Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Hadi biz neyse yetersiz dedik, size ne oluyor!

Hadi biz neyse yetersiz dedik, size ne oluyor!

Demokratikleşmenin anlamı paketlerden ziyade, İslam’ın insanlığa, hürriyete, adalete tanımış olduğu değerlerden geçmesi daha doğrudur. 
Her oluşuma paket deyip çıkıyoruz.

Osmanlı İmparatorluğunu kündeye getiren “Tanzimat Paketi” gibi Batıya dönük paketlerden medet beklemek beyhude. Beklesek de sonuçta görülen o dur ki her devrin, her ideolojinin bir yıkılış veya kalkış paketi var.
Darbeler birer yıkılış paketi...

Benim bakış açım, resmi ideoloji denilen zihniyetin kendi yurttaşını ne kadar ciddiye aldığı yönündedir. Devlet tebaasına nasıl davranıyor?
Sana şu kadar hak verdim, senden şu kadarını aldım demekle olmuyor.
Dünya, güneş, ay döndüğüne göre demektir ki bizim irademizin dışında birtakım doğal gerçeklerle, değişmeyen yasalar var. İnsan hür doğar diyorsak bunun istikbaldeki seyri elbette ki insan onuruna yakışanı olmalıdır.
Saygı ve seviye insanın tabiatı ile eştir...
Barış demekle barış olmuyor.

Kaldı ki hürriyetleri kimseler sokakta bulmadı.
Hürriyetlerin uzun bir geçmişi ve de tarihi var.
163, 141, 142 denilen düşünce ve fikir kıyımını hatırladığımızda, her dilde eğitimin serbest bırakılması gibi bir aşamaya gelinmişse neden devrim olmasın.
O eskileri hatırladıkça eskirim.

1968 kuşağı olmamız nedeniyle gördüklerimizle, yaşadıklarımızı bugünkülerle kıyasa kalkıştığımızda devrimin devrimi diyoruz. Köprülere bakıyoruz, altından çokça sular geçti.
Dağa bakıyoruz, hayır dağ fare doğurmadı, dağın eteğinden pınarlar akıyor...
Yılların döşenmiş mayınlarını ayıklamak öyle kolay bir iş değil.
Demokratikleşmeye gidilecekse patika da olsa önce yol lazım.
Sonra onun tretuarları  yanında şeritleri, çizgileri...
Patika olmadan yol olmaz...

Eksik de olsa, bana göre bu paket bir bulvarın habercisidir.
Yeni kuşak bilmez ama biz hepsini de gördük. Din dersi öğretmeni sınıfta selam verdiği için laikliğe aykırılıktan 163. Maddenin cenderesinde hem mahkum oldu, hem de görevinden atıldı. Deprem ilahi ikazdır diyene 2,5 yıl hapis...
Başı örtülü olanları sürgüne gönderdiler...
Zulüm payidar olmuyor.

İnsan düşüncesi cendereyi kabul etmiyor...
İnsan hür doğar, çocuk ise Müslüman olarak...
İnancı gereği başını örtüyor diye polis gücü ile salondan yaka paça edilen hanım kızların da bu pakette dibine kadar feryatları olmalıydı.
Örtü ise örtü ama neden ayırım?
Başını kapatmak isteyen doktor, hemşire cennete gider de hanım savcı ile polisin buna hakkı yok mu? Belki de tam cevapları verilemedi ama dedik ya bu bir patika yol...
Mini yol, belki de tarihin izdüşümü.

Hadi biz bu yolu yetersiz görmüş olalım da diğerlerinin derdi ne!
Yok Kemalizm’le bir hesaplaşma, veya inkılaplara neşter vuruyorlar yaygarası asrımızın anlayışı ile bağdaşıyor mu? Neyi ne ile bağdaştıralım ki barış olsun?
Sabahları temcit pilavına benzer bir andın söylenmesi ile gördük ki bu ülke çalışmadı, hatta büyüklere saygı küçüklere de sevgi olmadı.
Irklar küstü, kavimler çarpıştı.

Geçmiş bazı kelimelerle, ideolojilerle halkımızı gerçekten korkuttuk.
Madem cumhuriyet diyoruz, o halde bırakın da cumhur son sözünü söylesin, bu paket hakkında o ne diyor, onu da mahalli seçimlerde göreceğiz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi