sermaye Grubu”nun rolü de gündemde. 

Evet, Cumartesi günü verdiğimiz haber doğrultusundaki gelişmeler tamam.
Savcılık 28 Şubat sürecinin önde gelen medya mensuplarını takibe alması şimdilerde medyanın gündeminde.
“Beşli çete”nin yöneticileri de mercek altında. 

Bu gelişmeler sürerken, Yargı’ya ve AK Parti yönetimine inceden inceye mesajlar gönderiliyor.
Deniliyor ki; “28 Şubat’ın sivil ayaklarının üzerine gidilirse bu iş bitmez!.. Bu aşamada, toplumsal gerginliği arttıracak hareketler doğru olmaz!..”

Hayır, bu iş böyle değil.
Bazı –eski- askerler, 28 Şubat davasında, sadece kendilerine dokunulduğunu ancak “sivil unsurların” üzerine pek gidilmediğini düşünüyor.
Yeni Akit de uzunca bir süredir, hukuk dışı operasyonlarda yer aldıkları yönünde kuvvetli belirtiler olan “28 Şubat sivil unsurlarının üzerine yeterince gidilmediği” kanaatini ifade ediyor.
TÜMSİAD etkinliğinde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sözleri de dikkat çekici: “28 Şubat’ta sermayenin katkısı yok muydu? Beşli çeteler diye başlıklar atıldığı dönemler yok muydu? Ben, onlar niye yargılanmıyor, hesaba çekilmiyor hâlâ şaşırıyorum.”
YARGISIZ OLMAZ!
Recep Tayyip Erdoğan, son 10 yıl boyunca birçok defalar “uzlaşma” ve “diyalog” girişimlerinde bulundu ama karşısındakiler kötü niyetli olduğundan sonuç alamadı.
Özellikle Gezi Olayları sürecinde şunu kesin olarak gördü ki, birileri millete hizmet çabasındaki bu kadroyu ve bilhassa da Erdoğan’ı yemek için her türlü yola başvurmaya kararlı.
Yine ODTÜ’deki çirkin saldırılar da şunu gösterdi ki, “Cemaat”in, diyalog ve uzlaşma adına ortaya koyduğu çabalar, millet düşmanlarının “millete hizmetin yollarını tıkama” yolundaki iradelerini gevşetemedi.

Bakıyoruz; 28 Şubat postmodern darbesine destek vermek bir yana, dönemin üniformalılarının da önüne geçen sivil unsurlarının millet karşılıklarında eksilme yok.
Çekindikleri de yok; baksanıza Gezi eylemlerini kimler finanse etti, kışkırttı!..
Ankara’daki “Ateist mezhepçi takımının” kullanıldığı olayları da ellerindeki sermaye ve medya gücü ile destekliyorlar.
Geldiğimiz noktada; “Bak, ortalık süt liman. Recep Tayyip Erdoğan’ı beğenmeyenler, onu devirme yolu olarak sandığı görüyorlar. Demokrasi işliyor.” diyebilecek durumda değiliz.
Aksine, darbecilerin yargılanmasına imkan sağlayan mini referandumdaki “hayırcı” çerçeve bugün de hukuk tanımazlıkta omuz omuza.
Önümüzdeki seçimlerle örgülü süreci, “sandıktan başka yol olmadığı” gerçeğini belleklere yerleştirmek ve milletimizdeki “hiçbir suçun karşılıksız kalmayacağı” kanaatini pekiştirmek için kullanmak mecburiyetindeyiz.

Yargının “suç iddialarının” üzerine gitmesi halinde ortalığın karışacağını savunan, ya “illegal odakların bir parçasıdır” ya da bu illegal odakları ruhen “teslim olmuş” demektir.

Kimse, “Ya boşveeer, 28 Şubat’ta ne olmuşsa olmuş” diyemez.
Zira; bu millet mini referandumda ortaya koyduğu “evet” iradesi ile üniformalı üniformasız ayırt edilmeksizin her ferdin yargıya hesap vermesinden yana olduğunu ortaya koymuştur.
“Millete bakma sen!” denemez!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi