Cemal Nar

Cemal Nar

Hangi Davranış Hayrımızadır? 6

Hangi Davranış Hayrımızadır? 6

Evet, insanlar rehberlerinin seviyesinde olamazlar, bunu görmek ve öylece değerlendirmek gerekir. Sanırım herkes de bunu mazur görür. Mesela bir mürşid-i kâmil düşünelim. Bunun kesb-i kemalini, manevi ve ruhanî derecelerini, ahlak ve fazilette kalbinin kıvamını biz nerden bilip de değerlendirebileceğiz!

Ama o mürşid-i kâmilin binlerce, milyonlarca müridi olabilir. Şimdi bunların hepsi mürşid-i kâmillerinin derecesinde ve seviyesinde midir? Keşke öyle olsaydı, ama nerede? Hatta bazen biz onun yeni ders almış mübtedi bir talibini, veya ders almış ama yıllardır manevi vazifelerini yapmamış bir müridini görür de, “hepsi böyleyse bunlar da bağlar gazeli” der çıkarsak, doğru, adil ve insaflı olmuş olur muyuz?  Elbette hayır!

Aynı örneği değişik hizmet grupları ve cemaatler hakkında da düşünebiliriz. Herkese gösterdiğimiz bu müsamahayı neden Muhterem M. Fethullah Gülen Hoca Efendi ve cemaati için de göstermeyelim? Onlar için de aynısını düşünmeliyiz. Her seveni ve ona müntesip olanı aynen Hoca Efendi gibi olamaz elbette. Bunda herkes gibi cemaat da mazurdur. Hem Hoca Efendi kendi cemaatinin bizim eleştirdiğimiz şekilde olmasını ister mi?  Elbette istemez. Bunun için gerekli uyarıları geçmişte yaptığına ve hala yapıyor olduğuna biz medyadan şahidiz. Gelecekte de gerekli gördükçe yapar kanaatindeyiz.  İnşallah buna gerek kalmaz, bu halisane temennimizdir, ama insanın olduğu yerde hata ve kusur eksik olmaz, kalırsa yapacağına da itimadımız tamdır. 

Ama cemaatinin bir kısmı, en azından içlerinden bazıları ilim, ibadet, zühd, mücahade ve murakabe ile onun kadar kemale erip olgunlaşamamış ve bu yüzden bizim de eleştirdiğimiz bir kısım sorunlar yaşanıyor olsa bile, hiç olmazsa belli bir olgunluk seviyesine gelmiş “muhabbet fedailerine” düşen, hemen nefis müdafaasına geçerek bunu inkar ile yok saymak değil, ikaz edene teşekkür ederek bu kusurun giderilmesine gayret etmek, bunun için çalışıp çabalamaktır. Allah Teâlâ’nın içimizi dışımızı gördüğünü biliyorken mazeret üreterek “kendimizi temize çıkarmaya çalışmak” ayetlere ters düşmektir.

Bunu kimler böyle kabul eder de gereğini yaparlarsa, bunda da kısmen veya tamamen Allah Teâlâ’nın izni ile başarılı olurlarsa, bundan hem onlar kazançlı çıkar, hem de bütün Müslümanlar kazanmış olurlar. Çünkü bütün Müslümanlar, bütün Müslümanların iyiliklerinden istifade ederler. Hangi akılsız mantıksız adamdır o ki, kendi istifade ve menfaatinin düşmanıdır? Eğer itham edilen böyle bir şey gerçekten hiç yoksa ki insan olan yerde bu mümkün değildir, yine kendilerini eleştirenlere durumu anlatmak, bunu fırsat bilerek kendilerini ve hizmetlerini tanıtmak,  en azından incitmeden insan kazanmak için, eleştirilere makul, mantıklı, ikna edici ve nazik, kibar, seviyeli bir dille cevaplar vermeleri gerekmez mi? Böyle yaparlarsa kârlarına mı olur, zararları mı olur? 

Kötü, çirkin, kaba ve küfür sözlerden “muhabbet fedailerine” ne hayır, ne fayda, ne de bir kâr gelebilir! Fayda ancak kavl-i leyyin ile söylenmiş bilgi, hikmet ve güzel öğütle dolu sözlerden gelir.

Devam edeceğiz inşallah.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi