“Kim Var?” Sorusuna “Ben Varım” Diyen Gençlik
'Kim var? ' diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert 'ben varım! ' cevabını verici, her ferdi 'benim olmadığım yerde kimse yoktur! ' fikrini besleyici bir dâva ahlâkına kaynak bir gençlik... (Necip Fazıl Kısakürek)
Cahiliye toplumu, gençlik döneminin deli dolu geçirilen ve kontrolsüz yaşanan bir dönem olduğu kanaatindedir. Bu dönemde insanlar eğitim ve kariyerlerini tamamlar, meslek edinir, geleceklerini ve yaşlılıklarını garantiye almaya çalışırlar. Dünya hayatında tüm bu yapılanlar gençlik dönemine rastlar; bu doğaldır. Ancak gençlik yıllarında-ki insanın fiziksel ve zihinsel en sağlıklı olduğu, en zinde ve enerjik dönemidir- insanın öncelikleri bunlar olmamalıdır. Çünkü insanın asıl çabası ölümden sonraki sonsuz hayat için olmalıdır. Gençlik, din ahlakına en iyi hizmet edilebilecek, Allah yolunda ciddi çaba gösterilebilecek, açık zihinle derin düşünerek şükredilebilecek çok değerli yaşam dilimidir.
İnsanın kişilik yapısı bu dönemde oluşur; iyi ve kötü alışkanlıklar bu dönemde kazanılır. Genç, cahiliye toplumunda yerleşmiş katı alışkanlıklara ve görüşlere, yani sisteme tam olarak dahil olmamış, din dışı telkinler kişide çok fazla yerleşmemiştir. Henüz karakterleri yerleşmekte olduğundan Allah’ın dilemesiyle, en güzel ahlâk özelliklerini kazanabilir, Allah’ın sınırları içinde yaşam sürebilirler. Kuran'da da bildirildiği üzere Yüce Allah, kutlu kullarına genç yaşlarında müjdeci ve uyarıcı olarak elçilik ve peygamberlik görevlerini vermiştir.
Gençlik, Allah'ın lütfu olan en güzel çağdır ve bu dönemde yapılan ibadetler, sonsuz kurtuluşa ulaşabilmek için çok değerli vesiledir. İnanan tüm gençler kutlu peygamberleri ve Allah yolundaki samimi müminleri örnek almalı, yalnızca Allah’ın hoşnutluğunu amaçlayarak çaba içinde olmalıdırlar. Bediüzzaman’ın da gençlik hakkındaki bir tefekkürü şöyledir: "Gençlik hiç şüphe yok ki gidecek. Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyetinde (kesinliğinde), gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecek.”
İnsan, ön yargılarını kırıp yaşamını gerçekçi düşünmelidir. Zaman çok hızlı geçmektedir ve dünya hayatında geçen her gün insanı yaşlılığa biraz daha yaklaştırmaktadır. Yaşlılık dönemi ise, “Allah, sizi bir za'ftan yarattı, sonra (bu) za'fın ardından bir kuvvet kıldı, sonra bu kuvvetin ardından da bir za'f ve yaşlılık verdi...” (Rum Suresi, 54) ayetiyle bildirildiği gibi insanın zayıf olduğu dönemlerdir. Allah, yaşlılık döneminde insanda eksiklikler yaratarak, dünyanın geçiciliğini hatırlatmaktadır. Dünyadaki eksiklikler de görebilenler için, gerçek yurt olan cennete olan özlemi artırmaktadır. Bu nedenle iman eden gençler, Allah yolunda gereği gibi kulluk edebilmeyi sağlayacak gücü veren Allah’a şükretmelidirler.
Gençler, dünyanın her köşesinde Allah’ın beğendiği ahlakın yayılmasından, çatışmaların, savaşların, acıların sürmesinden, müminlerin zulüm görmelerinden kendilerini sorumlu hissetmelidirler. Müminlerin en önemli görevlerinden olan iyiliği emredip kötülükten sakındırma ibadetini samimiyetle yerine getirmeli, çarpık görüş ve sapkın felsefelerle fikir mücadelesi yapmalıdırlar. Allah’ın kutlu elçilerini ve onlarla birlikte Rabb’leri yolunda malını ve canını satmış samimi genç müminleri kendilerine örnek almalıdırlar. Bu çabalar –Allah’ın dilemesiyle- insanlığın aydınlık günler yaşamasına vesile olacaktır.
“Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim şudur: Tabutumu öz ellerinle musalla taşına koyarken, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da gediğine koymayı unutma ve bunu tek vasiyetim bil! Allahın selâmı üzerine olsun...” (Necip Fazıl Kısakürek)
Aleykum Selam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.