AK Parti döneminde… Bu ne cür’et böyle!..
Meslektaşım Ahmet Süreyya Durna aradı.
Yeni Akit’in sürmanşetindeki haberini okuyunca dertleşme ihtiyacı duymuş.
Haber bir kamu müdürünün hem de bu dönemde başörtüsü düşmanlığını nerelere vardırdığına işaret ediyor.
Bir başka örnek de, 27 yıldır kamuda müdürlük yapmakta olan bir adamın, sınırsız imam hatip düşmanlığını ne pervasızlıkla sergileyebildiğini gösteriyor.
Diyor ki Sayın Durna;
“Bunlar nasıl olur da milletimizin seçimler boyunca destekleyerek her türlü imkanı sunduğu bir iktidarın döneminde böyle işlere cesaret ederler?..”
•
Ederler ederler Sayın Durna, Başbakan Erdoğan’ın dik duruşu olmasa daha nelere nerelere cesaret ederler!..
Geleneksel sağcı tipi, ne olduğunu değil de ne olmadığını anlatmanın derdindedir, bir takım dünyevi imkanları ele geçirene kadar bir şeyler yapar, ele geçirdikten sonra ise iyice işe yaramaz hale gelir.
Yeni Akit camiası, bu havayı dağıtmaya çalışmıştır yıllar yılı.
En sıkıntılı dönemlerde öne çıkmış, İ.T. (ittihat terakki) uzantısı derin solun üzerine gitmiş, makyajlarını dökmüş, yıllar yılı rejim sırtından edindikleri karizmayı çizim çizim çizmiştir.
Onun için nefret eder her namussuz adam bu camiadan.
•
Yeni Akit’in dünkü sürmanşetinde işaret edilen gerçeğe dönecek olursak…
Adamlar, bu dönemde de her türlü pisliği yapmaya cür’et edebiliyor.
Recep Tayyip Erdoğan her vesileyle güven ve cesaret aşılamaya gayret ediyor ve bu tavrın misallerini bizzat veriyor ama…
•
CHP seçimler boyunca sandık zaferleri elde edebilmiş ve devletin en yüksek mevkiindeki görevlisinden müstahdemine kadar bütün kademelerine mührünü vurabilme imkanını bulabilmiş olsaydı, kimin haddine düşmüş öyle CHP düşmanlığı yapabilmek!..
CHP’nin değerlerine hücum edebilmek.
Bir CHP’li bakan olacak ve sen bir CHP’linin bakan olduğu yerde, bir müdür olarak CHP’nin değerlerine karşıtlık yapacaksın!.,.
Bırakın onu bunu; CHP iktidarı döneminde AK Parti ruhlu bir müdürü bir dakika oturtmazlar orada; bir türlü hukuki kılıfı var bu işin ve CHP’liler bu kılıfları mutlaka bulurlar.
Haber Müdürümüz Kenan Kıran, twitter üzerinden birkaç manşet haber paylaştı dün.
Bizim 15, 20 yıl evvel imza attığımız manşetler de vardı aralarında.
Ohooo, zamanın derin solun elindeki kurumlarında neler neler yaşanmış; öyle bir müdür, bir daire başkanı, şef vesaire haddine mi düşmüş derin sola karşı çıkacak!..
•
Muhafazakâr camianın, bir türlü aşılamayan ezik ruh hali.
Öyle hal ki bu; Gezi olaylarının ilk günlerindeki gibi “İşler ters mi dönüyo, ne oluyo oğlum!” laflarının yaygınlaştığı anlarda hemen satış pozisyonuna geçiyor.
O günleri hatırlayın, AK Parti’nin nice ekmeğini yemiş bir dolu adam “satış”a geçmedi mi?..
Sayın Recep Tayyip Erdoğan, o müthiş karizmasıyla ortaya çıktı, riski alarak rüzgârı estirdi de, “yine döndü” adamlar.
•
Bakın tam da bu noktada 28 Şubat’ın hemen öncesine dönüyorum.
Rahmetli Erbakan Hoca ekonomide fırtına gibi esiyor, etrafında muhafazakâr takımından “gasteci”ler filan, el pençe divan.
Bir sert kahpe rüzgâr estiriliyor; bakıyoruz o “gasteciler” hemen yamulmuş; “özeleştiri yapmamız şart!” filan girişleriyle darbecilere şirinlenmeye çalışıyor…
Bizler çıkıyoruz ortaya ve “Meydan boş değil!” diye haykırıyoruz…
“Muhafazakar gasteciler” diğerleriyle birlikte bize saldırıyor…
“Ya Sabır” çekiyor ve devam ediyoruz..
•
Rahmetli Erbakan hoca iktidardan indiriliyor, zamanında kendisine iltifat eden gasteciler, (mesela trilyon davasında) üzerine gelen, haksızlık edenlerle ağız birliği yapıyor.
Biz, o günlerde elinde güç bırakılmamış ve iyice köşeye sıkıştırılmış olan Erbakan Hoca’ya sahip çıkıyoruz.
Diğerleri koltuk ve para peşinde!..
•
Allah bu milleti muhafaza eylesin; bugün millete hizmet için gecesini gündüzüne katan mahdut sayıdaki İktidar mensubu alaşağı edilip de farklı bir dönem gelirse…
•
Direnecek ve hemen “özeleştiri yapmamız şart!” moduna geçerek derin solla işbirliği yapacak olanlar belli!..