Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Kurbanı kurbana kurban etmek

Kurbanı kurbana kurban etmek

“Kurbanı kurbana kurban etmek.” Bu nasıl laf ben de pek işin içinden çıkamadım ama ne demek istediğimi anlatmaya çalışayım.

“Kurban Bayramı ibadet mi adet mi?” Bu soruya cevap verebilmek için hepimiz elimizi vicdanımıza koymalı ve kurban anlayışımızı gözden geçirmeliyiz.
Samimi her Müslüman bilir ki, kurban ibadeti, gereği yerine getirilmesi gereken meşakkatli ve en mükafatlı ibadetlerden birisidir.
Maalesef kurban ibadet olmaktan çıkıp, ticarete dönüştü ve ulvi duyguların yerini maddi duygular aldı.
Sayılarının kaç olduğunu bilmiyorum ama önüne gelen her dernek, para toplayarak kurban kesme yarışına girdi.
Derneklerin bir fiyat politikası oluştu ve her dernek kendisinin haklı olduğunu söyledi. Kurban ibadeti dernekler arası bir borsaya dönüştü.
Artık bu işin suyu çıktı. Kurban bir hayır yarışından ziyade güç yarışına dönüştü. Meğer ne kadar merhametli insanlarmışız da haberimiz yokmuş.

¥

Oturduğu şehirde alt ve üst komşusuyla bayramlaşmaya gitmeyen biz Müslümanlar, dünyanın bilmem neresindeki fakirlere kurban eti verir olduk.
Gelin kendimizi kandırmayalım, nefsimize mağlup olup, gururumuzu ve kibrimizi ibadetle karıştırmayalım.
Öncelikle kendimize bakalım. Sonra komşumuzla ilgilenelim, sonra uzak ve yakın muhtaç akrabalarımızla varsa onlara yardım edelim.
Maalesef günümüzde akraba ve komşu ilişkilerinde ciddi bir gerginlik ve kırgınlıklar var. Bu gerginliği bayram bile çözemiyor.
Binlerce kilometre uzaktaki bir muhtaca uzanan ellerimiz, yakın veya uzak akrabalarımıza; hanımların veya beylerin yüzünden ulaşamıyor.
Eğer bu acıyı, dünyanın diğer ucundaki muhtaç kişiler bilse, bize yalvaracaklar ve “Ne olur bize gelmeyin, önce kendi ilişkilerinizi düzeltin” diyeceklerdir.
Yok, ama böylesi işimize geliyor. En azından kadınlar veya erkekler susmuş oluyor. İmanlarımızın değil, nefislerimizin emrettiğini yapıyoruz.
Sonra da bunun adına ibadet diyoruz.
Yurtdışına gönderiverdiğimiz kurbanlarla aslında kurbanı kurbana kurban ettiğimizi yüreğimiz söylüyor ama dile getiremiyoruz.

¥

Hepten de meseleyi rafa kaldırıyor değilim. Elbet yardım etmeliyiz. Bizim bir kurbanımız da Gana’da kesiliyor. Gönderdiğim şahıs ve dernek güvenilir birisi. 
Hamdolsun neredeyse fakir denilen ülkelerin hemen hepsini dolaştım. Özellikle Afrika’da ete muhtaçlıktan ziyade açlık çeken insanlar var.
Esas olan o insanlara yılda bir kez et vermek değil, onlara rızıklarını kazanabilecek imkânlar sağlamalı. Yani karınlarını değil, beyinlerini doyuracak işler yapmalı.
Beyni doymayan insanlar varlık içinde de olsalar yokluk çekerler. Pek çoğumuz yardımdan ziyade kurban yükünün üzerimizden kalkması için yardım etmekteyiz.
Kurban için gösterdiğimiz alicenap ve hayırseverliği, birbirimize selam vermekte gösterebilsek, karın doyurmak yerine yüreğimizi doyurmuş oluruz.
Kendi gözümüzün önündeki saban okunu görmeyip, başkasının gözündeki saman çöpüne ağıt yakmayalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi